29 Şubat 2008 00:00
Onları duyan yok mu?
GÜNÜN YAZILARI
İkitelli Ayazmada 18 aile, duymayan kulaklara, görmeyen gözlere rağmen yaşam mücadelesi veriyor. Evleri yıkılan, bununla da yetinilmeyip kurdukları derme çatma barakaları başlarına yıkılan 18 aile, yoksulluğa, soğuğa, karakışa ve dahası duymayan kulaklara, görmeyen gözlere rağmen hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Soğuktan çocukların öldüğü, annelerinin donmamaları için uyuyamadığı Ayazmada, 18 ailenin çığlığını duyan yok.
DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin kendileri için Meclise soru önergesi sunduğunu söyleyen Ayazmalılar, artık kendilerine uzatılacak bir el bekliyor.
Eviyle birlikte umutları da...
2000 yılından beri Ayazmada oturan Kasım Aydın, işsizlik nedeniyle Ağrıdan İstanbula gelmiş, ancak hâlâ işsiz. Üstelik şimdi başını sokacak sıcak bir evi de yok. Büyük umutlarla geldiği İstanbulda yaşadığı düş kırıklığını anlatan Aydın, Kentsel Dönüşüm Projesi ile evinin yanında umutlarının da yıkıldığını anlatıyor. Aydın ailesiyle birlikte 2 yıldır çadırda kalıyor. Çadırları eşyaları içindeyken yıkıldığı için yetkililer hakkında dava açtıklarını söyleyen Aydın, yetkililerin kendileri hakkında görevi yerine getirtmemek için direnmek iddiasıyla dava açtıklarını dile getirdi.
Çocuklar donacak diye
Kasım Aydının eşi Birgül Aydın, gözyaşlarını tutamayarak anlatıyor, 2 yıldır çadırda yaşadıklarını. Çocuklar donacak diye korkudan sabahlara kadar uyuyamadığını söylüyor Birgül Aydın. Kar yağdığında üç gece hiç yatmadıklarını anlatan Birgül Aydın, Devlete sesleniyoruz; bize sahip çıksın! Biz bu ülkenin vatandaşı değil miyiz? diyor.
Ben böyle zulüm görmedim!
4 çocuğu ve eşiyle birlikte çadırda kalıyor Selami Aktaş. O da çocuklarının soğuktan donmasından korkuyor ve bu nedenle geceleri uyuyamadığını, sürekli sobayı yanar vaziyette tutmaya çalıştığını söylüyor. Küçükçekmece Belediye Başkanının kendilerini kandırdığını söyleyen Aktaş, Başkan ev vereceğim diye bizi oyaladı. Sonra da evimizi başımıza yıktı diyor. 35 yaşındayım ama bugüne kadar böyle zulüm görmedim diyen Aktaş, sadece 3-4 günlük yakacakları kaldığını söylüyor.
Her an ölümle burun buruna
Yaşadıklarını hak etmediklerini söyleyen Medine Aktaş ise kızının astım hastası olduğunu ve koşullar nedeniyle her an ölümle burun buruna geldiğini söylüyor. Kızının 10 gün hastanede yattığını ve doktorun da pislikten tozdan uzak duracak dediğini anlatan Aktaş, Üç haftadır banyo yapamadık. Banyo, tuvalet, mutfak dışarıda. Nasıl tozdan pislikten uzak duralım diye soruyor. Yeşil karta başvurduğunu anlatan Aktaş, başvuru yapmaya gittiğinde yetkililerin gelip eve bakacağız dediğini, ancak çadırda yaşadıklarını duyunca kendisine çadıra gelemiyoruz dediklerine dikkat çekti.
Öğretmen ders anlatırken o...
Ayazmadaki koşullar çocukların derslerini de etkiliyor. Önceden karnesinde tek zayıfı dahi olmayan çocukların karnelerinde şimdi iyi not görülmez oldu. O çocuklardan birisi de Selami-Medine Aktaş çiftinin oğulları Muhammet Aktaş. Muhammetin kitapları ve önlüğü yıkılan evlerinin altında kalmış. Evleri yıkılmadan önce derslerinin çok iyi olduğunu söyleyen Muhammetin karnesinde üç zayıfı var. Muhammetin derslerinin neden zayıf olduğu, koşulların yanı sıra şu sözlerinde saklı: Öğretmen ders anlatırken annemleri polisler götürür diye düşünüyorum. Birilerini gönderip yine yıkacağız dediler, belki geldiler yıkıyorlar... (İstanbul/EVRENSEL)
TOKİye borçlu yaşamak istemiyorum
Nurettin Kaynak 39 yaşında, 3 çocuk babası. Tornacı olan Kaynak, 750 YTL maaşla ev geçindirmeye çalışıyor. 1984ten bu yana Ayazmada oturuyor. Evlerinin tapusu olduğunu söyleyen Kaynak, yasal olmayan yollarla evlerinin yıkılmak istendiğini söylüyor. Evlerinin yıkılarak TOKİye borçlandırılmaya çalışıldıklarını dile getiren Kaynak, TOKİye borçlu yaşamak istemiyorum diyor.
Hamdi Şaşmaz da 54 yaşında ve 8 kişilik aileye bakıyor. 25 yıldır mahallede oturduğunu söyleyen Şaşmaz, İşgalci değiliz, burası Hazine arazisi değil, tapulu yerimiz; şimdi de istimlak ediliyor. Türkiye Cumhuriyetinin verdiği tapu ibraz belgesi var. Kendi verdikleri tapuyu görmezden geliyorlar dedi.
Şahin Yıldırım 40 yaşında ve 10 yıldır mahallede yaşıyor. Evlerimiz keyfi olarak rant için yıkılıyor diyen Yıldırım, Bize taksitle ev verecekler, nasıl ödeyeceğim diye soruyor. Hidayet Çengel ise 50 yaşında ve 22 yıldır burada ikamet ediyor. 4 kişilik aileye 700 YTL maaşla bakmaya çalışan Çengel, TOKİnin istediği parayı ben nasıl veririm? Borçsuz ev versinler. Evimize arsamıza sahip çıkacağız diyor.
Kollarımda öldü
1994 yılından beri Ayazmada oturan Halis Kılıçın beş çocuğu vardı ama artık dördü kaldı. 10 aylık oğlu Ferhatın 2008e girmenin şaşalı hazırlıklarının yapıldığı 30 Aralıkta yaşamını yitirdi. Bronşitten, burada akan derenin, buranın pisliğinden öldü Ferhat diyen acılı baba, Oğlumu doktora götürürken kollarımda öldü diyerek yaşadığı acının tarifinin olmadığını söylüyor. Sefalet içinde yaşadıklarını söyleyen Kılıç, Dam çökmüş İki tane ağaç koydum ki dam çocukların üstüne çökmesin. Eğer onlara da bir şey olursa ben ne yaparım? diyor. Kılıç, kendisi sakat olduğu için geçimlerini kızının kazandığı 400 YTL ile sağlamaya çalıştıklarını dile getirdi.
Eylem Lodos/Oktay Akmeşe
Evrensel'i Takip Et