18 Nisan 2016 00:59

İran ve Hizbullah karşıtı zirve

Arap basını, İslam Zirvesi sonuç bildirgesinde açıklanan İran ve Hizbullah’ın kınanması kararını öne çıkardı.

Paylaş

Yusuf ERTAŞ
Ali KARATAŞ

İslam İşbirliği Teşkilatı İstanbul Zirvesi “İran ve Hizbullah’a düşmanlık”zirvesi olarak değerlendirildi. Gözlemciler, kararların Suudi Arabistan’ın baskısı ile alındığına dikkat çekiyor. Arap basını, sonuç bildirgesinde açıklanan İran ve Hizbullah’ın kınanması kararını öne çıkardı. Lübnan gazetesi Daily Star, “İslam Zirvesi Hizbullah’ın terörist eylemlerini kınadı” manşeti atarken, Lübnan Müstakbel Hareketine yakınlığı ile bilinen an Nahar, “İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi Hizbullah’ı üye ülkelerin istikrarını bozmakla suçladı” başlığını kullandı. As Safir gazetesi ise zirveyi, “İslam İşbirliği Teşkilatı İstanbul’daki çalışmalarını ‘Hizbullah’a’ saldırı ile tamamladı” manşeti ile aktardı. En Naşra, “İran’a karşı Cephe” değerlendirmesi yaparken al Vatan al Arabi, “İslam İşbirliği Teşkilatı İran müdahalelerini ve Hizbullah terörünü kınadı” manşetini attı.
 
EN BAŞARISIZ TOPLANTILARDAN BİRİ

Lübnanlı akademisyen ve yazar Muhammed Nureddin, “İstanbul’da biraya gelen İslam İşbirliği Teşkilatı’nın toplantısı en başarısız toplantılardan biri” tespitini yaptı. Nureddin, Ankara’nın, İran’ın Arap ülkelerinin iç işlerine karışması eleştirilerine onay verdiğine dikkat çekerek, “Stratejisinin ana unsuru başka ülkelerin özellikle İslam ülkelerinin, Suriye ve diğerlerinin iç işlerine karışmak olan Türkiye gibi bir ülke için durum alay meselesi” yorumunu yaptı. Nureddin, İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin, İsrail yerine İran’ı hedefe koyduğunu vurgulayarak Erdoğan’ın ve diğerlerinin İsrail eleştirilerinin konuşmalarında kaybolduğunu belirtti.
 
İSLAMA EN BÜYÜK HAKARET

Lübnanlı Akademisyen Muhammed Nureddin, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İstanbul Zirvesindeki duruşu ile Müslümanların çıkarlarını, birliğini ve onurlarını koruma kudretine sahip olmadığını onayladığını vurgulayarak, “Filistin sorunundaki omurgasız duruşuyla ve Müslümanları ayrıştıran sonuç bildirgesiyle 21. Yüzyılda İslam’a en büyük hakarettir” yorumunu yaptı.
 
MISIR’DA HALK YİNE SOKAKTA

Öte yandan Mısır’da halk bir kez daha sokaklara döküldü. Bu kez Kızıldeniz’de bulunan iki adanın Suudi Arabistan’a verilmesi, protestoları tetikledi. Geçen hafta sayfamızda, Nisan başında Mısır ve Suudi Arabistan arasında imzalanan ikili anlaşmalar sonrasında Arap basınında, Suudi Kralı Salman’ın bu anlaşmalarla Mısır’dan bir dizi imtiyaz ve Kızıldeniz’de iki ada almakla kalmadığı aynı zamanda Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin bağlılığını satın aldığı yönündeki değerlendirmelere dikkat çekmiştik.
 
“TOPRAK NAMUSTUR İNTİFADASI”

Bu kez “Toprak Cuması” şiarı ile sokaklara dökülen halk iki adayı Suudi Arabistan’a veren anlaşmanın iptal edilmesini istedi. Lübnan’da yayınlanan as Safir gazetesi, gösterileri “Mısır’da protestolar yeniden başladı” başlığı ile okurlarına aktarırken, Mısır’da yayınlanan el Badil, ülke genelinde gerçekleşen gösterileri, “Toprak Namustur İntifadası” olarak değerlendirdi. Bab el Ahram gazetesi gösterilerde Ocak 2011 devriminde atılan sloganlara benzer,  “Ekmek, özgürlük, sosyal adalet”, “Halk rejimin devrilmesini istiyor” ve “İrhal (git)” gibi sloganların atıldığına dikkat çekti. Gazete, gösterilerde öne çıkan sloganlardan birisinin de “Ekmek, özgürlük ve bu adalar Mısırlıların” sloganı olduğunu aktardı. Lübnan’da yayınlanan an Nahar gazetesi, eski Genelkurmay Başkanı Abdulfettah Sisi’nin 2014 yılında cumhurbaşkanı olmasından beri sokaklarda yükselen ilk protesto dalgasında Sisi’yi hedef alan “irhal, irhal” sloganları atıldığına vurgu yaptı.

25 NİSAN’DA BÜYÜK GÖSTERİ

Mısır gazeteleri, gösterileri düzenleyen grupların 25 Nisan Sina Kurtuluş günü yıl dönümünde kitlesel protesto eylemleri için çağrı yaptıklarını yazdı. Gözlemciler, 25 Ocak 2011 ayaklanmasında kilit bir rol oynayan 6 Nisan Gençlik Hareketinin son protestolarda da önde olduğuna dikkat çekiyor. Diğer katılımcı grup ve partilerin Devrimci Sosyalistler, Demokratik Akım Koalisyonu (içinde 6 parti bulunuyor) ve Müslüman Kardeşler olduğu belirtildi. Daily News Egypt, Ekmek ve Özgürlük Partisi, Sosyalist Halkçı İttifak ve Mısır Sosyal Demokrat Partisi’nin protestocuları desteklediklerini açıkladıklarını aktardı. Öte yandan, Ahram Online “Müslüman Kardeşlerin gösterilere katılacağına dair yapılan duyuruya rağmen, İhvan yanlısı bir görüntü ve slogan ile varlıkları pek fark edilmedi” diye yazdı.


İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜNDE HANGİ İSLAM KALDI?
 
Muhammed NURETDDİN
As Safir

 

İstanbul’da biraya gelen İslam İşbirliği Teşkilatı’nın toplantısı için zirve düzeyinde değerlendirirsek en başarısız toplantılardan biri demimiz mümkün. Söylentilerde farklılaşanların bir araya gelmesi çok mevcuttu. Lakin zirvenin gittiği yol, konuşmaları ve toplantıları bunun tersini gösterdi.

Özellikle Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı’nü zengin devletlerin ödenek ayırmaması sebebiyle en çok eleştirenlerin başında geliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan birden fazla kere Körfez ülkelerini ve Suudi Arabistan’ı Myanmar ve Gazze’ye yardımlarını andı.

İşbirliği Teşkilatı’na en büyük eleştiri, Erdoğan’ın  “darbe” olarak nitelendirdiği Mısır’ın meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye yönelik Abdulfetah Sisi’nin icraatlarını kınamaması nedeniyle bir önceki başkanı Ekmeleddin İhsanoğu dönemine yönelikti.

Bugün Erdoğan yerinde duruyor ama durum değişmedi. Ama örgütün Filistinlileri desteklemede acizliği açısından bir değişim yok. Örgüt dünyadaki Müslümanlara da katkıda bulunmuyor.

Erdoğan’ın eleştirileri, özellikle Filistin ve İsrail karşısındaki tutumunun görülmesini engellemez. İsrail’e yönelik katı söylemi kayboldu.

İslam İşbirliği örgünün İstanbul zirvesinde kendi üyeleri arasındaki sürtüşmeyi kaldırmak için herhangi bir çaba vermiş değil. Başkentleri gezen ve ciddi öneriler götüren “uzlaşma komitesi” ne Suudi Arabistan ile İran arasında; ne de Suriye, Irak ve Yemen’de yaşanan savaşlar için oluşturulmadı. Ama Türkiye ile Mısır ilişkileri yeni bir darbe yedi. Cumhurbaşkanı Sisi adına zirvede bulunan Dışişleri Bakanı Semih Şükri, sözünü söyledi ve anı fotoğrafına katılmadan ve Erdoğan’ın konuşmasını dinlemeden çıktı. İstanbul’da iki saat kaldı.

İsrail yerine İran’ı hedefe koyan ve bundan daha çirkini Hizbullah’ı terör listesine koyan sonuç bildirgesinde örgütün kendi hüviyeti ile ilgili bir şey bulamadık. Erdoğan’ın ve diğerlerinin İsrail eleştirileri konuşmalarında kayboldu. BM Güvenlik Konseyi’nde temsil edilmesi istenen örgütün sonuç bildirgesinde İran ve Hizbullah düşmanlığı yer aldı.

Türkiye’nin İran’a yönelik kampanyanın tırmandırılmasında büyük bir mesuliyeti var. Ankara, İran’ın Arap ülkelerinin iç işlerine karışması eleştirilerini onayladı. Stratejisinin ana unsuru başka ülkelerin, özellikle İslam ülkelerinin; Suriye ve diğerlerinin iç işlerine karışmak olan Türkiye gibi bir ülke için durum alay meselesi. Irak hükümeti resmi olarak çekilmesini istemesine ve oraya giderken herhangi bir talep olmamasına rağmen Türkler, Irak Başika’da ne yapıyor? Suriye silahlı muhalefetinin Türkiye topraklarında işi ne? Bu konudaki müdahale Türkiye saldırganlığı değil mi? Hangi uluslararası karar bu konuda onay verdi?

İslam İşbirliği Teşkilatı, Müslümanların çıkarlarını, birliğini ve onurlarını koruma kudretine sahip olmadığını onayladı. Filistin sorunundaki omurgasız duruşuyla ve Müslümanları ayrıştıran sonuç bildirgesiyle 21. yüzyılda İslam’a en büyük hakarettir.
 


 
25 NİSAN’DA BÜYÜK EYLEM ÇAĞRISI
 
el Ahram

Cuma namazı sonrası ülke genelinde küçük protestolar gerçekleşti. Ancak bu protestolar güvenlik güçleri tarafından kısa sürede dağıtıldı. En büyük gösteri Kahire’nin merkezindeki basın sendikasının önünde yapıldı. Görgü tanıkları bu gösterinin son aylarda gerçekleşen en büyük gösteri olduğunu söyledi.

Sendika önünde toplanan göstericiler anlaşma karşıtı sloganların yanı sıra Ocak 2011 devriminde atılan sloganlara benzer:  “Ekmek, özgürlük, sosyal adalet”, “halk rejimin devrilmesini istiyor” ve “irhal (git)” gibi sloganlar. Sloganlardan birisi de “Ekmek, özgürlük ve bu adalar Mısırlıların” oldu.

Sendikanın önünde bir araya gelen siyasi aktivistler, Suudi anlaşmasının iptal edilmesini talep etmek için Sina kurtuluş gününün yıldönümü olan 25 Nisanda gösteri düzenleyeceklerini duyurdular.

Cuma günü yapılan protestolara katılan 6 Nisan Gençlik Hareketi de 25 Nisanda başka bir gösterinin yapılacağını duyurdu.

Müslüman Kardeşler’in (İhvan) gösterilere katılacağına dair yapılan duyuruya rağmen, İhvan yanlısı bir görüntü ve slogan ile varlıkları pek fark edilmedi.

Ahram’a konuşan güvenlik kaynaklarından alınan bilgilere göre cuma günü Mısır’ın dokuz farklı ilinde 100 protestocu tutuklandı. Aynı güvenlik kaynakları protestoların sınırlı olduğunu ve Gazeteciler Sendikası protestosu haricindeki tüm gösterilerin dağıtıldığını söylediler.
 



TİRAN VE SANAFİR PROTESTOLARINDA EN AZ 100 GÖZALTI
Mısır al Youm
 

İçişleri bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Tiran ve Sanafir adalarının Suudi Arabistan karasularına dahil edilmesi ile ilgili anlaşmanın imzalanmasını protesto etmek için yapılan gösteriler esnasında Mısır’ın 9 ilinde 100 kişi gözaltına alındı.

Protestocular, izinsiz gösteri yapmak, yolları kapatmak ve emniyet güçlerine mukavemet etmek iddiaları ile gözaltına alındı.

Protestolar çeşitli grup ve partilerden gelen çağrılar üzerine cuma günü gerçekleşti. Çağrıcı gruplar arasında 6 Nisan Gençlik Hareketi, Devrimci Sosyalistler, Demokratik Akım Koalisyonu (içinde 6 parti var) ve Müslüman Kardeşler bulunuyor.

Göz altına alınanlardan 17 kişisi çeşitli gazetelerde çalışan muhabir ve fotoğrafçı. 7 gazeteci daha sonra serbest bırakıldı. Protestoları destekleyenler sosyal medya üzerinden protestoların 25 Nisan Sina Kurtuluş gününe kadar devam edeceğini duyurdular.

 

ÖNCEKİ HABER

Mizah krizlerinin kısa tarihi

SONRAKİ HABER

TÜPRAŞ'ta yangın: 1 işçi öldü, 1 mühendis kayıp iddiası!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa