29 Eylül 2008 00:00
Karşılaşmalarla karşılaşamamak
Karşılaşmalar anlardan oluşur. Karşılaşmalar çoğu zaman heyecanlandırıcı, şaşırtıcı, sevindirici, üzüntü verici, olağanüstü duygular yaratır. Kimi zaman aniden parıldayıveren bir ışık demeti, kimi zaman bir esinti, kimi zaman bir bakış, kimi zaman umut, öfke, kimi zaman bir hareket, kimi zaman hayatımız boyunca unutamayacağımız bir andır. Ancak gündelik yaşamın karmaşıklığı içinde çoğunu unutabiliriz.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde öğretim görevlisi olan Hürü Kayanın son on yıldır sürdürdüğü çekimlerden oluşan ikinci kişisel sergisi Karşılaşmalar yukarıdaki sözlerle karşılıyor izleyicileri. Fotoğrafı diğer görsel sanatlardan ayıran en önemli kavram olmalı, an. Saniyenin bilmem kaçta kaçı sürede perdenin açılıp kapanışı ardından fotoğraf makinesine hapsedilen an artık ölümsüzleşmiştir. Hatırlattıkları ya da düşündürdükleri değişecektir muhakkak, fakat o ana bir fotoğraf olarak sahipsinizdir artık.
Karşılaşmalar ismi, ilk anda birtakım karşılaşma fotoğraflarından bahsedildiğini düşündürmüyor değil, fakat sergiyi gezdiğinizde, karşılaşmadan kastedilenin fotoğrafçının o anla karşılaşması olduğunu anlıyorsunuz hemen. Fotoğrafçı karşılaşmadan fotoğraf üretemez ki zaten diye düşünebilirsiniz. Fakat Hürü Kayanın naif karelerinin bir imaj avcısının değil, etrafında olup biteni gösterme telaşından evvel anlama derdinde olan bir fotoğrafçının elinden çıktığını anladığınızda, karşılaşmanın sıradan değil değerli bir an olduğunu da duyumsuyorsunuz.
Farklı mekanlardan farklı hikayeler var Karşılaşmalarda. Fotoğrafların, insanın değişik hallerini anlatması dışında ortak bir hikayesi yok. Seka işçileri, kayıp anneleri, köylü kadınlar, çay paydosunda işçiler, oyun oynayan çocuklar; namaz kılan, dinlenen insanlar Sokağa çıktığınızda fazla zorlanmadan karşılaşacağınız sıradan anlar siyah-beyazın dinginliği ve fotoğrafçının samimiyeti ile üretildiğinden olacak, hiçbir anın sıradan olmadığını anlatıyorlar sanki. Hürü Kaya, makinesiyle maharet göstermeye girişmeden, mükemmel kompozisyonlar peşinde koşmadan, sıcacık ve samimi bir dille anlatmış insanı. Öyle ki karelerinde, fotoğraf makinesinin ve de fotoğrafçının varlığını hissedebiliyorsunuz. Hürü Kayanın mart ayında Fotoğrafevinde sergilenen ve kitabı yayınlanan Bozkırda isimli çalışmasında da bu samimiyet ve naiflik ziyadesiyle vardı.
Asma kilitli salon
Tabii bütün bu anlatılanlarla karşılaşabilmek için sergi salonunu bulabilmek gerekecek. Bunun için de biraz ısrarlı olmalı ne yazık ki. Koskoca Tophane-i Amire binasında görevli bulmak bir dert, bulduğunuz görevliyi burada bir sergi olduğuna ikna etmek başka bir dert. Bu süreci sıkılmadan atlattığınızda ise serginin bulunduğu küçük salonun anahtarı aranıp bulunuyor. Anahtarın bulunmasının ardından görevlinin peşine takılıp salona gidiyorsunuz. Görevli, kapıdaki asma kilidi açtığında nihayet fotoğraflarla karşılaşabiliyorsunuz. Sergiyi izlemeniz bitene kadar kapının önünde bekleyen görevli, siz salonu terk ettiğinizde arkanızdan kapıyı tekrar kilitliyor. İnsan ister istemez birilerini rahatsız ettiği duygusuna kapılıyor. İnanılması güç ama kapısı izleyici geldiğinde açılan sergiyi sadece hafta içi ve mesai saatleri içerisinde izleyebiliyorsunuz. Mimar Sinan Güzel Sanatların kültür ve sanat merkezinde açılmış bir sergiyi izlemek bu kadar zor olmamalı herhalde.
Hürü Kayanın Karşılaşmaları, 9 Ekime kadar Tophane-i Amirede izlenebilir. (İstanbul/EVRENSEL)
Devrim Büyükacaroğlu
Evrensel'i Takip Et