17 Şubat 2007 01:00

Göktepe davasının hakimi işkencecinin avukatı çıktı


Hacettepe Üniversitesi öğrencisiyken gözaltına alınıp 15 Ocak 1991’de işkencede öldürülen Birtan Altınbaş davasında, sanık emniyet amiri İbrahim Dedeoğlu’nun avukatlığını yapan Recep Onaran’ın, Metin Göktepe’yi öldüren polislerin amiri Seydi Battal Köse hakkında son kararı veren hakimlerden biri olduğu ortaya çıktı.
Ankara 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen davaya; sanıklar İbrahim Dedeoğlu, Hasan Cavit Orhan, Sadi Çaylı ve avukatları ile Altınbaş’ın avukatları Oya Aydın, Özgür Yılmaz ve Betül Vangölü katıldılar. Üç saat süren duruşmada, sanık avukatları ve sanıklar son savunmalarını yaptılar. Sanık avukatları, müvekkilerinin sorgulamalara katılmadığını, işkence yaptığına dair somut delil bulunmadığını savunarak, Altınbaş’ın lehine tanıklık yapanlardan hiçbirinin olayı görmediğini, ifadelerinin geçerli kılınamayacağını söylediler. Avukatlar, Altınbaş’ın polisler tarafından dövülmediğini, asıl olarak Altınbaş’ın kendisini duvarlara, demir parmaklıklara vurduğunu iddia ettiler.
Sanık Hasan Cavit Orhan’ın avukatı Mehmet Emin Bağcı, Avrupa Birliği, Amerika ve İngiltere’den davayı izlemek için gelenler nedeniyle dava süresince baskı altında kaldıklarını iddia etti. Bağcı, herhangi bir yargı kararı olmamasına rağmen müvekkilinin işkenceci ilan edildiğini dile getirerek, Orhan’ın sorgulamaya katılmaması, işkence yaptığına dair somut delil bulunmaması gerekçesiyle beraatini istedi.
İbrahim Dedeoğlu’nun avukatı Halil Armutlu ise Altınbaş’ın gözaltında açlık grev yaptığını, Adli Tıp Raporu’nda da ölümüyle ilgili zaten açlık grevinin etken olarak gösterildiğini ifade ederek, emniyet işleyişi gereği, müvekkili Dedeoğlu’nun amir olduğu için sorgulamalara katılmadığını dile getirdi. Bu yüzden Dedeoğlu’nun beraatini isteyen Armutlu, eğer ceza verilecekse de Metin Göktepe davasında yargılanan emniyet amiri Seydi Battal Köse’nin durumunda olduğu gibi “görevi kötüye kullanmayı” öngören TCK’nın 240’ıncı maddesinin geçerli olması gerektiğini ve Dedeoğlu’nun duruşmalardaki iyi halinin de göz önünde bulundurularak, cezasının indirilmesini istedi.
Hakim huzur içinde
Dedeoğlu’nun ikinci avukatı Recep Onaran da Dedeoğlu’nun; dava süresince beraat eden diğer şüpheli polislerden farkı bulunmadığını söyleyerek, şüphelilerden birinin beraat edip, diğerinin etmemesinin mahkeme ve hukuk ilkeleri ile çeliştiğini aktardı. Onaran da Metin Göktepe davasında yargılanan emniyet amiri Seydi Battal Köse’nin “kasten adam öldürmek” suçu almışken, Yargıtay 1’nci Dairesi’nin bu kararı suçun yanlışlığı yönünde bozduğunu dile getirerek, “Oradaki amir, suça karışamayacağı düşünülerek TCK’nın 240’ıncı maddesinden yargılanmasını istemişti. Afyon Ağır Ceza Mahkemesi de bu yönde karar vermişti. Afyon Ağır Ceza Mahkemesi hakimlerinden biri de bendim. Böyle bir karar verdiğim için huzur içindeyim” dedi. Dedeoğlu’nun beraatini isteyen Onaran, eğer ceza verilecekse de TCK’nın 240’ıncı maddesinden ceza verilmesini talep etti.
Süleyman Sinkil ile Sadi Çaylı’nın vekili Mehmet Ener ise yaşamını yitiren sanıklardan Ahmet Taştan’ın “ilahi adalette hesap vereceğini” dile getirdi.
Polisler savunma yaptı
Sanıklardan İbrahim Dedeoğlu ise hazırladığı 10 sayfalık savunmasında, “ülkesine hizmet etmiş, şerefli bir emekli emniyet mensubu ve gazisi, onlarca takdirname almış biri” olduğunu söyledi. Dedeoğlu, “işkence” kelimesini söylemekten bile çekindiğini, bu kelimeden nefret ettiğini ifade etti. Altınbaş’ın ve arkadaşlarının, gözaltına alındıklarında ölüm orucuna girme gibi bir alışkanlıkları olduğunu anlatan Dedeoğlu, “Ölüm orucunda hayatını kaybetmiş birinin suçu ile bize atılan suçun farkı ne? Ölüm orucunda ölen her militan için bir emniyet mensubu yargılancak mı?” diye sordu.
Sanık Sadi Çaylı da bu kişilerin örgütlerinin, “Marksist, Leninist, anarşik, bölücü, bölgeci” olduğunu savunarak, “Amacımız işkence yapmak değildi, sadece devleti koruduk” dedi. Çaylı, “elinizi sürseniz, işkence yapılıyor diyorlar” diye konuşarak, “8 yıl PKK ile mücadele ettim. Ülkemi seviyorum, bayrağımı seviyorum” dedi. Sanık Hasan Cavit Orhan da kendisinin sorgucu değil operasyoncu olduğunu bu nedenle Altınbaş’ın sorgusuna da katılmadığını dile getirdi.
Savunmaların ardından duruşma 23 Mart 2007 tarihine erteledi. (Ankara/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et