26 Nisan 2016 10:17

Necati Sönmez: Prosedür değil sansür diyeceğiz

Sevda AYDIN
İstanbul

Ankara Uluslararası Film Festivali (AUFF) Yönetim Kurulu, festival kapsamındaki Hatırlıyorum adlı belgeselinin sansürlenmesini “Sansür değil, teknik gereklilik” olarak nitelendirmişti. Festivalin Ulusal Belgesel Yarışması jüri üyeliğinden sansür nedeniyle istifa eden Belgesel Yönetmeni Necati Sönmez, festivalin sansürü reddeden savunmasını Evrensel’e değerlendirdi.

Eser işletme belgesi, festival şartnamesine girince sansür belgesi olmaktan çıkmıyor, tersine kurumsallaşıyor” diyen Sönmez, istifa sürecinden sonra yaşananları anlattı; “Ben Ankara FF’ne herhangi bir film çıkarılırsa jüride yokum dedikten sonra Festival Yöneticisi İnci Demirkol tarafından arandım ve uzun uzadıya bunun nedenlerini anlattım. Sonra bir daha aranmadım; ama gördüm ki filmi çıkarmışlar ve beni jüriden silmişler, yerime hızlıca bir başka isim atamışlar. 

FESTİVALİN SİNEMACILARIN ORTAK TEPKİSİNİ ÖNLEME ÇABASI 

İkincisi, yarışmadaki yönetmenlerden öğreniyoruz ki, eser işletme belgesini birden fazla film vermek istemeyince, hepsine birden “Bir tek siz kaldınız” diye telefon edilmiş. Yani, tek kaldıkları hissi yaratılarak sinemacıların bu uygulamaya karşı olası bir ortak tepkisi önlenmeye çalışılmış, ki bunun ahlaki bir davranış olduğunu söyleyemeyeceğim. Sansüre karşı sinemacılarla “birlikte” hareket etmek, böyle bir şey olmasa gerek.

Bianet’teki yazıda uzunca anlattığım gibi, eser işletme belgesi sinemacılar açısından teknik bir mesele değil. Festivaller açısından da yıllarca mesele değildi; ta ki geçen yıl Sinema ve Telif Hakları Genel Müdürlüğü bazı filmlere filtre uygulamaya başlayana kadar. Geçen yıldan beri yaşananları unutup olayın bu kadar basite indirgenmesi de çok şaşırtıcı gerçekten. Festival yöneticilerine telefonda şu basit soruyu sordum ve net bir yanıt alamadım: “Bakur”u geçen yıl belge şartı koşmadan programınıza almıştınız, devlet filmi hedef alana kadar teknik bir sorun yoktu ortada. Şimdi, bakanlığın ilgili birimine başvursa “Bakur”un bu belgeyi alabileceğine gerçekten inanıyor musunuz? Alamayacağını hepimiz biliyoruz; peki bunun adı ne olacak, ‘prosedür böyle’ mi diyeceğiz, sansür demeyecek miyiz?

Eser işletme belgesi, festival şartnamesine girince sansür belgesi olmaktan çıkmıyor, tersine kurumsallaşıyor. Bunun tek sorumlusu da Ankara FF değil elbette, !f İstanbul ve İstanbul FF başta olmak üzere tüm büyük festivaller bu konuda boyun eğmiş ve sinemacıların değil sansürü uygulayan tarafın yanında yer almış durumda, maalesef.

Son olarak, basında çıkan haberlerde “Hatırlıyorum” adlı filmin içeriğinden ötürü yarışmadan çıkarıldığı ima ediliyor. Yanlış. Belgesel bu belgeye başvurmayı reddettiği için, festival de Kültür ve Turizm Bakanlığının bu konudaki hassasiyetinden çekindiği için yarışmadan çıkarılıyor. Festival filmleri kendisi filtreden geçirmiyor, o işi devletin ilgili birimi yapıyor, festival de buna rıza gösterip gereğini yerine getiriyor. Ama deneyimlerden biliyoruz ki tür filmler, içeriğinden ötürü eser işletme belgesi almama ihtimali yüksek olan filmler.”

Evrensel'i Takip Et