21 Ağustos 2008 00:00

Susuzluktan ölenler savaşta ölenlerden çok


Küresel ısınma, kuraklık, bilinçsiz tarımsal sulama, atıklar ve daha bir çok neden dünyayı yavaş yavaş çöle çeviriyor. Akarsular kuruyor insanlar artık suya ulaşamıyor. Araştırmalar, susuzluğun yol açtığı yıkımlara dikkat çekerken susuzluktan ölenlerin sayısının savaşlarda ölenlerden çok olduğunu belirtiyor.
Stockholm Uluslararası Su Enstitüsü, SIWI’nin düzenlediği 18. ‘Dünya Su Haftası’ Stockholm’da başladı. 140’ı aşkın ülkeden 2500 uzman bir hafta boyunca susuzluğa ve susuzluğun yol açtığı yıkımlara karşı alınması gereken önlemleri tartışacaklar.
SIWI’nin sorumlularından Cecilia Martinsen son on yıl içinde susuzluğun neden olduğu yetersiz temizlikten ötürü savaş ve çatışmalardan ölenlerden daha fazla insanın yaşamını yitirdiğini söyledi. Her gün dünyada, İsveç’te 150 sınıfta öğrenim gören öğrencilerin sayısı kadar çocuğun kirli su ve tuvalet olmamasının yol açtığı ishaller sonucu öldüklerini anlatan Martinsen, ölümlerin daha çok Asya ve Afrika’nın güneyindeki ülkelerde görüldüğünü belirtti.
Sponsor protesto edildi
Martinsen tuvalet eksikliğinin özellikle kadın ve kızları etkilediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınların tuvalet ihtiyaçlarını karşılayacakları yerler bulmaları daha zor. İhtiyaçlarını karşılamak için akşamın olmasını beklemekle ve çalıların arasında oturmakla sağlıklarını riske atıyorlar.” SIWI sorumlusu gelişmelerin Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen 2015 yılına kadar güvenli içme suyundan yoksun olan insanların sayılarının yarıya indirilmesi hedefine ulaşamayacağını gösterdiğini de sözlerine ekledi. Dünya Su Haftasına Nestle’nin de sponsor olarak katılması tepkilere yol açtı. Küreselleşme Hareketi dünyanın en büyük şişe suyu üreticisi Nestle’nin çevreyi kirlettiğini söyleyerek toplantılara katılmasını protesto etti. ‘Dünya Su Haftası’na paralel olarak Stockholm’un Norrmalm Meydanı’nda su ve temizliğin önemini anlatan bir sergi açıldı.
En büyük ikinci göl
artık Tuz Gölü değil
Kuraklıkla boğuşan Türkiye’de artık Tuz Gölü’nün 90 yılda yüzde 85 küçülmesi nedeniyle Beyşehir Gölü, Türkiye’nin ikinci büyük gölü oldu. Aksaray Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Semih Ekercin, doktora tezi çalışmaları kapsamında Tuz Gölü ve Beyşehir Gölü’nün kıyı çizgilerinde yaşanan değişimleri inceledi. Çalışma sonunda göllerdeki küçülme belirlendi. Çalışmasını anlatan Ekercin, şunları kaydetti: “Tuz Gölü ciddi anlamda küçüldü. Tuz Gölü’nün su yüzey alanının 1987 yılında 92 bin 600 hektara gerilediğini tespit ettim. 2005 yılında da gölün suyla kapladığı alanın 32 bin 600 hektara gerilediği uydu fotoğraflarıyla açıkça görülebiliyor. Kuraklık, bilinçsiz tarımsal sulama, göle ulaşan kaynakların kuruması gibi etkenler adeta gölün sonunu getirdi. Gölün suyla kapladığı alanın kış aylarında arttığı söyleniyor. Böyle bir durum yok. Kış aylarında kıyı kesimleri bataklık halini alıyor. Suyla kaplanan alan artık değişmez oldu. Kışın kıyıda su yerine çamur görüyorsunuz.”
Coğrafya bilgileri sil baştan
Tuz Gölü’nde suyla kaplı alanının 30 bin hektara kadar gerilediğini vurgulayan Ekercin, Türkiye’nin üçüncü büyük gölü olarak bilinen Beyşehir Gölü’nün kapladığı alanın ise 65 bin hektardan 50 bin hektara gerilediğini dile getirdi. Akşehir Gölü’nün de kuruduğunu anımsatan Ekercin, “Kuraklık, coğrafya bilgilerini değiştiriyor” dedi. Göllerin, hızla kuruduğunu belirten Ekercin, “Artık ciddi önlemlerin alınması gerekiyor” dedi. (HABER MERKEZİ)

Evrensel'i Takip Et