17 Eylül 2008 00:00
Elebaşları Türkiyede
1 Eylülde Almanyanın Frankfurt kentinde başlayan Deniz Feneri e.V davasında dün yapılan 6. duruşmada, yargılanan üç sanığın arkasında asıl olarak Kanal 7nin Türkiyedeki yöneticilerinin olduğu üzerinde duruldu.
Frankfurt Eyalet Mahkemesinde görülen davada dün söz alan savcılar Sibylle ve Kertsin Lorz, hazırladıkları iddianame ve dava sürecince açıklanan raporlara istinaden, ortada büyük bir yolsuzluğun olduğunu söyleyerek sanıkların dolandırıcılıktan cezalandırılmasını istedi. Savcılar, baş sanık konumundaki Deniz Feneri e.V. eski Başkanı ve Euro 7 Genel Müdürü Mehmet Gürhana 6 yıl, Dernek Başkanı Mehmet Taşkana 3 yıl hapis cezası verilmesini, ancak tutukluluk halinin kaldırılmasını, derneğin muhasebecisi Firdevsi Ermişin de 2 yıl tecilli hapis cezasına çarptırılmasını ve tutukluluk halinin kaldırılmasını talep ettiler.
16 milyon Avro aktarıldı
Savcılar, Deniz Feneri e.V.nin en az yaklaşık 42 milyon Avro bağış topladığını ve tespit edilebildiği kadarıyla bunun en az 16 milyon Avroluk bölümünün başta Kanal 7nin Avrupadaki yayıncısı durumundaki Euro 7, Weiss GmbH, Yeni Dünya AŞ olmak üzere pek çok şirkete aktarıldığını tekrar ederek, Bu karmaşık ilişkilerin oluşturulmasında sadece bu sanıklar sorumlu değil. Asıl olarak Türkiyede bulunan Zekerya Karaman, Zahit Akman, İsmail Karahan ve Harun Yoldaş sorumludur. Elde edilen bilgilerle Türkiyedekiler olmadan Gürhan tek başına bütün bunları yapamazdı. Gayriresmi muhasebenin Türkiyedeki Kanal 7de tutulması bunun göstergesidir dedi.
Savuma sırasında konuşan Mehmet Gürhanın avukatı Jörg R. Haseneier de savcıların bu yöndeki açıklamasına destek vererek, Müvekkilim tek başına karar verme pozisyonunda değildi. Bu yüzden asıl sorumlu o değil dedi.
Gürhan ağabeylerini korudu
Tutuklandığı günden bu yana hiçbir açıklama yapmayan Gürhan, son sözünün sorulması üzerine yaptığı Türkçe konuşmada, Deniz Fenerini iyi niyetle kurduklarını, ancak daha sonra işlerin değiştiğini söyleyerek, bağış yapanlardan paraları amaç dışı kullanıldığı için özür diledi. Gürhan yaptığı konuşmada, duruşma sırasında sık sık adı geçen ortaklarını kastederek, Başında bulunduğum şirketlerin ortaklarına sıkıntı yarattığımın bilincindeyim. Bundan ötürü üzgünüm dedi. Basını da eleştiren Gürhanın sarf ettiği sözlerin, davanın AKP Hükümetinde yarattığı rahatsızlığı ifade ettiği yorumu yapıldı.
Gürkanın konuşmasında, milyonlarca Avroyu idare ettiği halde bunun bir tek kuruşunu bile şahsi çıkarı için kullanmadığını, iddianame ve raporların da kendisini doğruladığını belirterek en son Vicdanen rahatım demesi dikkat çekti.
Türkiye bilgi vermedi
Önceki gün mahkemeye ayrıntılı bir rapor sunan Başkomiser Alexander Böhm, dava sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada, davada adı geçen ve Türkiyede yaşayan şahıslar ve Türkiyeye gönderilen paraların akıbeti hakkında Interpol aracılığıyla bilgi talep ettiklerini, ancak hiçbir yanıt alamadıklarını söyledi.
Böhm bu durumun uluslararası ilişkiler açısından garip olduğuna dikkat çekti.
1 sent geri alınmadı
Dünkü Deniz Feneri davasında milyonlarca Avronun Kanal 7 ve diğer şirketlere borç adı altında aktarıldığını anlatan savcılar, bu borçların 1 sentinin bile Deniz Fenerinin kasasına geri dönmediği, ayrıca ne zaman ödeneceğine dair bir belge bulunmadığı vurguladı. Gürhanın avukatı bu durumu borç verilen şirketlerin kâr etmemesi ile açıklamaya çalıştı.
Yine Deniz Feneri kasanından Yimpaşa ait olduğu bilinen Aytaç şirketine toplam 1.6 milyon Avronun faturasız aktarıldığı savcılar tarafından tespit edildi. Birçok faturanın da sahte olduğu tekrarlandı.
Savcılar ayrıca, toplanan milyonlarca Avronun yaklaşık sadece 1.5 milyon Avrosunun amacına uygun bir şekilde yoksullara yardım için kullanıldığını da vurguladı. Böylece yoksullara yardım adı altında kurulan Deniz Feneri e.V.nin asıl olarak Kanal 7 başta olmak üzere çeşitli şirketleri finanse etmek üzere kurulduğu mahkeme tarafından tespit edilmiş oldu.
Karar bugün açıklanıyor
Deniz Feneri e.V davasında karar bugün açıklanacak. Türkiye saati ile 11.00da başlayacak duruşmada, mahkeme başkanının gerekçeli kararını açıklaması bekleniyor. (Frankfurt/EVRENSEL)
Almanya Büyükelçiliği görüşmeyi doğruladı
Almanyanın Ankara Büyükelçiliği Sözcüsü Klemens Semtner, Büyükelçi Eckart Cuntzun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahinle görüştüğünü, ancak görüşmelerin içeriğiyle ilgili yorum yapamayacaklarını söyledi.
Semtner, Almanyanın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntzun 22 Kasım 2007de Başbakan Erdoğanla ve 5 Aralık 2007de Adalet Bakanı Şahinle görüştüğünü doğruladı. Sözcü Semtner, Büyükelçi ile Başbakan ve Adalet Bakanı arasında bahsi geçen tarihlerde görüşmeler yapılmıştır. Ancak görüşmelerin içeriğiyle ilgili yorum yapamayız. Devam eden yargı süreçleriyle ilgili yorum yapamayız diye konuştu
Görüştünüz mü sorusu
Öte yandan CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, verdiği soru önergesiyle Başbakan Erdoğana; 2007 yılının sonbaharında Federal Almanyanın Ankara Büyükelçisi ile Deniz Feneri soruşturması ile ilgili olarak görüştünüz mü diye sordu.
Başbakan Erdoğanın, Deniz Feneri soruşturması nedeniyle Almanyanın Ankara Büyükelçisi ile görüştüğü iddialarını soru önergesiyle Meclis gündemine taşıyan Öztürk, önergesinde; 2007 yılının sonbaharında Federal Almanyanın Ankara Büyükelçisi ile Deniz Feneri soruşturması ile ilgili olarak görüştünüz mü? Şayet görüştüyseniz, böyle bir görüşmeyi yapmaya neden ihtiyaç duydunuz? Böyle bir görüşme gerçekleştiyse, büyükelçiye Soruşturma neden bu kadar uzun sürüyor diye sordunuz mu sorularını yöneltti.
Yücel Özdemir-Aziz Koçyiğit
Evrensel'i Takip Et