26 Mart 2009 01:00

JÎN Û JİN


Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Perihan Mağden’i mahkum etti. Mahkumiyete konu yazılar, Perihan Mağden’in Radikal gazetesinin 18 Eylül 2007 tarihli sayısında yayımlanan “Plan Yapmayın Plan/Çakal Yesun Anani” yazısı ve aynı gazetenin 16 Ekim 2007 tarihli sayısında yer alan “Feci şahsi yazı” başlıklı köşe yazıları.
Köşe yazılarında, Perihan Mağden; şarkıcı/türkücü İsmail Türüt’ü, Hrant Dink’in katil zanlılarını övücü nitelikte klip yaptığı için eleştiriyor ve söz yazarı Ozan Arif’i de “faşist” olarak anıyordu.
Mahkeme, ilgili yazılarında, Perihan Mağden’in iki şarkıcıya basın yoluyla hakaret ettiğini kabul etti ve para cezasına mahkum etti.
Karar çok ilginç tabii. Demek ki, Mahkeme, “faşist” sözcüğünü bir hakaret sözcüğü olarak kabul ediyor. Bu iyi mi, kötü mü karar vermek zor. Faşistliğin bir hakaret olarak anlaşılması, toplumsal kültür ve vicdan açısından iyi bir şey, buna sevinmek gerekir belki. Demek ki bir toplum ve onun yargı organı, faşizmi/faşistliği yadsıyor, tutarlı demokratik bir kültür geliştiriyor. İyi bir şey…
Ama öte yandan bir davranışın faşizan, bir kişinin ya da grubun faşist sayılıp sayılmayacağına nasıl karar vereceğiz?
“Plan yapmayın plan gitmez Karadeniz’de /
Bırakın çan çalmayı Ermenici olmayı/
Millet böyle dolmayı yutmaz Karadeniz’de /
Ogün böyle desinler bugün böyle desinler /
Fatihalar Yasinler bitmez Karadeniz’de /
Vatan satsa bir kişi anında biter işi /
Türk ve İslam güneşi batmaz Karadeniz’de /”
Söz yazarı Ozan Arif, seslendireni İsmail Türüt olan, üstüne bir de klip çekilen şarkının bir kısım sözleri yukarıda yazılan… Perihan Mağden’i suçlu bulan ve faşistlikten hiç hazzetmeyen yargıç, demek ki, şarkıdaki sözleri tamamen normal bulmuş.
Demek ki, çan çalmak yasak, Fatihalar-Yasinler serbest. Demek ki, Ermeni olmak kınanır, Türk ve İslam olmak yüceltilirse burada faşizan bir tutum yok. Üstelik “vatan satsa bir kişi anında biter işi” diyerek işbitirmeye davet etmekte de bir sakınca yok sayın yargıca göre. Hrant Dink malum faşizan kafalara göre, vatan satıcısı kabul edilip öldürülmüşken bununla bir bağ kurmaya da gerek görmemiş sayın yargıç.
“Faşistlik ve faşizm” nitelemesi, bir siyasal eleştiridir. Her siyasal eleştiri gibi, eleştiri sahibinin felsefi-ideolojik-teorik kavrayışına göre farklılaşır. Tarihsel olarak da farklılaşabilir. Perihan Mağden, her tutarlı demokrat gibi, Hrant Dink’in ölümünün üstüne, piyasaya sürülen bu şarkıdaki sözlerden ve klipten rahatsız olmuştur. Mahkeme yargıcının, faşizm ve faşistlik çıtasının nerede durduğunu çok merak ediyoruz. Ancak, dünyanın ve ülkemizin demokratik kamuoyunun çıtasıyla örtüşmediği çok belli.
Perihan Mağden, bu çıtayı sizden farklı yere koymuş belli ve pek güzel yazısında, şarkıdaki “Ogün” kelimesinin ve bu şarkının yer aldığı kasetin, Melodi müzikten çıktığı halde, “Ogün müzik” etiketli olarak internette yer almasındaki kötüniyeti de pek güzel deşifre etmişti.
Ama, sayın yargıç, bütün bunları es geçmiş. Kararı görmedik ama, Ozan Arif ve İsmail Türüt’ün kafatası ölçmeyi, fırınlarda yakmayı tavsiye etmediği için faşist sayılamayacağını değerlendirmiştir muhtemelen. Yaklaşım bu olunca, Türkiye’de faşist olmak da zor…
En iyisi, siyasal eleştiriyi, hoşunuza gitmese, sert ve sivri sözcüklerle ifade edilmiş de olsa, düşünce özgürlüğü içinde kabul etmek. AİHM çıtası da böyle.
Yıldız İmrek Koluaçık

Evrensel'i Takip Et