3 Mart 2009 01:00

Kürtçe gazete okuyan öğrencilere dava açıldı


TRT’nin Kürtçe yayın yaparken, Kürtçe konuşan, gazete okuyan ya da müzik dinleyenler hakkında çeşitli gerekçelerle açılan davalar hız kaybetmeden devam ediyor. Mersin’de okuyan öğrenciler ilginç bir dava ile karşı karşıya kaldı. Okudukları Kürtçe gazete hakkında yayınlandığı günden 2 yıl sonra “toplatma” kararı verildi. 16 öğrencilere bu gerekçe ile dava açıldı.
Mersin Üniversitesi’nin uygulamaları 12 Eylül’ü aratmıyor. 3 Nisan 2007 tarihinde Dengê Welat gazetesi okudukları gerekçesiyle rektörlük, 16 öğrenciyi Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbar etti.
Öğrenciler, “PKK/KONGRA-GEL terör örgütünün propagandasını öğretim kurumunda yapmak” ile suçlanırken, suç delili olarak nüfus kayıt örneği, adli sicil kayıtları, şüpheli ifade tutanakları, görevsizlik kararı, el koyma kararı, tercüme metni, suç duyurusu ve ekleri, öğrenci kayıtları ve gazete tercümeleri gösterildi.
ÖĞRENCİLER: BİR SUÇUMUZ YOK
Öğrenciler hakkında dava gerekçesi yapılan gazetenin 3 Nisan 2007 tarihli sayısı hakkında herhangi bir toplatma kararı bulunmuyordu. Ancak aradan geçen yaklaşık iki yıllık sürenin ardından Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi toplatma kararı verdi.
Karar öğrenciler için dava gerekçesi yapıldı. Hakkında dava açılan öğrencilerden Ahmet Caba, davaya konu olabilecek bir suçun bulunmadığını belirtirken, davanın rektörlük, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı ve İl Emniyet Müdürlüğü’nün, Kürt ve demokrat öğrencilere yönelik tahammülsüzlüğünün sonucu olduğunu söyledi. (Mersin/DİHA)


MÜCADELE MEŞRUTİYET ALANINI BÜYÜTTÜ

LEYLA Zana’nın 18 yıl önce Meclis’te Kürtçe yemin etmesinin ardından DTP’li Ahmet Türk’ün Meclis Grubu’ndaki Kürtçe konuşması yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi. 1991 yılındaki çıkışın ardından Leyla Zana ile birlikte bunun bedelini 10 yıl cezaevinde kalarak ödeyen DEP eski Milletvekili Hatip Dicle, Türk’ün konuşmasını AKP’nin yüzünü açığa çıkaran bir ‘maske düşürme’ operasyonu olarak değerlendirdi.
Dicle, “AKP’nin politikaları açısından onlarından maskesinin düşürülmesi açısından değerlendirmek lazım. AKP, Kürtlerin dini hassasiyetlerini tamamen samimi olmayan bir şekilde sömürerek bir taban elde etmeye çalıştı. Sanki orduya karşı, devletin derin çekirdeğine karşı bir tavrı varmış, Kürt sorununu kendileri çözecekmiş gibi bir tavra girdiler. Halkımızı yanıltmayı da başardılar. Tabi bu seçimlerden sonra AKP’nin gerçek yüzü açığa çıktı. Esas devletin derin çekirdeği ile uzlaşmaya gitti. Ondan sonra da bazı ince politikaları ile Kürtler üzerinde politikalara devam etmeye çalıştı. İşte TRT Şeş bunun bir ürünüydü. Kürt dili üzerindeki yasakları kaldırmadan, onun her alanında özgürce gelişmesini kısıtlayan yasaları ortadan bertaraf etmeden tamamen tartışmalı bir şekilde TRT Şeş”i devreye soktu ve hedefi de bu seçimlerde TRT Şeş’i Kürt sorununun çözümünde AKP’nin öncü rolünü ortaya çıkaran bir çıkışmış gibi göstererek, Kürtlerin oylarını almaktı” dedi.
Türk’ün konuşmasına yönelik tepkileri de değerlendiren Dicle, “Kürt dili 12 Eylül sonrası dünyada çok nadir görülecek bir şekilde yasayla yasaklandı. Bugün halkımız büyük bedel görerek, mücadelenin geldiği aşamada meşruiyet alanları yaratmıştır. Yasalar ve Anayasa geride kalsa bile meşruiyet alanları yaratmıştır. Sayın Türk’ün konuşmasına gösterilen tepki, bir ‘91’deki tepki ile kıyaslanmayacak derece de zayıf kaldı. Bu mücadelenin meşruiyet alanını ne kadar genişlettiğini gösteriyor. Yasalar ve Anayasa eskiye göre çok değişmedi. ‘82 Anayasası yine yürürlükte. O eski antidemokratik yasalar yine yürürlükte fakat gelen tepkilere baktığınızda o zamana göre çok daha düşük daha az yoğunlukta. Bunun nedeni mücadelenin uzun yıllar yarattığı meşruiyet alanının çok geniş olmasıdır.” dedi.

HERKES KENDİ DİLİNİ KONUŞACAK

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ün grup toplantısında Kürtçe konuşmasına destekler artıyor. Kıraç’ta bulunan Tokat-Acıpınarköyü Derneği Başkanı Niyazi Keleş “Konuşacak tabii, herkes kendi dilini konuşacak. İngilizce konuşuluyorsa Kürtçe de konuşulacak. Birbirimize saygı ve sevgi ile yaklaşmalıyız” dedi. Kıraç Sansun Canlar Derneği Başkanı Tuncay Geçit de “TRT Kürtçe yayın yapmıyor mu?” diye sorarak Kürtçe’nin serbest olması gerektiğine dikkat çekti. “Başbakan Kürtçe konuşuyorken serbest, ama kendi ana dilini konuşana yasak” dedi.
Murat Kolca

Evrensel'i Takip Et