24 Şubat 2009 01:00

GÜNCEL


Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Antalya’nın merkeze bağlı Varsak beldesinde AKP’nin seçim irtibat bürosunun açılışına katılmış. Vatandaşlara, “Kime oy verelim?” diye soran Şahin, sorusunu, “Sorunlarınızı en hızlı kim çözecekse ona oy verin” diye yanıtlamış. Ve, “Hükümetimizle kavga eden, zıtlaşan yerel yönetimler her projelerini Ankara’dan geçiremiyor. Maalesef bu Türkiye’nin gerçeği. O nedenle halkıyla barışık, hükümetiyle barışık, devletiyle barışık mahalli yöneticiler işbaşında olursa bizim sorunlarımız daha çok çözülür” diye de eklemiş.
Demokrasi ile idare edildiği iddiasındaki herhangi bir ülkede bir bakan yukarıdaki sözleri sabah söylediğinde akşam istifa eder ya da başbakan onu görevden alır. Bu sözleri söyleyen bir Adalet Bakanı ise bir daha insan içine çıkamaz.
Tabii, AKP iktidarında Adalet Bakanı’nın sözleri olağan karşılanıyor. Çünkü, hukuk ve adalet tanımaz bir başbakan ve bir hükümet işbaşında. Bakan Şahin, AKP’ye oy verilmesi için halkı tehdit ederken, bir taraftan da gerçeği itiraf ediyor. Gerçekten, AKP Hükümeti zamanında AKP’li olmayan belediyelere hükümet üvey evlat muamelesi yaptı. DTP’li belediyeler ise üvey evlat dahi kabul edilmedi. Onlar, düşman olarak görüldü.
Elbette, hükümetin bütün bakanları yasalara ve hukuka uygun davranmalıdır. Ama, Adalet Bakanı diğer bakanlardan daha fazla bağlı olmalıdır hukuka. Çünkü, hükümet içinde Adalet Bakanı adaletten sorumludur.
Yasalar, seçim zamanlarında hükümet üyelerinin idari yetkilerini, devlet olanaklarını kullanarak oylarını artırma yoluna gitmemesini söyler. Böyle bir durum seçime gölge düşürür. Seçimin adil olmaması sonucunu doğurur. Hükümet partisinin bırakın bakanlarını, üyeleri dahi, seçmeni kendilerine oy verilmediği takdirde cezalandırılacaklarını söyleyemez. Bunu söyleyen seçim kurallarını, yasaları ihlal etmiş olur. Bunu, Adalet Bakanı söylerse ortada adil bir seçim kalmaz.
Adalet Bakanı ancak şöyle şeyler söyleyebilir: “Kimi seçerseniz seçin, hükümet seçilen her belediye başkanına ve her belediyeye eşit davranacaktır. Çünkü, hükümetin belediyelere desteği, o belediyenin başkanı ya da yöneticilerine değil, halka verilen hizmetin gerekliliğindendir.”
Adalet Bakanı ve AKP Hükümeti seçmeni resmen tehdit etmektedir. AKP’ye oy vermeyenleri hükümet olarak cezalandıracaklarını ilan etmişlerdir.
Adaletsiz bakan ve başbakana son günlerin en güzel sözünü Saadet Partisi İstanbul Belediye Başkan adayı Mehmet Bekaroğlu söylemiştir: “Başbakanımızın Peres’e kükremesinden ben de gurur duydum. Ama sadece Gazze’de katliam olmuyor. Yanıbaşında Tuzla’da ölen 120 işçiyi nasıl görmezden gelirsin! Hangi vicdana sığar, ‘Piyasaya böyle deyip, sermayeden yana tavır almak?” diye soruyor Bekaroğlu ve şöyle diyor Başbakana: “Sayın Başbakan siz de işçi öldürmeyi iyi bilirsiniz, uyguladığınız neoliberal politikalara her gün Tuzla’da işçilerimiz kurban oluyor!”
Patronların hükümetine işçiler ve emekçiler seçimlerde gereken yanıtı verecek!
KAMİL TEKİN SÜREK

Evrensel'i Takip Et