16 Mart 2008 00:00
EVRENSE!DEN
GÜNÜN YAZILARI
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu gerekçesiyle AKP için kapatma davası açtı.
Gündeme önceki akşam düşen son bomba budur.
Bu bomba; tıpkı geçtiğimiz yıl bu aylarda başlayan, bayrak, cumhuriyet mitingleri, Genelkurmaydan yapılan açıklamalar ve nihayet hükümete muhtıra vermeye kadar varan kamuoyunu özel harp yöntemleriyle yönlendirme ve siyaseti belirleme girişimlerinin bir halkasıdır.
İlk bakışta, bu tür müdahaleler sanki gericiliğe, şeriatçılığa bir karşı duruş gibi görünür. Ama, biraz daha yakından bakıldığında bu müdahalelerin, halka onun iradesine karşı girişilmiş müdahaleler olduğu anlaşılır. Onun için de bu tür müdahaleler hep iddiasının tersi sonuçlar vermiş; bu müdahalelerin sonucunda gerici, şeriatçı güçler daha da güçlenerek çıkmışlardır, 27 Mayıstan 28 Şubata kadar tüm müdahalelerde bu olmuştur. Gericiler, din istismarı üstünden halkı sürükleyen partiler ne zamanki kendilerine destek veren emekçi kesimlerle çatışmaya sürüklenmiş; bunların din istismarcısı sermaye partileri olduğu gerçeği ortaya çıkmaya başlamış, imdatlarına askeri darbeler, yukarıdan yapılan müdahaleler yetişmiştir. 27 Mayıs köşeye sıkışan ve seçimi kazanması bile artık zora giren DPyi kapatmış, ama AP olarak onun kendini yenilemesini sağlamıştır. Ya da 28 Şubat Erbakanı yasaklamış, partisini kapatmış ama onun devamı olan AKPnin daha güçlü gelmesinin yolunu açmıştır.
Burada elbette demokrasi, halk iradesi gibi konulara hiç girmiyoruz. Sadece günlük politika açısından bile ele alsak ortada politik gidişata yukarıdan bir müdahale vardır ve bu müdahale herkesten çok AKPye yarayan bir müdahaleye dönüşmüştür. Çünkü; beş yılı aşkın iktidar döneminde ilk kez emekçilerle, kendisine oy veren işçilerle, kamu ekmekçileriyle; emeklilerle, her sınıftan emekçilerle karşı karşıya gelen; IMF uşağı, patronların hizmetkarı olarak suçlanan AKPye kapatma davası açılması bu parti ve onun lideri Erdoğana atılmış bir can simidi olmuştur. Çünkü; cumartesi günü herkes, perşembe, cuma günü alanları dolduran, iş bırakan, emek güçlerinin mücadelesini; AKPnin emekçiler karşısında düştüğü aczi, tasarıyı yeniden görüşülmek için de olsa geri çekmesini konuşacaktı. Ama bugün; AKPnin mağduriyetini, ülkedeki bu tür müdahalelerin kime yaradığını, eğer AKP kapatılırsa neler olacağı üstüne geyik muhabbetleri konuşulmaktadır. AKP de daha şimdiden, çok alışık olduğu mağdur postuna bürünmeye girişmiştir. Eğer emek mücadelesi cephesinden doğru müdahaleler yapılmazsa; AKPden uzaklaşma sürecine giren geniş emekçi kesimlerinin de nefsi müdafaa duygusuyla yeniden AKPye dönmeye yönelebileceği bilinen bir gerçektir.
Geçen yıl bu aylarda desteği yüzde 30ların altında olan AKPnin altı ayda oylarını yüzde 47ye çıkarması da böyle sağlanmıştı.
Kısacası Başsavcılığın bu müdahalesinden kazanan AKP, kaybeden ise Türkiyenin demokratları, ilericileri, emekçileri, halkı olacaktır.
Hani Başsavcılığın bu davayı açtığı bilinmese; Bu dava, AKPnin, sıkıştığı köşeden kurtulmak için kendisinin hazırladığı bir provokasyondur diye düşünür insan!
Şunu söyleyebiliriz ki, AKP yerel seçimlere giderken; cemaatçiliğin, rüşvetin, yerel yönetim yağmasının, kentsel dönüşüm zulmünün, sosyal güvenlik ve sağlık sistemini tahrip etmenin, Kürt sorununu kaosa itmenin, Alevileri bölme girişimlerinin üstüne örteceği türbandan daha büyük ve kalın mağduriyet şalı bulmuştur ve zevkle bu şalı kullanacaktır.
Bu şalı dokuyanları ve şalın pek güzel olduğunu söyleyenleri kutlarız!
Evrensel'i Takip Et