6 Mart 2008 00:00

BAŞYAZI


Genelkurmay’dan hükümete yönelik “uyarı”, “muhtıra”, “muhalefet” bu ülkede çok duyulmuştur ama “muhalefete muhtıra” ilk defa oluyor.
Genelkurmay’ın önceki gece internet sitesinden yayımladığı “muhtırada”, Baykal ve Bahçeli’nin “sınır ötesi harekata Amerika’nın isteği ile son verildiği” merkezindeki eleştirilerine; “TSK’nın terörle mücadele azmine hainlerden daha çok zarar verdiği” yanıtı verildi.
Genelkurmay’ın açıklaması zehir zemberek. Onun için Baykal’ın CHP’si, dün bu muhtıraya gösterdiği tepkide; bu açıklamayı “hakaret” olarak niteledi. CHP’nin yanıtında; “Hakaret ederek haklılığınızı kanıtlayamazsınız”, “Kimse araya girmek için gayret göstermesin”, “TSK’yı tartışma dışında tutmak sadece siyasilerin görevi değildir” şeklinde sert ifadeler kullanılıyor.
MHP de Genelkurmay’dan yapılan ağır suçlmayı sineye çekmedi. O da CHP gibi, beklenmeyecek ölçüde sert bir yanıt verdi ve MHP’nin tarihine dikkat çektikten sonra, Genelkurmay’ı “durumdan vazife çıkarmak”la suçladı.
Kuşkusuz ki ortada pek alışık olunmayan ama trajik bir durum vardır.
Daha geçen yıl bu zamanlar; CHP’yle aynı mevziden hükümete muhtıralar vererek şoven-milliyetçi kampanyalara destek veren Genelkurmay’ın, bugün AKP ile aynı mevzide ve dünkü müttefiklerine “hainlerden bile beter” suçlaması yöneltmesi elbette çok ilginçtir.
Genelkurmay’ın bu saf değişikliğine gerekçe gösterdiği CHP ve MHP ile karşı karşıya gelmesinin nedeni, eleştirilerinin “25 yıllık terörle mücadele tarihinde ilk olma”sının nedeni ise Kürt sorununda “askeri çözümde ısrar”ın vardığı aşamadır. Dahası sınır ötesi kara harekatı, öncekilerden farklı olarak Türkiye’nin Amerikan stratejisine bağlanması çerçevesinde gerçekleşmesi (Bu yüzden de ABD’den izin alıp almamak önemli değildir. Önemli olan ABD ve onun ihtiyaçları çerçevesinde başlanıp bitirilmesidir) ve bu durumun kaçınılmaz olarak milliyetçi-ulusalcı ittifakta yol açtığı büyük çatlak ve kaostur.
Türban ve AKP’nin yargı ve üniversite üstündeki girişimlerine sessizlikle destek veren Genelkurmay, “sınır ötesi harekat”la bir Amerikan planı üstünde AKP ile ittifakını sınamıştır.
Şu açıkça görülmüştür ki; şoven-milliyetçi bağnazlık, CHP-MHP cenahını oyunun dışına düşürmüş, Genelkurmay’ın, “ABD’yi stratejik müttefik” gören çizgisiyle çelişen bir aşamaya varmıştır. Böylece onları Genelkurmay bile terk etmiştir.
Ve sonunda taşlar yerine oturmaya da başlamış; AKP-Genelkurmay arasında bir ittifak böylece çıplak gözle görülür hale gelmiştir.
“AKP mi Genelkurmay’ın bulunduğu yere gelmiştir, Genelkurmay mı AKP’nin yanına?” denirse; buna yanıt şöyle olmalıdır: İkisi de aslında yerindedir. Çünkü ikisi de ezelden beri, ABD’nin bölgeye müdahale stratejisi konusunda anlaşmaktadır. Ama yerleri farklıymış gibi gösteren “teferruat”a dair görüntüler, 5 Kasım 2007’de Beyaz Saray’da yapılan toplantıda ortadan kaldırılmıştır.
Kısa günün kârı AKP’nindir ve muhtemeldir ki Erdoğan, olup biteni büyük bir keyifle seyretmektedir. Dün bir TV kanalına çıkan Cemil Çiçek’in yüzündeki “ağır başlı ağabey” pozlarında “ortamı germeyelim” diyerek, CHP ve MHP’yi muhatap almaktan kaçınan tavrı da bunu açıkça gösteriyor.

Evrensel'i Takip Et