05 Mart 2016 12:09

Dersimli kadınlar umudu büyütecek

Günlerdir bölge ilerinde süren sokağa çıkma yasakları, düzenlenen askeri operasyonlar, katliamlar ülkenin gündeminde. İktidar tarafından yapılan her açıklama bu katliamların kimlere ve neye hizmet ettiğini gösteriyor.

Paylaş

Fatoş ARGIN

Günlerdir bölge ilerinde süren sokağa çıkma yasakları, düzenlenen askeri operasyonlar, katliamlar ülkenin gündeminde. İktidar tarafından yapılan her açıklama bu katliamların kimlere ve neye hizmet ettiğini gösteriyor. Kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden bodrum katlarında yakılıyor, sokak ortasında infaz ediliyor, çırılçıplak soyularak teşhir ediliyor... Kadınları ve çocukları hedef haline getiren iktidar, günlerce bodrumlarda kalan insanların aç, susuz, yaralı bir şekilde ölmelerine göz yumarak, savaşı, ülkenin geneline bir ‘korku imparatorluğu’ kurarak yaymaya çalışıyor. “Eğer bana muhalefet ederseniz sonunuz budur” duygusu yaratıyor. 
Hepimize, “Susun! Korkun! Sakın eleştirmeyin! Karşı olmayın! Sokağa çıkmayın!...” deniyor. İşte tüm bunlara karşı Dersim Yenigün Kadın Dayanışma Derneği olarak, mahallelerde kapı kapı gezerek, ev toplantıları yaparak kadınlara ulaşmaya çalışıyoruz. Ve elbette Dersim’de kadınların tek gündemi yaşanan savaşın ağırlığı. 

‘BANA MÜJDE GETİRİN’
68 yaşındaki Muzzafer teyze ona uzattığımız bildiriye bakıp, acı dolu bir öfkeyle, “Bana bildiri falan vermeyin, müjde getirin bana” diyor; “Kadın, savaş içinde en ağır darbe görendir. Bu, tarihlerden beri böyle. Ben 68 yaşındayım, beş oğlum var, iki kızım, hepsi gurbette. Memlekette huzur yok, iş yok diye lisede yolladım hepsini. Kalsalar ölümlerini görebilirdim... Benim dediğim 90’lı yıllar. Gittikleri yerlerde aç kaldılar, yokluk çektiler. Şimdi uzaktalar çok özlüyorum, ama kendimi yaşıyorlar diye teselli ediyorum. Bu savaş yüzünden yaşasan bir dert, yaşamasan başka bir dert, yaşarsan görmediğin işkence zulüm kalmaz, yaşamazsan arkanda kalan çocukların... Televizyon izlemiyorum, görmek istemiyorum o zulmü. Bana bildiri falan da vermeyin, acıyı bilmek istemiyorum, zulüm biterse o zaman müjde getirin bana.”

‘SAVAŞ BURAYA GELECEK’ ENDİŞESİ
Her kapısını çaldığımız, yanına oturup iki lafın belini kırdığımız, yan yana geldiğimiz kadınların hikayeleri bugünlerde böyle biraz. Tarifsiz acılar, kaybedişler, zorluklar... Ama yeniden yeniden ayağa kalkıp çocuğu için, kardeşi için, sevdiği için dimdik duran kadınlar...
Dersim Yenigün Kadın Dayanışma Derneğinin ev toplantılarında tanıştığımız 33 yaşındaki Birgül, “İstediğim yaşamak, artık şu an tek derdimiz bu. Artık sadece akşamı nasıl yapacağımızı düşünüyoruz. Geleceğe dair umutlarımız çocuklarımız. Nasıl koruruz diye endişeliyiz. Sur’da, Cizre’de yaşananlar çok ağır, 10 yaşındaki çocuk bile bunu konuşuyor, ne kadar acı. Evimizden çıkamıyoruz kalabalık yerlere girmek istemiyoruz, çünkü endişeliyiz ama böyle de gitmemeli. Çözüm nedir bilmiyorum, ama şunu biliyorum ki susmak hiç bir zaman çözüm değildir” diyor. 
Makber giriyor araya, “Çözüm; susmayacağız! Savaş baharla buraya gelecek dersek, evimize kapanırsak savaş zaten buraya gelir. Gelmiştir de çünkü bakın hepimiz endişeliyiz, eskiden yaşananları yaşamak istemiyoruz ve bu yüzden nasıl koruruz kendimizi diye düşünüyoruz, bu bencilliktir. Savaş orada olabilir ama bu korku da savaşın bir parçasıdır. AKP’nin istediği bu; Susun evinizde oturun! Biz de susuyoruz ve evimizde oturuyoruz.” 
“Ortada çok dedikodu var, ‘baharda savaş buraya gelecek’ diye insanlar göç ediyor. Bunlara izin vermemeliyiz burada kalmalıyız” diyor Gülnur da. Elif ise hendekleri doğru bulmadığını belirterek başlıyor söze. “İki tarafta da ölen bizim çocuğumuz. Bakanların, başbakanın değil... Ölen askerlerin evlerini gösteriyorlar, tıpkı bizimkisi gibi kerpiç, camları naylondan. Ekmek parası için seçiyorlar bunu, seçmesinler! Oradaki anneler babalar da görsün bu savaş kirlidir” derken, sesinde öfke var, gözleri ise dolu dolu. 

‘BU SEFER GİTMEYECEĞİM’
Bir başka mahalle toplantısında konuştuğumuz Sultan da, “Kente bir korku hakim, ne yapacağını bilmiyor insanlar” diyor, “Silahlar sustuğunda bir hayat kurmaya başladık. Köylerimize gittik, evler yaptık. Bunlar şimdi boşa mı gitti? Dün bıraktım gittim, çok pişmanım ama şimdi bunu yapmayacağım. Toprak benim emeğimdir. Ev benim emeğimdir. Yanında duracağım, sahip çıkacağım.” Sultan 55 yaşında, Almanya’dan memleketine kesin dönüş yapmış. “Oralarda yaşamak zor. Savaş var diye gittik ama inan orada her gün öldük. Dil yok, ezildik, adam yerine koyulmadık. Geldim memleketime biraz hasret gidereyim. Ama yine rahat yok. Aç da kalsam, susuz da kalsam, ölsem de burdayım, gitmem bir yere” diyerek yanındaki kadınlara dönüyor; “Siz de giderseniz benim yaşadıklarımı yaşarsınız. Savaş buraya gelmesin diye çaba gösterin, yoksa zaten olan olur.” 

‘ÖLMEKSE HEPİMİZ ÖLMÜŞÜZ’
Peki ne yapacağız? Elif’i dinleyelim; “Bütün dedikodular bilerek yaygınlaştırılıyor, bizi korkutarak panik olmamız isteniyor. Biz bedel vermiş bir halkız, bunun üstesinden de geliriz. Dayanışarak, yan yana gelerek umutsuzluğu yok ederek... Yoksa ülke zaten karanlık... Ölmekse hepimiz ölmüşüz. Çocuklarımızın geleceği yok. Okullarda zorunlu din dersleriyle çocuklarımızı sindirmeye çalışıyorlar. Televizyonlar hep yalan. Bir sürü kadın katlediliyor, zamlar ortada... Daha ne kadar susacağız! 
Yaşananlar kabus gibi, televizyondaki bir ölüm haberi benim de evime düşüyor, ben böyle hissediyorum. Savaş bana 4-5 saat uzak olabilir, ama orada patlayan her bomba benim vergilerimle alınıyor. Benim paramla benim insanlarımı öldürüyorlar. Bundan ötesi nedir bilmiyorum. Susmayacağız, yana yana geleceğiz, daha çok konuşacağız. Bu dedikodulara izin vermeyeceğiz. Çocuğumuzu alıp önce biz parka götüreceğiz. Komşumuzu önce biz ikna edeceğiz.” 
Sohbete umutsuz başlayan kadınlar, üzerindeki yükü atarak, hak verdiler Elif’e. Umutsuzluğu söyledikleri her sözle al aşağı eden kadınlar, sözünü bir edip, önce 8 Mart’ta alanlarda olma sözü verdiler. Yıkılacaksa bu zalimlerin saltanatı önce kadınların çığlığıyla sarsılmalı.

ÖNCEKİ HABER

Tüm kadınlar barışı haykırmalı

SONRAKİ HABER

Direnen kadınlar ışığımız olsun

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...