12 Ocak 2016 14:32

'Korku ikliminde bu imzalar çok değerli'

Paylaş

“Suça ortak olmayacağız” diyerek sokağa çıkma yasağına karşı bir araya gelen bin 128 akademisyen yandaş medya tarafından hedef haline getirildi. Yeni Şafak gazetesi, akademisyenler için “PKK’nın Suç Ortakları” ifadesini kullandı. Star gazetesi ise “İhanetin 1100 Hali” dedi. Gazetemize konuşan akademisyenler ise ölüm değil barış için imza attıklarını belirterek, bu korku ikliminde bu kadar imzanın toplanmasını önemsediklerini belirttiler.

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı: Bir süredir zaten muhalif bütün sesleri kısmaya- susturmaya dönük karalama kampanyaları yapılıyor. Bu imza metninin yayımlanmasından hemen önce, bir öğretmen Beyaz’ın programına bağlanıp “Çocuklar ölmesin” dedi. O programdan insanlar etkilendiler ve olması gerektiği gibi, insani tepki gösterdiler... Hemen ardından karalama kampanyası başlatıldı, kadın öğretmenin terörist olduğu belirtilip, algı operasyonu başlatıldı. Kanala Beyaz’a ve kadına soruşturma açıldı. Akıl almaz bir şey, ‘Çocuklar ölmesin’ diyen birine  soruşturma açmak... “Çocuklar öldürülsün” denilmesini mi istiyorsunuz. Üstelik kimin öldürdüğüne, kimlerin öldüğüne, hangi annelerin ağlamaması gerektiğine dair bir gönderme de yok. Dolayısıyla bunu üzerinize alınmak, bir paranoyanın hüküm sürdüğünü ve diktatörlüğün kurumsal yapısının güçlendiğini gösteriyor. Hemen ardından Beyaz’ın özür dilemesi Doğan yayıncılığın açıklama yayımlaması da bunu gösteriyor. Kim daha önce saldırırsa, o üste çıkıyor. Artık kısa cümlelerle bu insanlara ‘terörist’ denildiği zaman terörist ilan ediliyoruz... Ben bu ortamda savaşın sonlandırılması çocukların öldürülmemesi, 7 şehir 19 ilçede neredeyse yılın tamamını kapsayacak şekilde ‘sokağa çıkma yasağı adı altında bir kuşatmanın yaşandığının belirtilmesi, buralarda gıdaya temiz suya ulaşılamadığının dile getirilmesini çok önemsiyorum. Bu korku ikliminde binin üzerinde akademisyenin bu metni imzaya sunması değerli. Cem Kaptanoğlu’nun ‘her şeye rağmen’ yazısında olduğu gibi istisnalar her zaman vardır. Bu istisnalar da cesurca kendini ifade edebilmelidir.

‘ÖNCE BARIŞ’

Prof. Dr. İzzettin Önder: 2 mesele var birincisi eğer özgürlük ve demokrasi üzerinde konuşuyorsak bütün fikirlerin; saldırıların hedefi olmadan özgürce konuşulması lazım. O metnin imzalanmasında amacım; AKP iktidarının uzun yıllardan beri ki yaklaşık 10 yılı aşkın süredir dillendirdiği ve tüm çevrelerce kabul gördüğü açılım. Siyasi yoldan görüşmelerin sürdürülmesi, bu son çatışmaların üzerini örtecek şekilde; barış yoluyla öne çıkarılmasıydı. Çünkü Türkiye son 30 yılda çok kayıp vererek mücadele ettiği halde, soruna çözüm bulunamamıştı. Bu da gösteriyor ki barış dışı yollarla insani bir çözüme ulaşmak mümkün değil. Onun için önce barış!.  Sonra parlamento çatısı altında müzakere edilerek yeni anayasa yapımı çerçevesinde çözüme ulaşılması gerek. (HABER MERKEZİ)

 

ÖNCEKİ HABER

Akademisyenler uyardı: Barış gelmezse toplumsal yarılmanın sonu yok!

SONRAKİ HABER

Cizre’deki öğrencilerle YGS dayanışması

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...