28 Şubat 2009 01:00
Elazığlı Adnan Yücel
Tek tipleştirilmiş, tüm sol diş ağrıları alınmış bu müstakil kentin, Elazığın yarattığı kocaman bir değerdir Adnan Yücel... Anlamsız ön yargılarla yaklaşılmıştır şaire. Dünya görüşü yüzünden olsa gerek, Hazar şiir akşamlarına çağrılmamış, konu dahi edilememiştir. Halbuki bu toprağın öz be öz evladıdır Yücel. Belki Hazar şiir akşamlarında anılmadı ama önümüzdeki yüzyılların antolojilerine çoktan girmiştir. Tabii ki Hazar şiir akşamları değildir Harputu kale yapan. Evet, ama Harput bir kaledir. Sevgi, kültür sanat kalesidir; o kale Selili Adnan Yücelle hep dalgalanacak olan sanat bayrağını taşıdığı için ebedileşti çoktan, önemle duyurulur. Selili Hasan Amcanın deyişiyle Hani noldu kim ne yaptı yer yerinde duruyor. Belki değeri bilinmedi ama değerinden bir şey de kaybettirmedi. O çok değerli bir şahsiyetti, onunla akraba ve hemşehri olduğum için gurur duyuyorum ben.
Şairi tanıyanlar onu yanlış değerlendirmiş, geriye kalan hemşehrileri ise adını bile duymamıştır. Çoğuna göre pek de makbul ve makul olmayan şair unutulması için yeni nesle anlatılmamıştır. Halbuki Adnan Yücel bu müstakil, kendi kabuğunda belli görüşler dışına çıkamayan insanlardan farklı olarak evrensele ulaşan, kitleler tarafından okunan büyük bir şairdir.
Kahvehaneleri, köftecileri, iddia bayileri, tekel marketler zincirleriyle çevrelenmiş bu kentte yaşayan gençler, öz değerlerini tanımadan büyüyor ve yaşlanıyorlar. Batak ve pişti gibi değerler yaratıldı adeta. Değer yaratıcılarının hep son partiyle kandırdıkları mükemmel oyunlarıyla tükenen umutların kenti Elazığda Adnan Yüceli anmak ayrıca anlam ifade ediyor.
Şair, sevenleri tarafından huzur içinde yattığı, doğup büyüdüğü Seli köyünde mezarı başında anıldı. Annesiyle yan yana uyuyor şimdi.
Yaşamında hep doğayla barışıktır Adnan. Köyün çeşme başında karşılaştığımız ve şairin akrabası Hasan Emmi şairin babası Ahmet Amcanın çok güzel kaval çaldığını söyledi bize... Adnan duygularını hep şiirle ifade etmiş olmasına rağmen kaval sesine de ayrıca hayrandır. Babasından dinlediği kavalı o şiirleriyle okuyucusuna aktarmıştır... Her şiiri bir anı, bir duygudur Adnanın... Seli köyünü şiirleştirmiştir babasını kendi köylüsünü renkli arkadaşlarını şiirlerinde unutmamıştır Adnan... Adnanın duygusallığını, özleminin derinliğini bu köyü görünce daha iyi anladık. Çocukluğunun şekillendiği dar sokakları şirin sıcak evleriyle Seli köyü Elazığa 20 dakika uzaklıkta. Elazığdan saat başı kalkan Hankendi belediye otobüsüyle şairin mezarı ziyaret edilebilir.
Köye vardığınızda ilk göze çarpan özgür doğayla yeşille çevrili ve insanı karşılayan nedeni bilinmeyen sıcaklığı. Çocukluk ve sıra arkadaşlarının anlattıkları bizi şairin ilkokul yıllarına götürdü. Onun oturduğu sıralarda oturup arkadaşlarıyla sıcak bir sohbete daldık. Şair hakkında anlatılanlar duygulandırdı bizleri. Anlatılanları dinlerken Adnanın arkadaşları üzerinde bırakmış olduğu derin etkiyi görünce heyecanımız da katlanıyordu. Şairin 1965te mezun olduğu ilkokul hiç değişmemiş. Tek derslikli bu okul 21. yüzyılın hiçbir nimetinden faydalanamamış adeta... Merkeze bu kadar yakın olmasına ve nice mezunlar vermiş olmasına rağmen unutulmuş unutturulmuş bir köy. Köy okulunun teknoloji sınıfı ve kitaplığı yok. Kendi çabalarıyla köylü bir dernek kurmuş, derneğin ilk köye kazandırdığı camidir. Camiden sonra sıra okula gelmiş, fakat dernek çeşitli sebeplerle dağılmış ve okul kaderine terk edilmiş. Seli köyünden çıkmış çok iyi yerlere gelmiş fakat köyü unutmuş onlarca isim sayıldı. Köylüler onlardan iftiharla söz ettiler; ama köyü ihmal ettiklerini ve herhangi bir yardımda bulunmadıklarını da ayrıca ifade ettiler. Adnan Yücelin doğduğu bu köyden belediye otobüsünün gelmesiyle ayrıldık. Artık biliyorduk ki orada mutlu ve huzur içinde uyuduğunu.
Kendisini ısrarla Gagkoş diye ifade eden ama ne hikmetse bi türlü goş(a)mayan Elazığın belki de tek koşanı Yücelidir aslında. O yaşadığı her an koştu hep ileriye, değere, öze, çağdaşa, güneşe ve aydınlığa ve evrensele. Evrensel bir Gakkoştu Yücel.
Mustafa Özcan
Evrensel'i Takip Et