Evrensel ve Gündem'i hedef gösteren Arınç’a takipsizlik: ‘Hakaret ve iftira özgürlüğü!'

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç hakkında, 24 Temmuz Basın Özgürlüğü Günü’nde, gazetemiz Evrensel ve Özgür Gündem’i hedef gösterdiği ve muhalif medya organları için “suç makinesi” dediği gerekçesiyle yapılan suç duyurusu, takipsizlikle sonuçlandı. Arınç hakkında doğrudan soruşturma açma görevinin olmadığını savunan Cumhuriyet Savcısı, Arınç’ın sözlerinin de ‘haberleşme, düşünceyi açıklama özgürlüğü’ kapsamında olduğunu söyledi.

Bülent Arınç, 24 Temmuz’da, Habertürk TV’deki canlı yayında, “Elimde bir dosyayla geldim ama süre kalmadı. Bakın size göstereyim. Özgür Gündem ve Evrensel’in de içinde olduğu, diğerlerini saymamayım, birçok gazete. Bunlar suç makinesi. Bunlara dava açsak çezalara boğulurlar. Terör örgütünün eylemlerini öven ifadeler kullanıyorlar. Bazı isimlerle köşe yazıları yazıyorlar...” demişti.

HAKARET VE İFTİRA SUÇU

Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Cumhuriyet gazetesi Haber Koordinatörleri Ayşe Yıldırım Başlangıç, Murat Sabuncu, gazeteci ve eski CHP milletvekili Melda Onur, gazeteci Celal Başlangıç’ın da aralarında bulunduğu 26 gazeteci de Arınç’ın bu sözleri nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Şikayet dilekçesinde, Arınç’ın “hakaret” ve “iftira” suçlarından soruşturulması istenmiş, “Gazetecilerin onur ve saygınlıklarını rencide eden suçlamalar, ifade özgürlüğü hakkını kullanan gazeteciler için sürekli bir tehdit oluşturmamalıdır” ifadesi yer almıştı.

TAKİPSİZLİKLE İŞLEMDEN KALDIRDI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 3 Ağustos’ta şikayetle ilgili kovuşturmaya yer olmadığına ve dilekçenin işlemden kaldırılmasına karar verdi. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ayhan, doktirinde ve uygulamada istikrar kazanan görüşlere ve yargı içtihatlarına göre, Arınç’ın sözlerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa’nın 22. ve 26. maddelerinde teminat altına alınan “haberleşme, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” kapsamında bulunduğunu ifade etti. Arınç’ın Başbakan Yardımcısı ve Bakanlar Kurulu üyesi olması nedeniyle yasama dokunulmazlığının bulunduğunu belirten Ayhan, Anayasa’nın 100. maddesine göre de Arınç hakkında soruşturma açılabilmesi için TBMM üye sayısının en az onda birinin önerge vermesi gerektiğini ifade etti. TBMM İç Tüzüğü’nün 107. maddesinin de aynı doğrultuda olduğunu söyleyen Ayhan, herhangi bir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın doğrudan Arınç hakkında soruşturma açma yetki ve görevinin olmadığını savundu. Ayhan şöyle devam etti: “Bu konuda varsa şikayet ve deliller eklenerek, TBMM Başkanlığı’na müracaat edilmesi zorunluluk teşkil ediyor. Açıklanan nedenlerle, şikayet başvurusunun işlemden kaldırılmasının gerektiği anlaşılmıştır.”

SAVCI YANLIŞ YORUMLUYOR

Gazeteciler adına şikayette bulunan hukukçular ise karara tepkili. Avukatların açıklaması şöyle: “Meclis soruşturması, Bakanlar Kurulu’nun genel siyasetinden veya bakanlıkların görevleriyle ilgili işlerden dolayı açılabilir. TBMM üyeleri tarafından istenir. Dolayısıyla Savcılığa yapılan başvurulardaki şikâyetler cezai bir soruşturma isteğidir. Sonunda ceza davası açılması talebi vardır. Normal bir vatandaşın TBMM’den Meclis Soruşturması açılmasını isteme hakkı yoktur. Bülent Arınç konuşması ve hakkındaki şikayet Bakanlar kurulunun genel siyaseti veya bakanlık görevinden kaynaklanan herhangi bir eylemi ile ilgili değildir. Doğrudan kişisel fikirleri ve bir söyleşideki görüşleridir.

‘DOKUNULMAZLIĞA GİRMEZ’

TBMM üyelerinin yasama dokunulmazlığı vardır. Ancak Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Meclis’te ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanı’nın teklifi üzerine Meclis’çe başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan dolayı sorumlu tutulamazlar. Bülent Arınç ise seçilmiş TBMM üyesi değildir.  Ancak ve ancak 7 Haziran 2015 seçiminden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. ”   (MEDYA SERVİSİ)