23 Şubat 2009 01:00
MEDYATİK
GÜNÜN YAZILARI
Bu hafta konu bulma sıkıntısı çekmedim hiç. Medyatik gündem dopdoluydu. Doğan Yayın Holdinge kesilen vergi cezası, CHPli Mehmet Sevigenin Başbakan Erdoğanın okul arkadaşı Mehmet Emin Erkan ile az etik faaliyetleri ve Sevigenin giderayak Vatan Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Mutluyu suçlaması birinci sayfalardaydı. Ama bu sefer de bu bolluktan mustarip oldum. Malum; köşelerimizin fiziksel sınırları var. Dolayısıyla yalnızca geçen haftanın en popüler başlığı üzerine, Doğan Grubuna kesilen ceza üzerine birkaç söz söyleyeceğim.
Vaktiyle, Aydın Doğan bütün kötülüklerin anasıdır diye bir slogan dolaşıyordu internet ortamında. Belki bir miktar doğruluk payı vardır. Ama bu son olayda Aydın Doğana haksızlık yapılıyor gibi. Şu anda Doğanı savunuyor olmama inanamasam da, gerçek bu. Vergi cezası kesildikten hemen sonra, Doğan Grubunda çalışmayan Nazlı Ilıcak (Sabah) ve Ali Sirmen (Cumhuriyet) gibi iki önemli yazar da bu yönde tavır aldı. Kesilen cezanın Deniz Feneri ve AK Parti etrafındaki diğer yolsuzlukların haberleştirilmesiyle ilgili olduğu kanısı yaygınlaştı. Dış basında da yankı buldu bu olay. Yabancı gazeteler ve haber ajansları, ceza kararının siyasi olabileceğini duyurdular.
Peki Doğan Grubu bugünün mağduru diye, hazretlere sütten çıkma ak kaşık muamelesi mi yapacağız? Doğan Grubu yazarları, yapılanın insafsızlık olduğunu, hükümetin basını hizaya getirmek için böyle bir adım attığını söyleyip durdular. Tamam, olabilir. Ama daha iki sene önce, yine AK Parti iktidardayken, atv-Sabah grubuna el konulduğunda hiç ses çıkarmayan; bilakis durumdan memnun olan Doğan Grubu değil miydi? Cem Uzanın medya kuruluşlarına meşru olmayan yollarla el konulurken, yaşananların aynı zamanda siyasi bir hesaplaşma olduğunu hiç söylediler mi?
Hürriyetin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Bugün rakibe yapılan cezalandırma başkalarının işine gelebilir. Bu ülkede iktidar medyanın üzerine böyle baskılarla çullanmaya başladığı zaman hiçbir şirket emniyette değildir. Ülkede böyle bir ağır baskı içtihadının yaratılması herkes için tehlikelidir diyor. Evrensel, BirGün ve Özgür Gündem geleneğinden gelen gazeteler kapatma kararları, hapis ve para cezaları ile baskı altına alınırken, muhabirleri öldürülürken neden böyle yazılar yazmıyordunuz Sayın Özkök? O dönemlerde basın özgürlüğü için tehlike yok muydu?
Eee madem öyle, o zaman şimdi sizin için gelsin:
Bir bahar akşamı rastladım size (Evet bayım siz)
Sevinçli bir telaş içindeydiniz (İşler iyiydi galiba)
Derinden bakınca gözlerinize (Gerçekler ortaya çıksın diye)
Neden başınızı öne eğdiniz? (Utanma duygusundan olabilir mi?)
İçimde uyanan eski bir arzu (Basın özgürlüğü)
Dedi ki; yıllardır aradığım bu! (Yersek tabii)
Şimdi soruyorum büküp boynumu; (Ve işte can alıcı soru)
Daha önceleri neredeydiniz? (Ha, nerelerdeydiniz?..)
Beste Selahattin Pınar
Güfte: Fuat Edip Baksı
MUSTAFA KULELİ
Evrensel'i Takip Et