26 Ağustos 2008 00:00

GÜNCEL


Ergenekon ve “sol” tartışmaları gazete sayfalarını kaplarken, dikkatlerden kaçan (ya da kaçırılan) insan hakları ihlalleri artarak sürüyor.
AKP Hükümeti “sıfır tölarans” sözleri verdi ama pratiği verdiği söze uymuyor.
İnsan hakları örgütlerinin raporlarında, işkencenin yeniden istikrarlı bir biçimde arttığı anlatılıyor. Yani, birileri polislerin “soğuyan elini” ısıtmaya başlamış.
Düşüncelerini açıkladıkları için yargılananların sayısında da artış var.
Ayrıca, polis tarafından çeşitli gerekçelerle öldürülen yurttaşların sayısında çok ciddi bir artış görülüyor. Polis kurşunu ile ölenlerin sayısı otuzu geçiyor. AB’ ye uyum için CMK ve Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nda yapılan değişiklikler bir süre çaktırmadan yeniden eski haline döndürüldü. Telefon dinlemeleri, “uygulama” adı verilen genel arama taramalar ve silah kullanma yetkisi konularında atılan kısmi geri adımlar, yeniden eskisini aratır duruma geldi.
Polis olur olmaz herkesten kimlik sormaya başladı. Polise kimlik soran ya da yaptığı işin yasaya aykırı olduğunu söyleyenler ise dövüldü, gözaltına alındı vs. Bu kimlik sorma işinin mağdurları içinde önemli sayıda avukat da var. Onlar, polise yasaları hatırlatma gafletinde bulundular ve dövülerek gözaltına alındılar.
Gözaltına alınanlar ise otuz küsur ölenin yanında şanslı sayılırdı.
AKP yandaşı liberaller, bu ihlalleri görmüyor. Onlar, solculara saldırmakla meşgul. İşi solcuları faşist ve ırkçı ilan etmeye kadar götürdüler.
Ergenekon Çetesi’ne karşı mücadele, insan hakları ihlallerini unutturmamalı.
Çevik Kuvvet polislerinin kasklarına numara koymak, polis şiddetini tek başına ortadan kaldırmıyor. İnsan haklarını ihlal eden, yurttaşlara karşı şiddet kullanan, devlet terörü estirenler yargılanabilmeli. 1 Mayıs’ ta Şişli Etfal Hastanesi’ne göz yaşartıcı bomba atan polisler, kasklarında numara yok diye mi yargılanmıyor? Bomba atanın fotoğraf ve video görüntüleri bütün gazete ve televizyonlarda tekrar tekrar yayınlandı. Üstelik amiri bombacının yanındaydı ve film görüntülerinde “Artık yeter, herkes bizi izliyor” babında engelleme çabalarında da bulundu. Bombayı atanı amiri bilmiyor mu?
Başbakan’ın en yakınındakiler, Başbakan’ın korumalarının yaptıklarını düşünürsek ve Başbakan’ın bunların saldırgan tutumuna hoşgörüsünü hatırlarsak, AKP’nin polisin ihlallerine yaklaşımını da daha kolay anlarız.
Onlar kendine Müslüman.
Onlar, sadece kendi istedikleri engellendiğinde “demokrasi”yi hatırlıyor.
Başbakan ya da AKP’nin üst yöneticilerinden biri, polisten dayak yemeden ya da biri (veya yakını) “dur dedim de durmadı” diye vurulmadan, polisin ihlallerini de görmeyecekler anlaşılan.
İnsan hakları herkese gereklidir. Bir gün onlara da gerekecektir.
Kamil Tekin Sürek

Evrensel'i Takip Et