6 Mart 2008 00:00
GENÇLİĞİN SESİ
GÜNÜN YAZILARI
3 Mart Pazartesi günü ÖSS başvuruları başladı; artık hapishaneden çıkmak, özgürlüklerine kavuşmak için gün sayan mahkumlar gibi ÖSSye kaç gün kaldığını saymaya başladık biz de...
Eylül ayından beri birçok ilde yürüttüğümüz kampanya kapsamında binlerce imza toplandı, stantlar açıldı; İstanbul, İzmir, Eskişehir gibi şehirlerde oldukça renkli basın açıklamaları düzenlendi. Denizli, Adana, Aydın, Elazığ, Antalya, Malatya, Lüleburgaz, Antep Türkiyenin birçok ilinde lise ve dershane öğrencileri heyecanla kampanya çalışmasını sahiplendi. Kampanya için internet sitesi hazırlandı, facebookta 3 bin kadar üyesi olan grubu bile açıldı. Velisinden lise ve üniversite öğrencisine herkes taleplerimize hak verdi, destek verdi. Destek verdi; çünkü herkesin canını yakan bir şeye karşı durduk biz. Sadece karşı olmak için değil, doğru olanın nasıl olması gerektiğini de belirterek yol aldık
Parasız eğitim; yani temizlik, bağış, kayıt parası vermeden okuyabileceğimiz devlet okulları istedik. İyi bir lisede ya da iyi-kötü üniversitede okuyabilmek için senelerce dershaneye gitmek zorunda kalmayalım; bilimsel, nitelikli eğitim alalım, aldığımız eğitimle yeteneklerimizi keşfedelim, geliştirelim istedik; hakkımız ve ihtiyacımız olanı istedik yani
İstedik ve amaçlarımız için birleştik; eğitimde eşitlik, özgür düşünce ortamı ve haklarımız için öğrenci başımıza kampanya başlattık. Fedakarlıklar yaptık; belki soru çözmemiz gereken zamanda imza topladık, bunun için vicdan azabı da çekmedik. Önümüze düşünmememizi, sorgulamamamızı, sadece soru çözmemizi gerektiren bir engel konulmasına rağmen, biz 6 aydır hayır dedik; sorgulamalıyız, hakkımızı aramalıyız
Çünkü bu bizim hayatımız, 3 saate sığdıramayacakları hayatımız
Peki ya sahip olmamız gereken diğer haklar ya da bugünlerde sık sık bahsedilen ve her isteyenin kendi amaçları doğrultusunda kullandığı, özgürlükler?..
Başlattığımız kampanyada eğitimde fırsat eşitliği için sınava hayır derken, karşımıza bir engel daha, üniversitelerin paralı olması çıkıyor. Özgürlükten yana olduğunu söyleyen biri daha Üniversiteler bedava olduğu için herkes gitmek istiyor, siz kredi aldığınız bir üniversitede okumak istemez misiniz? cümlesiyle eğitim alma özgürlüğümüzü nasıl kısıtladığını açıkça belirtiyor. Hayır, istemiyoruz Sayın Özcan ve bir soru da biz soruyoruz: Ne istediğimizi gerçekten umursuyor musunuz?
Biz eğitim hakkı diyoruz, inançları yüzünden eğitim hakkından yararlanamayan öğrenciler olduğunu, yararlanmaya kalktığında laikliğe ters düştüğü gerekçesiyle tepki aldığını görüyoruz. Sanki Türkiye zaten laikmiş gibi! Hemen her kavramı olduğu gibi laikliği de istedikleri kalıba sokanlara da neden zorunlu din dersi görmemize, sınavlarda ayetlerden sorumlu tutulmamıza, hatta sözlü gerekçesiyle sınıfta namaz kılmamıza tepki göstermediklerini soruyoruz öyleyse...
Biz eğitim hakkı diyoruz; okuması gereken çocuk yaştakilerin tersanelerde sigortasız çalıştığını, can güvenlikleri olmadığı için ayda ortalama birinin öldüğü haberini alıyoruz, öyle acı geliyor ki bu haberler, köpeklerin cesetlere saldırabilmesine inanamıyoruz ve İnsan hayatı bu kadar ucuz mu diye sormadan edemiyoruz.
Yine biz tekrar tekrar eğitimde fırsat eşitliği derken; aynı ülkenin farklı bölgelerinde verilen eğitimde dağlar kadar fark olduğunu, öyle ki ilkokul birinci sınıftan beşinci sınıfa kadar tüm öğrencilerin aynı dersleri aldığını duyuyoruz. Ana dillerini konuşamayan, konuştukları için dayak yiyen ve o güne kadar bilmediği bir dilde eğitim almak zorunda olan öğrencilerin daha baştan yenik başladığını anlıyoruz.
Ve sonunda tüm bu eşitsizliklerin, haksızlıkların birbirine bağlı olduğu sonucuna varıyoruz. Biz bir yerinden tutmuşuz diyoruz; ama birbirine bağlıysa eğer tüm bu sorunlar, onlara da karşı duruyoruz, durmalıyız diyoruz. Ama sadece karşı olmak için değil, nasıl olması gerektiğini de belirterek yol alıyoruz...
[email protected]
Deniz Ezgi Sürek*
Evrensel'i Takip Et