27 Şubat 2007 01:00
Hekim sayısında artış sihirli değnek değil
Sağlık Bakanı Recep Akdağ her fırsatta, 52 Avrupa ülkesinde 100 bin kişiye 280, Türkiyede ise 140 doktor düştüğünü belirterek, tıp fakültesi sayısının artırılmasını ve tıp fakültelerine daha çok öğrenci alınması gerektiğini belirtiyor.
Türk Tabipleri Birliğinin (TTB) verilerine göre ise Türkiyede hekim sayısı 1953te 6 bin 881 iken, 1980de 27 bin 241e, 1990da 50 bin 639a, 2000de 80 bin 900a, 2005te ise 101 bine yükseldi. Mevcut artışa göre, hekim sayısı 2010da 126 bin 400, 2020de 197 bin 500, 2025te ise 217 bin 500 olacak. Rakamlar, yeni tıp fakültesi ve öğrenci sayısının artırılmasına ihtiyaç olmadığını gözler önüne sererken, mevcut artış eğilimi bile hekim işsizliği yaşanır mı sorusunu gündeme getiriyor. TTB Merkez Konseyi Üyesi Orhan Odabaşının değerlendirmesine göre, bugün hekimler arasında yaşanan gizli işsizlik, ilerleyen yıllarda görünür, bariz bir işsizlik halini alacak. Son 15 yılda hekim sayısının iki katına çıktığını ancak sağlık göstergelerinde bu artışa denk düşecek bir iyileşme yaşanmadığını belirten Odabaşı, Yalnızca hekim sayısı üzerinden sağlık örgütlenmesini tartışmak ilkel bir yaklaşım. Sihirli bir değnek yok. Hekim, altyapı, sağlık çalışanları, organizasyon bir bütün olarak düşünülmeli. Yeni tıp fakültesi açmak ya da öğrenci sayısını artırmak yerine, kamusal bir yaklaşımla hekim dağılımının planlanması ve birinci basamak sağlık hizmetlerine ağırlık verilmesi gerekir diyor.
Yeni fakülte derde deva mı?
TTB Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi Raporuna (2006) göre, 2000den sonra açılan üç tıp fakültesi altyapısı hazır olmadığı için öğrencilerini başka üniversitelere misafir gönderiyor. Tıp fakültelerinin çoğunda kütüphane, laboratuvar, kadavra, mikroskop eksiği sürüyor. Bazı ana bilim dallarında ise profesörsüz, doçentsiz tıp eğitimi veriliyor. Tıp eğitimi üzerine çalışmaları bulunan TTB Merkez Konseyi Üyesi Prof. Dr. İskender Sayek, 1997de tıp fakültelerinde bir öğretim üyesine 6 öğrenci düşerken, 2006da bu oranın 3.6ya düştüğüne dikkat çekiyor. Tıp eğitiminde son yıllarda önemli mesafe kat edildiğini belirten Sayek, yeni tıp fakülteleri açılması ve öğrenci sayısının artırılması durumunda tıp eğitiminin niteliğinin zayıflayacağına dikkat çekiyor.
Hekim dışı personel açığı var
Avrupa Parlamentosuna sunulan bir rapora göre 15 Avrupa ülkesinde 100 bin kişiye 818 hemşire düşerken, Türkiyede bu rakam 235. 15 Avrupa ülkesinde her 100 bin kişiye 66 diş hekimi ve 81 eczacı hizmet verirken, Türkiyede 23 diş hekimi ve 32 eczacı hizmet sunuyor. 100 bin kişilik nüfus başına düşen hastane sayısı 15 AB ülkesinde 3.3, Türkiyede ise 1.7. Yatak sayısında ise 600e 256lık bir oran söz konusu. Öte yandan hekim dışı sağlık personeli açığı birinci basamakta çok ciddi boyutlara varıyor. SES tarafından derlenen verilere göre 6 bin 66 sağlık ocağının yüzde 66sında, 8 bin 836 sağlık evinin yüzde 75inde ebe bulunmuyor. Sağlık personeli açığının yüz bin civarında olduğu ifade ediliyor.
2006da sağlığa ayrılan pay yüzde 4.3tü ve sağlık bütçesi 2006nın ilk 10 ayında tükendi. Bu duruma rağmen AKP Hükümeti sağlığa ayrılan payı 2007de yüzde 3.2ye çekti. Türkiye bu konuda Avrupa ülkelerinin çok gerisinde.
Sağlığa Yunanistanda yüzde 7, Portekizde yüzde 9, İtalyada yüzde 11, İngilterede yüzde 15, Almanyada yüzde 17 pay ayrılıyor. (Ankara/EVRENSEL)
Onur Bakır
Evrensel'i Takip Et