29 Eylül 2008 00:00
Ayazmada Ramazan patatesle geçti
Bu bizim en zengin soframız diyor çadırda yaşayan Ayazmalılar. Tabii bu sözcüklerin altında öyle bildiğimiz ramazan ziyafetlerini andıran sofralar yok. Ayazmalıların sofrası ne ramazan boyunca televizyonda gösterilen milyonluk iftar sofralarına, ne de sokaklarda kurulan iftar çadırlarındaki sofralara benziyor. Ramazanı patates, makarna ve bulgurla geçiren Ayazmalılar, İftar çadırları çok uzak. Oraya gitmek için vereceğimiz yol parasına ekmek alırız diyor.
Yaklaşık üç yıl önce Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında evleri yıkılan İkitelli Ayazmalılar çadırda geçirdikleri üçüncü şeker bayramına hazırlanıyor. Aslında bayram adına yaptıkları tek şey kışı geçirmek için enkaz yığınları arasından topladıkları kalıntılarla yeni bir baraka yapmak Zenginin fakirle eşitlendiği, paylaşımın olduğu bir ay olarak bilinen Ramazan, Ayazmalılar için hiç de bilindiği gibi geçmedi. Binlerce yoksula yardım götüren İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Küçükçekmece Belediyesi bu ramazanda da Ayazmaya uğramadı. Ayazmalı Kasım Aydının Bizim için her gün bayram cümlesi aslında Ayazmada değişen bir şey olmadığını gözler önüne seriyor
Çadırda geçen 3 şeker Bayramı
Çadırda geçirdikleri 3. ramazan ve bayram olduğunu dile getiren Kasım Aydın, bu üç yılda yaşamlarında değişen bir şey olmadığını kaydetti. Ayazmada barakada yaşayan 18 aile için ramazan, bayram, yeni yıl, kış nasıl gelip geçiyor kimse bilmiyor. Biz söz var deliye hergün bayram, bizim içinde her gün ramazan, her gün bayram. Değişen bir şey yok çünkü. Açlık ve sefalet sürüyor diyen Aydın sözlerine şöyle devam etti: Bizi anlıyorlar da anlamazlıktan geliyorlar. Rant için. Bunlar Müslümanım diyor ama insafları yok. AKPli belediyenin kendilerini tanıdığını bundan dolayı da iftar çadırlarına almadığını söyleyen Aydın, Nereye giderlerse gitsinler bütün kapıların suratlarına kapandığını vurgulayarak, yetkililerin bir gün olsun siz aç mısınız? diye sormadığını belirtti.
Ayazmaya kimse uğramadı
Fakirlik kağıdı götürerek belediyeden yardım isteyen Aydın, belediyeden Siz Ayazmada oturuyorsunuz. Size herhangi bir hak yok cevabı aldı. Kaymakamlığa gittiklerinde de sonucun değişmediğini anlatan Aydın, 3 kez de kaymakamlıktan, Siz taş gibi bir adamsınız çalışın cevabı aldığını belirtti. Ramazan boyunca başvurularına rağmen hiçbir devlet kurumunun kendilerine yardım etmediğini belirten Aydın, belediyenin birçok mahalleye kumanya ve bayramlık götürdüğünü ancak Ayazmaya kimsenin uğramadığını dile getirdi.
Eskiden evimiz vardı, yerimiz güzeldi
Oruçlarını bulgur, ayran çorbası ve ramazandan beri ilk defa sofralarında yer alan et ile açan Aydın ailesi, sofralarının bu günlük biraz zengin olduğunu söyledi. Diğer günler de bazen makarna bazen de bulgur pilavı ile oruç açtıklarını anlatan Birgül Aydın, bir ay boyunca sofralarında en çok patatesin yer aldığını belirtti. Gözleri dolarak eski günlere olan özlemini dile getiren Aydın, Eskiden evimiz vardı, eşlerimiz çalışıyordu, yerimiz güzeldi. Biz zamanın nasıl geçtiğini bilmiyorduk. Şimdi çok zor geçiyor. Doğru dürüst bir mutfak yok, su yok. Dışarıdan su getiriyoruz. Yemek yiyecek ya da yemek yapacak kap kacak yok. Kedilerle beraber yemek yiyoruz. Bir yandan kedi kovalayıp, bir yandan yemek yemeye çalışıyoruz dedi. (İstanbul/EVRENSEL)
Bazen ekmek bile bulamıyorlar
Ayazmada çadırda yaşayan ailelerden bir de Acar ailesi. 10 kişilik nüfusu olan Acarlar,
çocukların kazandığı 600 YTL ile ay sonunu getirmeye çalışıyor. Ayakkabıcıda çalışan çocuklarının iş yerlerinden getirdikleri yemeklerle karınlarını doyuran Acarlar, bazen yiyecek ekmek bile bulamıyor. Ramazanın kendileri için diğer günlerden bir farkı kalmadığını belirten Anne Besriye Acar, Ramazanlarda her zamanki gibi ne bulsak mecburiyetin onları yiyoruz. Eskiyle yeni arasında değişen bir şey yok. Bizim için ramazan hep aynı geçti değişen hiçbir şey yok. Eskiden de böyleydi şimdi de böyle diye konuştu.
Ramazanı açlık, sefalet içinde geçirdiklerini anlatan Acar, bazen ekmek alacak bile paraları kalmadığını anlattı. 2 küçük çocuğu olduğunu belirten Acar, Çocukların iş yerinden getirdikleri ekmek kırıntıları olmasa çocuklar aç kalır. Bazen olmuyor ne iftarda ne de sahurda. Bir şey yiyemeden bir daha oruç tutuyoruz yediklerimizde ekmek zeytin. Zeytin aldığımızda çocuk başı bir zeytin düşüyor. Bizim en lüks yemeğimiz çorba başka bir şey yok dedi.
Eylem Lodos
Evrensel'i Takip Et