12 Şubat 2008 00:00

KENTTEN GELEN


Ömrümün son 11 yılını geçirdim Karşıyaka’da. Bir ömür değil elbette ama çok uzun bir zaman.
Karşıyaka’nın Karşı/yaka olduğunu bilmezdim buraya gelmeden önce. İzmir’in başka bir kent, Karşıyaka’nın başka bir kent olduğunu bilmezdim.
Bu kentte ömrünü geçirmiş ağabeyim ilk geldiğimde 2 öğüt vermişti. “Burada bıyıklı kimseyi bulamazsın. Bıyıklarını kes”. Kestim. “Burada 2 kent vardır. Burası ve İzmir, unutma”. Unutmadım.
Burada insanların kentin karşısına giderken, “İzmir’e gidiyorum” demelerine şaşırdım uzun zaman. İstanbul’da Bahçelievler’de ya da Zeytinburnu’nda yaşarken örneğin Kadıköy’e giderken “İstanbul’a gidiyoruz” demezdik. Zaten İstanbul’daydık çünkü. Ama burası farklı. Burası Karşıyaka, İzmir değil. Bunu öğrendim.
“Karşıyaka’nın kızları güzeldir” demişlerdi. Karşıyaka’nın kızlarının güzel olduğunu gördüm ve öğrendim.
Türkiye’nin her yerinde spor deyince akla önce futbol gelir. Oysa Karşıyaka’da Türkiye’den farklı olarak futbolun değil, basketbolun önde olduğunu gördüm. Yıllardır hiç düşmeden birinci ligde oynuyor. Şampiyonluklar yaşamış. Karşıyaka’nın KSK’si.
Renginin neden yeşil-kırmızı olduğuna ilişkin farklı ifadeler var. Ama “Kaf Sin Kaf” sloganının neden atıldığına ilişkin farklı düşünce yok. Biliyor herkes.
Basketbol maçlarında erkekler kadar kızlar da gidiyor. Belki bu nedenledir küfrün az, kaf kaf çekmenin çok olması.
E burada, “Kaf Kaf” çekmeyi anlatamam elbet. Onu görmeniz için bir KSK basket maçına gitmeniz gerek.
Bir de yalnız Karşıyaka değil, yalnız İzmir de değil. Tüm Türkiye biliyor artık Karşıyaka’nın plakasının 35 değil 35 ½ olduğunu.
Belki de bu ½ nedenledir bir tarihte dünyanın 2. lig maçındaki en kalabalık seyircili maç rekorunun kırılması. Bir düş gibi, efsane gibi anlatılır o maç. Tüm bir Karşıyaka’nın ve Göztepe’nin nasıl boşaldığını ve stada aktığını 80 bin kişinin.
Karşıyaka’da çağdaş ve aydınlık yüzlü insanları gördüm. O aydınlık yüzlü insanlarla birlikte kurduk Karşıyaka Kent Meclisi’ni. Ve daha da sürdürüyoruz tam 8 yıldır. Ve tam 8 yıldır Türkiye’ye örnek oluyor bu çalışma.
Türkiye’deki kent meclisleriyle ilgili tek kitabın adı “Karşıyaka Kent Meclisi”. Bu tek eserin bana olmasına sevinmeli miyim, yoksa neden koca ülkede başka yazılı örnekler yok diyerek üzülmeli miyim bilmiyorum.
Karşıyaka’da doğdu oğlum. Karşıyaka’nın sokaklarında koştu, yürüdü, Karşıyaka’nın sokaklarında büyüyecek, sevecek, sevilecek, kavga edecek, acıkacak, gülecek, düş kırıklıkları yaşayacak.
Karşıyaka’da gözlerinde umut eksik olmayan insanları gördüm, tanıdım, gurur duydum böylesi insanları tanıdığım için. Karşıyaka’da bu günü değil, geleceği isteyen, yüzü geleceğe dönük insanları gördüm, tanıdım. Kenti için, ülkesi için, dünya için kafa yoranları, kavga verenleri gördüm, tanıdım.
Karşıyaka’yı ve Karşıyakalıları sevdim. Ülkemi sevdiğim gibi.
*Y. Doç. Dr.
Metin Erten*

Evrensel'i Takip Et