14 Mart 2009 01:00

Kutlama değil protesto var


Her yıl geleneksel bir şekilde kutlanan “14 Mart Tıp Bayramı” bu yıl protesto edilecek. Sağlık çalışanları, yapacakları eylem ve etkinliklerle kangrene dönüşen sorunlarını görmezden gelen AKP Hükümeti’ni hem protesto edecek hem de Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın geri çekilmesini isteyecek.
“14 Mart Tıp Bayramı” sağlık çalışanları ve örgütleri tarafından buruk bir şekilde karşılanacak. AKP Hükümeti’nin Sağlıkta Dönüşüm Programı, sağlık çalışanları ve hastaları zor duruma koyarken, sorunların çözümü için yıllardır mücadele veren sağlık örgütleri ise baskıya maruz kaldı. AKP 7 yıllık iktidarı boyunca sağlık emekçileri ve örgütlerinin sorunlarına cevap olmazken, yaklaşan Tıp Bayramı ile sağlık çalışanlarının durumları tekrar gündeme geldi. Sağlık örgütleri, AKP Hükümeti döneminde sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının ağırlaştığını ve iş güvenliği olmadığı için ölümlerin dahi yaşandığını ileri sürdü. Tüm bunlara dikkat çekmek amacıyla hafta içerisinde çeşitli etkinlikler yapacaklarını duyuran sağlık örgütleri, AKP’nin sağlık hizmetlerini ticarileştirdiğine dikkat çekerek, sorunlarının bir an önce çözülmesini istiyor.
‘SAĞLIK BAKANINI UYARIYORUZ!’
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Başkanı Bedriye Yorgun, 14 Mart’ın Tıp Bayramı olarak kutlandığını hatırlatarak, sağlık ortamı bozulduğu için 14 Mart’ı bayram havasında kutlamak gibi bir durumları kalmadığını söyledi. Yorgun, Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında AKP iktidarının kendisine ait olmayan bir programı çok hızlı bir şekilde hayata geçirdiğini vurgulayarak, “Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin yanı sıra hizmet alan halkın da mağdur olduğu bir ortamda 14 Mart’ı Tıp Bayramı olarak kutlamak mümkün değildir” dedi. Yorgun, 14 Mart’ta TTB ve Devrimci Sağlık İş Sendikası ile birlikte kutlama yerine eylemsellik kararı aldıklarını söyleyerek, “Daha önce de meslek hastalıklarına ve meslek hastalıkları risklerine karşı maske ile çalışarak tepkimizi ortaya koyduk. Yine 12 Mart’ta işe 2 saat geç başlayarak acil servisler önünde bir eylem yaptık. Bunun yanı sıra İstanbul’da Cumartesi Anneleri’yle Galatasaray Lisesi önünde, devlet içerisindeki çetelerce katledilen 18 arkadaşımızı anacağız. Tüm bu etkinliklerle sağlık bakanına ve Başbakan’a bir uyarı yapacağız” şeklinde konuştu.
Sağlık alanının AKP Hükümeti tarafından piyasalaştırıldığına dikkat çeken Yorgun, şunları kaydetti: “AKP, sağlık ortamını tamamen ticarileştiriyor. Bunun yanında başta yeşil kart olmak üzere sağlık alanındaki hakları bitirmeye çalışıyor. AKP, sağlık çalışanlarını ve halkı karşı karşıya getiriyor. Halk sağlık hizmetlerinden yararlanması gerektiği gibi yararlanmayınca sorumlu olarak bizi görüyorlar. Oysa ki bunun sorumluluğu siyasi iktidardır. Durum böyle olunca halk da sağlık emekçilerine saldırabiliyor. Diğer yandan, sağlık ortamı sağlıksız olduğu için personeller meslek hastalıkları riskleriyle karşı karşıya kalabiliyor. Hatta yaşamlarını kaybedebiliyorlar. Geçen sene Arzu Ören adında bir arkadaşımız, enfeksiyon bölümünde çalışırken kanamalı kırım kongo enfeksiyonunun buluşması sonucu yaşamını yitirdi. Bunun yanında baş hekim artık hastaneyi kendi şirketi gibi gördüğü için orada çalışan personele fiziki ve psikolojik şiddette bulunabiliyor.”
‘KUTLAMA YERİNE EYLEM YAPACAĞIZ’
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Eriş Bilaloğlu ise kutlama yerine artan sorunlara dikkat çekmek amacıyla bazı eylemsellikler yapacaklarını söyleyerek, “Bu etkinliklerle hem halkın sağlık sorunlarına hem de sağlık çalışanlarının ve hekimlerin sağlık sorunlarına dikkat çekeceğiz” dedi. Türkiye’de 110 bine yakın çalışan hekim olduğunu belirten Bilaloğlu, hekimler de dahil olmak üzere hemşirelerin, eczacıların, diş hekimlerinin, teknisyenlerin ve diğer sağlık çalışanlarının gelir güvencesi ve artan şiddet olaylarından kaynaklı can güvencesinin ortadan kalktığına işaret etti. (ANKARA)

BİR DOKTORA 653 KİŞİ DÜŞÜYOR
TÜRK Sağlık-Sen, Tıp Bayramı öncesi yaptığı bir araştırmayla Türkiye’nin doktor haritasını çıkardı.
Araştırmaya göre Türkiye’de yaklaşık 108 bin doktor görev yapıyor. Bu doktorlardan 26 bin 330’u uzman, 37 bin 596’sı ise pratisyen doktor ve asistan olmak üzere 63 bin 926’sı Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kuruluşlarında görev yapıyor, Türkiye’de bir doktora 653 kişi düşüyor. Sadece Sağlık Bakanlığı’nda görevli doktorlar dikkate alındığında ise bir doktora 1104 kişi düşüyor.
EN FAZLA DOKTOR İSTANBUL’DA
Araştırmada Sağlık Bakanlığı’nda görev yapan doktorların illere göre dağılımı ile ilgili bilgilere de yer verildi. Sonuçlara göre Türkiye’de en az doktor, 77 doktor ile Bayburt’ta görev yapıyor. Bayburt’u, sadece 78 doktorun görev yaptığı Tunceli ve 80 doktorun çalıştığı Ardahan izliyor. En çok doktorun görev yaptığı il ise 7 bin 39 doktor ile İstanbul. Bu şehri 4 bin 783 doktor ile Ankara, 3 bin 962 doktor ile İzmir izliyor. Sadece 43 pratisyen doktorun görev yaptığı Tunceli ise en az pratisyen doktorun görev yaptığı il olarak dikkat çekiyor. En az uzman doktorun görev yaptığı il ise sadece 31 uzman doktor ile Bayburt.
2008’DE 30 BİN 274 DOKTOR İSTİFA ETTİ
Araştırma sonuçlarına göre Sağlık Bakanlığı, 2008 yılında 2 bin 72’si uzman olmak üzere toplam 6 bin 101 doktor atadı. Buna karşılık 2 bin 443’ü uzman olmak üzere 5 bin 551 doktor görevinden ayrıldı. Sadece 2008 yılında 1525’i uzman doktor, 1749’u pratisyen olmak üzere toplam 3 bin 274 doktor Sağlık Bakanlığı’ndaki görevinden istifa etti. Diğer ayrılışların 699’u emeklilik, 1379’u muvafakat verme ve 199’u başka sebepler yolu ile gerçekleşti.
DOKTORA ŞİDDET ARTIK ÖNLENMELİ
Türk Sağlık-Sen Başkanı Önder Kahveci, araştırma sonuçlarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, bir doktora 662 kişinin düştüğü Türkiye’de doktorların yaşadıkları sorunların çözüme kavuşturulması gerektiğini belirterek, “Yoğun bir iş yüküyle hizmet veren doktorlarımızın maruz kaldığı şiddet artık önlenmelidir. Hastalara şifa dağıtan doktorların kurşunlandığı, sağlık ocaklarında bayan doktorların acımasızca dövüldüğü utanç verici bir durumlar söz konusu” dedi. Bir yılda 3 binden fazla doktorun kamudan istifa etmesinin ardında yatanların çok iyi bir şekilde irdelenmesi gerektiğini savunan Kahveci, “Doktorları kamuda tutmanın yolları aranmalıdır. 14 Mart’ı kutlamalarla geçiştirmek yerine bu sorunların masaya yatırıldığı ve çözüm yollarının tartışıldığı bir gün olarak geçirmek daha yararlı ve anlamlı olacaktır” diye konuştu.(ANKARA)

DOKTORUNU DARP EDEN BAŞHEKİM GÖREVİNDEN ALINDI
İstanbul Lütfü Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yusuf Özertürk’ün, aynı hastanede hematoloji uzmanı olarak çalışan Dr. Dilek Argon Beyazıt’ı darp ettiği iddiası üzerine soruşturma başlatan Sağlık Bakanlığı, başhekimi görevinden aldı.
Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, İstanbul Lütfü Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi başhekiminin, hematoloji uzmanını darp ettiği iddiasıyla ilgili olarak başlatılan soruşturma sonucunda her iki hekimin de kusurlu bulunduğu ve haklarında yasal işlem tesis edildiği belirtildi. Açıklamada, “Başhekimin görevinden alınarak görev yerinin değiştirilmesine karar verilmiş, hematoloji uzmanının ise emekliye ayrılmış olması nedeniyle hakkında idari öneri getirilmemiştir” denildi.
İstanbul Lütfü Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 15 Ocak’ta yaşanan olayda, Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yusuf Özertürk’ün, Hematoloji Uzmanı Dr. Dilek Argon’a hastane koridorunda hakaret ettiği, ardından da Dr. Argon’u darp ettiği iddia edilmişti. (ANKARA)

Evrensel'i Takip Et