Sendikalar devlete bağlanamaz

Eğitim Sen Kocaeli Şubesi eğitim salonunda, Yrd. Doç. Dr. Özgür Müftüoğlu ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul Milletvekili Levent Tüzel’in katılımıyla gerçekleştirilen toplantıya metal, otomotiv, Petro-kimya ve lastik işkolundan işçiler katıldı.

12 EYLÜLÜ ARATMIYOR

İlk olarak konuşan Yrd. Doç. Dr. Özgür Müftüoğlu, işçi ve emekçilerin çok kritik bir dönemden geçtiğini, cumhuriyet döneminin başlangıcından bugüne hiç bu kadar yoğun saldırılarla karşı karşıya bırakılmadığını belirtti.

“Türkiye darbe dönemlerinde bile bu kadar şiddetli bir mevcut hakların ortadan kaldırıldığı, çalışma standartlarının geriletildiği bir süreci yaşamamıştı. Elbette 12 Eylül döneminde fiili bir baskı vardı. Örneğin o dönem 1475 sayılı iş yasası yürürlükteydi ve dokunulmadı. Kolektif haklar, örgütlenme hakkı üzerinden giderek sendikalar kanunu, grev ve toplusözleşme yasaları değiştirilmişti. Şimdi karşımızda askeri bir güç yok ama 12 Eylül döneminden bile baskıcı bir zaman içerisindeyiz ve çok daha olumsuz koşullara doğru gidiyoruz” diyen Müftüoğlu, daha sonra yeni sendikalar yasası ile birlikte yapılmak istenen değişiklikleri anlattı.

SENDİKALAR BAĞIMSIZDIR

Yasada olumlu gibi görülebilecek birkaç değişiklik olduğunu dile getiren Müftüoğlu, “Örneğin üyelik yaşının 15’e çekilmesi, yabancıların sendikalara üye olabilmeleri gibi birtakım olumlu gibi gözüken düzenlemeler mevcuttur. Fakat büyük olumsuzluklar içeren değişiklikler de vardır” dedi. Noter şartının kaldırılarak buna karşılık sendikalara üyeliğin e-devlet kapısına bağlandığını ifade eden Müftüoğlu, “Sendikaların devletten de sermayeden de bağımsız olmaları gerekir. Devlete sermayeye bağlı bir sendika, sendika değildir zaten. Çünkü siz kime karşı mücadele ediyorsunuz? Siz mücadele ettiğiniz yapı ile nasıl bağlı hale gelirsiniz” diye konuştu. Sendikalar kanununda yapılacak ikinci önemli değişikliğin mali denetimlerin mali müşavirliklere bırakılması olduğunu belirten Müftüoğlu, sendikaların kendi içerisinde bir yapı olduğunu ve ona dışarıdan kimsenin karışamayacağını belirtti.

HDK Milletvekili Levent Tüzel ise ilk olarak 12 Eylül darbesinin işçi sınıfına ve onun sendikal örgütlenmelerine dönük bir saldırı olduğunu söyledi.

“Şimdi bu defter kapandı mı? Kapanmadı aslında işçi sınıfı ve onun örgütlerinden alacakları bitmiş durumda değil. Korkuları da bitmiş değil o nedenle 12 Eylül rejimi, 24 Ocak kararları, iş yasasının AKP Hükümetiyle değiştirilmiş olması şimdi sendikalar yasasını birtakım isimleri değiştirerek, birtakım yeni kavramlar kullanarak değiştirmesi aslında bakıldığında sınıf mücadelesinin en keskin bir şekilde bu alanda sürdüğünün görüntüsü” diyen Tüzel, daha sonra da ulusal istihdam stratejisi hakkında konuştu.

KURALSIZ ÇALIŞMA YAŞAMI

“Çözülemeyen sorun ne, bir ekonomik büyüme var ama bu ekonomik büyüme istihdamı büyütmüyor. İşsizliği küçültmüyor, işsizliği önlemiyor” diyen Tüzel, bunun için ulusal istihdam stratejisi diye kaynağı AB’den gelen işçi-işveren ilişkilerinin ve ekonomik kuralların yeniden düzenlendiği, buradaki problemlerin gizlenmesini sağlayacak bir yöntem getirildiğini vurguladı. Ulusal istihdam stratejisi ile birlikte 8 saat belli bir ücretle belli bir işi yapmak değil, çalışma yaşamının esnekleştirilerek, günü, yeri, saati belli olmayan bir sistem getirildiğini söyleyen Tüzel, “Bu yapılanlar ile birlikte işçilerin iş güvencesi, emeklilik, sosyal hak gibi hiçbir şey yok. Bu sisteme işçi sınıfının muhtaç olduğunu düşünüyorlar” dedi.

İşçi sınıfının bu yasaları güçlü eylemlerle geri püskürtebileceğini belirten Tüzel, 1 Mayıs’ın bu güçlü eylemlerin bir başlangıcı olmasını istedi.

Tüzel, “Çünkü sendikaların konuşma niyeti yok. Meclis’te bu yasa çıkmaz değil şimdiye kadar olduğu gibi yine bir parmak demokrasisi AKP çoğunluğu ile bizlerin oradaki itirazlarımıza rağmen bu yasa bu şekilde geçer. Nasıl geçmez işte 1 Mayıs’ta, bu yasanın geleceği dönemlerde sizlerin bu konuda yapacağı itirazlar, eylemler, etkinlikler, aydınlatma faaliyetinizle ancak geçmez” diye konuştu.

SENDİKALAR BİLGİLENDİRMİYOR

Toplantıda söz alan işçiler çalışma koşulları hakkında bilgi verirken metal iş kolunda yaşanan bel ve boyun fıtığı gibi rahatsızlıkların meslek hastalığı olarak tanımlanmadığını, bu rahatsızlıkları yaşayan işçilerin ise işten çıkarıldığını ifade ettiler.

Metal iş kolunda örgütlü sendikaların ise bu duruma kayıtsız kaldığını söyleyen işçiler, sendikaların Toplu İş İlişkileri Kanunu başta olmak üzere AKP Hükümeti’nin çalışma yaşamını yeniden düzenlemek üzere gündeme getirdiği yasa tasarıları hakkında işçileri bilgilendirmediğini aktardılar. (Kocaeli/EVRENSEL)