16 Şubat 2008 00:00
Emekliye yıkım
Televizyonda Başbakanımız konuşuyor; Hizmetten başka bir derdimiz yoktur diyor, Halkın geliri arttı diyor, Huzur ve rahat arttı diyor ve bizleri muhabbetle kucaklıyor. Gerçekten Türkiyemizin tablosunu mu çiziyor, yoksa kendisinin de içinde bulunduğu köşeyi dönen 20 bin kişinin tablosunu mu?
Biz karı koca emekli öğretmeniz, emekli maaşlarımızın ikisi de hacizli ve üstelik ikisi de taahhütlü hacizli; evim yok, arabam yok, alkolik değilim, kumarı bilmem, hovardalığı hiç yapmadım, 2004 yılında emekli olduktan sonra hiç tatile de gitmedim.
Peki nasıl oldu da bu hale geldim?
Eşimle birlikte kendi alanımızda bu ülkeye nasıl hizmet verebiliriz diye düşündük, eğitimin her kademesinde çalışmıştık üstelik iyi örnek olarak. Köy öğretmenliğinden okul müdürlüğüne, şube müdürlüğünden Milli Eğitim müdürlüğüne kadar. Emekliliğimde de özel öğrenci yurdu açarak öğrencilerimize örnek hizmet vermek, ülkemize kendi alanımızda hizmet vermek istedik. 4. yılımıza girdik. 4 yıldır yurdumuzda hiçbir vukuat olmadığı gibi, öğrencilerimize bir eğitimci yaklaşımı gösterdik, öğrencilerimiz üniversitemizin en başarılı öğrencileri oldular.
Tabii yurdumuzu açarken kredi kartlarımız takibe düştü, 18 ay taksitlendirdik, taksitlerimizi ödeyemedik, toplam limitimiz 1 iken, 2 katı taksitlendirildi, şimdi oldu 4 katı. Turkcell ve Avea hatlarımızdan da icralık olduk, kredi müracaatımız reddedildi, kara listedeyiz. Bizim hizmetten başka bir derdimiz yok. Emekliyiz, borçlarımızı sıfırlayacak kredi alamıyoruz. Bu krediyi birimizin emekli maaşı ödeyebilir ama kara listedeyiz ya; icra, noter, avukat, mahkeme gideri, faiz derken sistem borcumuzu katlamaya devam ediyor; biz de onurumuzla, namusumuzla, öğrencilerimize ve ülkemize hizmet vermeye devam ediyoruz, hizmet vermeyi öylesine seviyoruz ki emekli ikramiyelerimizle aldığımız evimizi sattık, arabamızı sattık, hizmet vermeye devam ediyoruz.
Keşke biz de evimizde oturup diğer emekliler gibi kalan ömrümüzü hizmet vermeden geçirseydik diyemiyorum, ömrümüz boyunca tembelliği sevmedik; sadaka, dilencik ve yağcılık, yalakalık gibi onursuz davranışlarımız olmadı ve hizmet vermeye devam ediyoruz. Ve biz, sermayedarların bankalarının kara listesindeyiz ve biz, icra mahkemelerindeyiz
Bütün bunlara rağmen gücümüz yettiğince inadına hizmet vermeye devam edeceğiz . Gerçek hizmetin ne olduğunu da ancak bu köşedeki okurlar ve namuslu halkımız çok iyi bilmektedir.
Her alanda olduğu gibi emeklilere yönelik de yaşamı çekilmez hale getirecek yasal çalışmalar yapılıyor. İlaç bedellerinden tutun da sadaka bile denilemeyen yüzde 2lik zamma, ikinci bir işte çalıştırmamaktan tutun, kamu hizmetlerinden ve kazanılmış sosyal haklardan mahrumiyete kadar varacak yasal çalışmalarını sürdürüyorlar, bütün bunların hangisi etik ve yasal?
Şimdi soruyorum duyarlı insanlarım; bu kara listede biz mi; yoksa halkı din ve vicdanen sömürenlerin, böylece cemaat evleri ve yurtlar açıp hem köşeyi dönenlerin, kendilerine taraftar yetiştirenler mi olmalı? Bu kara listede bizim mi, yoksa idarecilerin mi olması gerekir?
Evet Başbakanımızın da hizmetten başka derdi yok, bizim de.
Ancak bizim gelirimiz icralık, biz bankalarda kara listedeyiz...
Halkımızın tümünü muhabbetle kucaklıyorlar; öyle bir kucaklıyorlar ki nefesimizi kesiyorlar, artık nefes alamaz hale geldik. Şimdi kucaklama sırası bize geliyor, ama biz 70 milyonuz, siz ise 20 bin; o yüzden sıkı durun, büyük bir muhabbetle kucaklayacağız.
Mehmet Erişken - Emekli (BOLU)
Evrensel'i Takip Et