24 Eylül 2008 00:00

Mersin Çernobil olmayacak


Mersin Nükleer Karşıtı Platform, ihalenin yapılacağı son ana kadar mücadelesini sürdürüyor. İmza kampanyası başlatan, eylemler yapan platform, nükleer enerjide ısrar eden hükümete, Çernobil faciasını hatırlatıyor.
Akkuyu’da kurulması planlanan nükleer enerji santrali için yapılacak ihaleye saatler kala, Mersin Nükleer Karşıtı Platformu (NKP) bileşenleri de eylemliliklerini artırdı. Nükleere karşı imza kampanyası başlatan NKP, bu kez de AKP İl Başkanlığı binası önünde bir araya gelerek, hükümete, ‘Nükleerden vazgeçin’ dedi.
Mer-İn İş Merkezi önünde toplanan Mersin Nükleer Karşıtı Platform (NKP) bileşenleri ve eyleme destek veren yurttaşlar, “Nükleer enerji ölüm demektir”, “Nükleere inat, yaşasın hayat”, “Akkuyu, Karakuyu olmasın”, “Akkuyu Çernobil olmayacak” sloganları eşliğinde yürüyüşe geçti. Yürüyüş sırasında konuşan SES Mersin Şube Başkanı Yılmaz Bozkurt, emperyalist ülkelerin tehlikeli ve zehirli nükleer enerji santral projesini Mersin’in Akkuyu beldesine taşımak istediklerini, AKP Hükümeti’nin de bu kirli amaca hizmet ettiğini söyledi. Çernobil faciasını da hatırlatan Bozkurt, bu faciadan sonra artan kanser vakaları, sakat doğumlar ve çevre tahribatına dikkat çekerek yetkilileri bir kez daha uyardı.
Yürüyüşün ardından AKP İl Binası önünde bir araya gelen grup adına basın açıklamasını okuyan Mersin NKP Dönem Sözcüsü Sabahat Arslan ise, tüm dünyada nükleer santrallerden vazgeçilirken, AKP Hükümeti’nin Türkiye’yi nükleer pazara açmak istediğini ifade etti. Arslan, “Nükleer santraller ve diğer fosil enerji kaynakları, çok büyük ve geri dönülmez çevre kirliliği, risk ve toplumsal maliyetler yaratmaktadır. Nükleer enerji, enerjideki dışa bağımlılığı daha da arttıracaktır. Nükleer teknoloji, ucuz değildir” dedi.
ABD ve AB ülkelerinin, nükleer atıklar için büyük paralar harcadığını veya azgelişmiş ülkeleri nükleer çöplük olarak kullandığını vurgulayan Arslan, “Türkiye’de bu ülkelerden biridir. Türkiye, nükleer santral kurarak nükleer silahlara sahip olacaksa, tüm insanlık adına telafi edilemez zararlar doğuracak bir silahlanma, ülkemizi felakete sürükleyecektir” diye konuştu.
Çernobil kazasının, geride binlerce ölü ve yaralıyla birlikte, radyasyonla kirlenmiş binlerce kilometrelik toprağı geride bıraktığını vurgulayan Arslan, şöyle konuştu: “Türkiye gibi deprem kuşağında olan, ‘güvenlik kültürünün’ yerleşmediği, siyasal iktidarların bilim insanları ve meslek odalarını hiçe sayan politikalarla günü kurtarmaya çalıştığı bir ülkede nükleer santraller, tehlike kaynağı olacaktır. Çernobil kazasında radyasyonlu çayları, fındıkları sorumsuzca yediren, Marmara depreminde, İkitelli’de ve ‘hızlı tren’ adı altında yaşanan Pamukova tren faciasında, son olarak, Tuzla’da yaşanan işçi ölümleri, yönetim ve işletme krizleri yaşayan Türkiye’de nükleer santral kurulamaz.”
Arslan, nükleer enerji yerine, Türkiye’nin zengin bir potansiyele sahip olduğu güneş, su, rüzgar ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımlar yapması gerektiğine dikkat çekti. (Mersin/EVRENSEL)
Kadir Baziki

Evrensel'i Takip Et