2 Eylül 2008 00:00

DÖNÜŞÜM


Avrupa Birliği (AB) pazartesi günü Brüksel’de olağanüstü zirvesini topladı. Beş yıl önce Irak’ın işgal edilmesi döneminde olağanüstü toplanan AB liderlerinin gündeminde bu kez Rusya var. Gürcistan ile yaşanan kısa süreli çatışmaların ardından, Rusya’nın Güney Osetya ve Abhazya’yı bağımsız topraklar olarak tanımasının ardından AB’nin Rusya’ya karşı ortak tutum belirlemesi hedefleniyordu.
Ancak bu o kadar kolay görünmüyor. Her ne kadar bütün AB ülkeleri geçtiğimiz hafta olduğu gibi zirve öncesinde de, “uluslararası hukuka saygı”, “Gürcistan’ın toprak bütünlüğünün korunması” ve “Rusya’nın yayılması politikasının engellenmesi” gibi benzeri söylemleri sıkça dile getirseler de zirvede tartışmaların ve alınacak kararın farklı olması bekleniyor.
Özellikle AB Dönem Başkanı Fransa’nın ve Almanya’nın, AB üyelerini daha ılımlı bir çizgiye çekmeye çalışacaklarının belirtileri vardı. Geçen hafta Rusya’ya karşı “sert önlemlerden” söz eden Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner ve Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, zirve öncesi diğer AB üyelerini “aklıselim olmaya” ve “daha sonra onarılması zor gedikler açmamaya” çağırdılar.
Geçen haftaki tutumuyla yangına körükle giden birini andıran Almanya Başkanı Angela Merkel de neredeyse tam bir “U” dönüşü yaparak, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nin liderleri ile özel telefon görüşmeleri yaparak “ciddi cezalandırma” taleplerinin bir kenara itilmesini sağladı.
Polonya Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık sözcüleri tarafından yapılan açıklamalarda, “Polonya hiçbir zaman resmi olarak Rusya’ya karşı cezalandırma amaçlı yaptırımlardan söz etmemiştir. Bu sadece basın organlarının spekülasyonudur” denilerek, Merkel’in “U” dönüşüne paralel bir tutum içine girildi. Çek Cumhuriyeti tarafından yapılan açıklamalarda da artık “yaptırım” ve “ambargo” gibi sözcüler yer almıyor.
Üç Baltık ülkesi; Estonya, Letonya ve Litvanya ülkelerinden “Rusya’ya karşı sert tutum alınmalı” talebi gelmesine karşın, bir tarafta bu ülkelerin AB içindeki ağırlıklarının yok denecek kadar az olması, diğer tarafta Rusya’ya olan büyük enerji bağımlılığı, bu üçlünün de seslerini pek fazla çıkarmayacaklarını gösteriyor.
AB içinde Rusya’ya karşı en sert tutum alan ülke Büyük Britanya görünüyor. AB’nin Rusya’yla ilişkilerini tepeden tırnağa gözden geçirmesini talep eden İngiliz Başbakan Gordon Brown, AB’nin Rusya’ya karşı sert tutum alması ve bütün ticari ilişkilerini yeniden düzenlemesi gerektiğini söyledi. AB’nin enerji konusunda Rusya’ya bağımlı halde olmasını, “İleride faturası çok ağır olacak” diye yorumlarken, “AB’nin kısa sürede bu bağımlılıktan kurtulması şart” dedi.
Fakat Rusya’ya karşı “en sert tutum alan ülke” konumundaki Büyük Britanya’da bile gerginliği fazla sürdürmeme eğilimi güçleniyor. Daha önce ülke içinden gelen “Rusya G8’ler Zirvesi’nden dışlanmalı” talebine, hükümetten “AB ve NATO, Rusya’nın yayılmacı politikalarına çok net tutum almalı ama gerginlik derecesini aşırıya götürmemeli” yanıtı veriliyor.
Sonuç itibariyle bu yazının yazıldığı saatlerde yapılan AB Olağanüstü Zirvesi’nde, Rusya’nın genel olarak eleştirildiği, Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlıklarının tanınmasının geri alınması talep edilecek ve Rusya ile “eleştirel diyalog içinde ilişkileri geliştirme” kararının çıkma ihtimali yüksekti.
Fakat bu karar ile AB-Rusya ilişkilerinin yeniden “normale” dönmeyeceğine de kesin gözüyle bakılabilir. AB-Rusya ilişkilerinin düzeyi ve geleceği ABD’nin bölgedeki politikalarıyla ilgili. ABD’nin Gürcistan ve Ukrayna üzerinden bölgeye yönelik politikaları, AB ve Rusya ilişkilerinin düşünüldüğünden daha kısa süre içinde yeniden gerilmesine neden olacaktır.
Almanya’da yayınlanan bazı gazetelerde, ABD’nin henüz İran konusunda ne yapacağına karar vermediğine dikkat çekilirken, “İran’a yönelik müdahale gündeme gelirse o zaman Gürcistan (ve Güney Osetya ve Abhazya) pazarlık malzemesi haline gelir ve sorun, AB için istenmeyen tarzda olsa da çözülmüş olur” deniliyor.
Gelişmeler, Kafkasya ve Ortadoğu’da emperyalistler tarafından kısa veya uzun vadede yeni savaş cepheleri açılacağını gösteriyor.
Serdar Derventli

Evrensel'i Takip Et