Planlanan tezgah adım adım gerçekleştiriliyor
Türkiye sınırlarında silahlı muhaliflerin ileri karakol olarak kullandıkları kampların görüntülenmesi üzerine konu hakkında görüşünü aldığımız Tüzel, Türkiye’deki kamplara yerleşen Suriyelilerin vaatlerle getirildiğini, kamplardaki çadırlarda kalan gençlerin buradan ayrılarak Suriye’ye gidip çatışarak geri döndüklerinin defalarca basına yansıdığını kaydetti. “Türkiye devletinin ‘Suriye’nin Dostları’ adına muhaliflere kol kanat germesi, Özgür Suriye Ordusu adı altında, halk desteği alıp almadığı belli olmayan, çeteci özellikler gösteren, kaos ortamında kullanılan güçleri beslemesi uluslararası bir suçtur” diyen Tüzel, yaşananların, AKP hükümetinin emperyalist diplomasi ve tehlikeli bir politika izlediğinin işareti olduğunu vurguladı. Tüzel, sınırda bu tür hareketlere yataklık yapılmasının, önceden belirlenmiş bir plana bağlanıldığını gösterdiğini kaydederek, “Hükümet bunu açıklamalıdır. Bu konuda soru önergesi vererek konuyu Meclise de taşıyacağız” dedi.
Tüzel, “Türkiye’nin Annan Planını kabul etmemesi, NATO’yu göreve çağırması, Suriye devletine açıkça savaş ilan etmesi, adım adım bir kararın uygulanmasıdır, AKP hükümeti her şeyi göze almış durumda. Bunun hesabı verilmelidir. Suriye halkıyla düşmanlık ve çatışma ortamına girecek politikaları zararlı buluyoruz” ifadesini kullandı.
‘TÜRKİYE MACERACI POLİTİKA İZLİYOR’
Araştırmacı Yazar Faik Bulut ise şunları söyledi: “Bir defa bu, iddiadır henüz kanıtlanmış değil. Öte taraftan gerçeklik payı da var. Ateş olmayan yerden duman da çıkmaz. Bu, başka bir ülkenin içişlerine karışmak anlamına geliyor. Diplomatik açıdan Türkiye başından beri Suriye’nin içişlerine karışıyor. Bir de işin çifte standardı var. Bir zamanlar Türkiye Suriye’ye PKK ve Öcalan’a ev sahipliği yaptığı için defalarca nota verdi. O dönem Adana Anlaşması yapıldı. Bu anlaşmaya göre hiçbir ülke diğer ülkenin muhaliflerini desteklemeyecekti. Türkiye de Suriye’nin muhaliflerini barındırmayacaktı. Bugüne kadar yaşananlar ve haberler gösteriyor ki Türkiye bu anlaşmaya uymuyor. Burada izlenen politika, Türkiye’nin çıkarına olan bir durum değil. Türkiye’nin bu yönde izlediği politikalar maceracı ve gözü kara politikalardır.” (İstanbul/EVRENSEL)
BAŞKAYA: SURİYE’Yİ ÇÖKERTME PLANI
Türkiye ve Ortadoğu Forumu Vakfı (Özgür Üniversite) Başkanı Prof Dr. Fikret Başkaya, Özgür Üniversitede, Ankara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hakan Mertcan ile birlikte basın toplantısı düzenledi.
Türkiye, Ürdün ve Lübnan sınırından ülkeye sızmış olan binlerce paralı asker ve militanın Suriye’de hastane, okul, ulaşım hatları olmak üzere yerleşim yerleri ve merkezi bütün yerlere bombalama eylemleri düzenlediklerini ve ciddi oranda sivil insanın öldürüldüğünü belirten Başkaya, “Bütün bu yaşananların dış odaklı Suriye’yi çökertme planının bir parçası” olduğunu dile getirdi. Başkaya, “Medya saldırganların kimliğini ve işledikleri cinayetleri gizlemek için her türlü ahlak dışı yolu deniyor” dedi. El Cezire ve El Arabiye gibi Katar ve Suudi Arabistan destekli kimi televizyonların kendi stüdyolarında filmler, görüntüler hazırlayıp, 1.5 milyon Suriyelinin rehin alındığı gibi yalan haberleri tüm dünyaya servis ettiğini aktaran Başkaya, medya eliyle hazırlanan filmlerle de rejimin olabildiğince şeytanlaştırılmaya çalışıldığını ve halkın kışkırtıldığını ifade etti.
NATO ÜLKELERİNDEN SAVAŞÇILAR VAR
Provokasyon için Suriye’ye sızanların sadece El Kaide ve Müslüman Kardeşlerin silahlı unsurları ve paralı askerlerinden oluşmadığını kaydeden Başkaya, “Fransız ve Türk istihbaratçıları ve subayları başta olmak üzere birçok NATO ülkesinden, ABD’den ‘uzmanlar’ın da işin içinde olduğunu” söyledi. Başkaya, “49 Türk istihbarat görevlisinin, biri albay bir grup Fransız subayının ve birkaç İngiliz askerinin Suriye rejimi tarafından yakalanması ortada bir halk isyanı değil apaçık dış kaynaklı bir saldırı olduğunu ortaya koyuyor” dedi.
Suriye’de yapılmak istenenin Afganistan, Irak, Somali ve Libya’da yapılanın bir tekrarı olduğunu belirten Başkaya, “Asıl amaç bölgeyi emperyalizm ve başta Siyonist İsrail devleti olmak üzere, gerici-çürümüş bölge monarşileri için ‘dikensiz gül bahçesi’ haline getirmektir” dedi.
Ankara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hakan Mertcan da Türkiye’nin en ufak bir kıvılcımla yangına dönüşebileceğini söyledi. Mertcan, Hatay, Adana, Mersin’de yaşayan Aleviler ve diğer birçok inançtan insanın katliamlara varabilecek boyutta çatışmalara girebileceğini ve durumun çok ciddi boyutlara varabileceğini kaydetti. Mertcan, Adıyaman’da yaşanan Alevi evlerine yönelik işaretleme olaylarını da hatırlatarak halkın endişeli ve tedirgin olduğuna vurgu yaptı. (Ankara/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et