1 Eylül 2009 00:00

Kürt Açılımı’ndan, milli birlik projesi'ne


Kürt Açılımı’nda gelinen noktayla ilgili basın toplantısı düzenleyen İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ‘Kürt’ kelimesini ağzına almadı. Atalay, toplumun tüm kesimlerinin Anayasa’nın değişmesini istediğini söylemesine rağmen bu süreçte Anayasa değişikliğinin gündemlerinde olmadığını belirtti. Atalay konuşması boyunca, ‘milli birlik’ kavramına sık sık vurgu yaptı.
Yaptığı görüşmelerin kendisini umutlandırdığını ve sorunun çözülmesi konusunda güçlü bir mutabakat olduğunu belirten Atalay, muhalefeti açılımın arkasında bir el aramaktansa taşın altına elini koymaya çağırdı. Bölünme sendromundan kurtulmak gerektiğini kaydeden Atalay, “Toplulumuza güveniyoruz” dedi. Anayasa değişikliği ve af konusunun gündemlerinde olmadığını belirten Atalay’ın konuşması boyunca “Kürt” kelimesini ağzına almaması dikkat çekti.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, dün düzenlediği basın toplantısıyla “Demokratik Açılım” çalışmalarında gelinen nokta hakkında açıklamalarda bulundu. Çalışmaların başlamasından bu zamana geçen bir ay içerisinde yaşananların kendisini umutlandırdığını belirten Atalay, sorunun çözülmesi konusunda toplumda güçlü bir mutabakat olduğunun görüldüğünü söyledi. Yapılan görüşmelerde farklı kesimlerin temsilcilerini dinleme fırsatı bulduğunu belirten Atalay, çalışmada ortak bir akıl arayışına ulaşmayı hedeflediklerini anlattı.
‘YABANCI EL ARAMAK SİYASİ KOMPLEKS’
Muhalefetin “Açılım”la ilgili eleştirilerine yanıt veren Atalay, meseleyi Türkiye’nin kendisinin çözebileceğini, açılımın arkasında yabancı bir el aramanın “en hafif tabirle siyasi kompleksin bir tezahürü” olduğunu söyledi. Bölünme sendromundan kurtulmak gerektiğini kaydeden Atalay, “Bu kendi insanımıza güvenmemektir. Bin yıldır birlikte yaşayan ve iç içe geçmiş milletimizi bölmeye kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir. Çünkü milletimizin hamuru kardeşlik mayasıyla yoğrulmuştur” ifadelerini kullandı. Atalay, ‘üniter devleti’ sık sık gündeme getirmenin de özgüvensizlik göstergesi olduğunu söyledi.
MECLİS’TE AÇIKLANACAK
Atalay, kendilerine gelen öneri ve görüşleri başta Dışişleri Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumlarla değerlendirdiklerini belirterek, yapacakları taslak çalışması ve önerilerini Başbakan’a sunacaklarını, ardından konunun hem Bakanlar Kurulu’nda hem de AKP grubunda görüşüleceğini bildirdi. “Bizim niyetimiz, mümkün olabildiğince parlamento yasama yılı başlayana kadar çalışmaları belli bir seviyeye getirmektir” diyen Atalay, politikaların ve önerilerin ilk açıklanacağı yerin Meclis çatısı olacağını söyledi.
‘ŞEFKAT, EMPATİ’ DEDİ, ‘KÜRT’ DEMEDİ
Atalay, geçtiğimiz haftalarda hem Başbakan, hem de Genelkurmay tarafından zikredilen “tek bayrak, tek dil” edebiyatını da devam ettirdi. Atalay, “Hiç kimse devletin bütünlüğünü, milletin birliğini, resmi dilin Türkçe olduğunu, bayrağımızın ay yıldızlı bayrağımız olduğunu ve milli marşımızın İstiklal Marşı olduğunu tartışmıyor” dedi. Açılım çalışmasını “Milli birlik ve bütünlük projesi” diye tanımlayan Atalay, sürecin ilk aşamasının başarılı olduğunu öne sürerek, “Tartışma ortamı, samimiyet, empati yapabilme, şefkat ve merhamet duygularının ekranlara yansımasının, insanların birbirleri için kaygı hissetmesinin toplumun derinlerinde asırlardır var olan duyguları” açığa çıkardığını söyledi. Atalay, “Müthiş bir zenginlik. Bunu bütün samimiyetimle ifade ediyorum. ‘Demokratik açılım’ dediğimiz illa büyük teklifler, politikalar değil işte. Tüm bunlar çok önemli gelişmeler” şeklinde konuştu. Konuşmasında Başbakan’ın Ulusa Sesleniş konuşmasından alıntılar yapan Atalay, geniş bir müzakere sonucunda ortak aklı bularak projeyi olgunlaştırmaya çalıştıklarını anlattı. Bakan Atalay’ın konuşması boyunca “Kürt” kelimesini bir kez dahi kullanmamaya özen göstermesi dikkat çekti.
AF VE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YOK
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, gazetecilerin sorusu üzerine Anayasa değişikliği konusunda bir çalışmaları olmadığını söyledi. Görüştükleri pek çok kurumun ‘Sivil olmayan Anayasa’nın değişmesi yönünde görüş bildirdiğini aktaran Atalay, “Türkiye’de mevcut Anayasa’nın değişmesiyle ilgili çok yüksek bir talep var. İnşallah siyaset kurumumuz, parlamentomuz bunu dikkate alır” diyerek topu Meclis’e attı. Atalay süreçle ilgili bir anayasal düzenleme çalışmalarının olmadığını söyledi. Af konusunda da bir çalışmaları olmadığını belirten Atalay, “Af diye bir kavramı biz zikretmedik, zikretmiyoruz. Bu işin başı silahların bırakılması ve tasfiyedir” dedi. “Dağdakilerin indirilmesi için geçmişteki yöntemleri mi kullanacaksınız?” sorusu üzerine Atalay, konu hakkında Adalet Bakanlığı’yla çalışmalar yaptıklarını bildirdi.
Atalay, askeri operasyonların devamı konusundaki soruyu ise yanıtsız bıraktı.


İMREK: BAKAN MHP,CHP ve TSK’YI TEYİT ETTİ
EMEP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek Atalayın açıklamasına ilişkin bir değerlendirme yaparak, “Açıklama, açılımın sorunu sürüncemeye bırakma ve oyalama sürecine dönüştüğünü gösteriyor” dedi. Açıklamanın çatışmaları durdurma niyeti içermediğini ve Kürtlerin taleplerinin nasıl karşılanacağına dair ipuçları vermediğini dile getiren İmrek şöyle konuştu: “Bakanın açıklaması TSK, CHP ve MHP’nin açıklamalarını teyit etti. Bakan bu kesimlere endişelenmemeleri gerektiğini tekçi yaklaşımın kendileri tarafından da savunulduğunu ifade etti. Bakanın açıklaması ırkçı ve şoven kesimlere güven verdi. Ancak Kürt sorununun çözümü anayasa değişikliği, af ve Kürtlerin diğer hakların tanınması ile ilgili bir hazırlığı olmadığını gösterdi. Bakan Atalay, İlker Başbuğ’un üzerine basa basa vurguladığı kırmızı çizgileri teyit etti.”


TÜRK: DAĞ FARE BİLE DOĞURMADI
DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk, Atalay’ın yaptığı açıklamaya sert tepki gösterdi. “Dağ fare bile doğurmadı” diyen Türk, Atalay’ın tasfiye açıklamasına ilişkin de, “Yeni bir Anayasa’dan bahsedilmedi, Kürt dili ve bir halkın kimliğinden söz etmedi. Amaç tasfiye ise zaten 30 yıldır bu çözümsüzlüğü ortaya çıkaran bu politikalardır. İmha ve inkar politikalarının devamı anlamına gelen açıklamaları üzüntüyle izledik. Buna rağmen barış mücadelesinden vazgeçmiyoruz. Halkımız bu açıklamalarla açıkçası hayal kırıklığına uğradı” dedi. “Kürtlerin de hassasiyetlerini gözetmeniz gerekir” diyen Türk, Atalay’ın yeni bir anayasa hazırlığının gündemlerinde olmadığına ilişkin açıklamasını da eleştirerek, “Yeni bir anayasa olmadan bırakın Kürt sorununun çözümünü, açılım bile yapamazsınız” dedi. “Bu açılımın içinde imha amacının olduğunu üzüntüyle görüyoruz” diyen Türk, “Ama barış kaçınılmazdır. Biz bu konuda bütün olumsuzluklara rağmen, bu uygulamaları bütün dünyayla paylaşıp gündeme getireceğiz” dedi.


DEMİRTAŞ: KÜRT DEMEDEN KÜRT AÇILIMI OLMAZ
DTP Grup Başkan Vekili Selahattin Demirtaş ise İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın görüştüğü çevrelerin değil, açılıma kapıyı kapatanların hassasiyetlerini dikkate aldığını söyledi. Demirtaş, “Aslında başından beri DTP olarak Kürt sorununun çatışma ortamı dışında çözüm yöntemlerine destek verdiğimizi söylemiştik. Bu nedenle süreci destekliyoruz demiştik. Ama bu destek içeriği belirsiz bir hükümet projesine destek değildi” dedi. Demirtaş, “Bir saat boyunca dile getirdiği Kürt açılımını bir tek Kürt sözcüğü kullanmadan anlatmayı başardı. Bu açılımın bu kadar kaygıyla ilerlemesi mümkün değil” dedi. Demirtaş şöyle konuştu: İçişleri Bakanı diyalog kurduğu çevrelerin beklentilerini dikkate almak yerine kendisine kapıları kapatanların, CHP ve MHP’nin hassasiyetlerini dikkate alan bir dil kullanıyor. Kürt halkının hassasiyetlerini, beklentilerini dikkate olmadan bir yere varmak mümkün değil. Faşist cunta anayasasıyla Kürt sorununu çözeceğini düşünüyorlarsa bu bir yanılgıdır. DTP halkın beklentilerini ifade etmeyen hiçbir projenin yanında yer almayacaktır. Anayasa değişmeyecek, Kürt sözcüğü olmadan çözüm yapılacak bu olanaksız. Burada hükümet de bu süreci yitirmenin siyasi sorumluluğuna katlanır.”


MHP YİNE TATMİN OLMADI
MHP Grup Başkan Vekili Mehmet Şandır, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın açılım konusunda yaptığı açıklamalarla ilgili olarak, “Sayın Bakan Milletin aklıyla alay ediyor” dedi. Şandır, projenin arkasında ABD ve AB’nin bulunduğu iddiasını yineleyerek, “Bu kompleks değildir” dedi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şandır, Atalay’ın bir ay önce de aynı şeyleri söylediğini belirterek, açılımın, PKK’yi cesaretlendirdiğini öne sürdü. Şandır, “Bu Kürt açılımının sahiplerini ve destekçilerini şiddetle ve nefretle kınıyoruz” dedi. Şandır “Hükümet, tıkanan AB sürecini açabilmek için Kürt açılımını başlatmıştır. Bunun için 2005 yılında söz vermiştir” dedi. Gazetecilerin, “Meclis’te açıklayacaklarını söylediler. Öyle bir oturuma katılmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna ise Şandır, “O günü göreceğiz, bugünden bir şey söylemek mümkün değil” yanıtını verdi. Şandır, yaşanan sürecin ‘ayrıştırıcı’ olduğu yönündeki görüşünü de yineledi. Lozan Barış Antlaşması dışında, etnik ve inanç temelli azınlıklar yaratılmasının ülkeyi parçalayacağını öne süren Şandır, “Sayın Başbakan’a soruyorum: Kürt kimliğinin sorunlarını siyaset üreterek çözüyor. Türkiye’de 36 kimlik olduğunu da ifade ediyor. O zaman diğer alt kimliklerin taleplerini de siyaset üreterek çözmek sözü mü veriyor? O zaman, bu ülke azınlıklar cehennemine dönüşür. Bu ülkeyi parçalamış olursunuz” dedi.


CHP: SOMUT BİR ŞEY SÖYLEMEDİ
CHP Genel Saymanı ve Basın Sözcüsü Mustafa Özyürek, ise Atalay’ın açıklamalarına ilişkin, “Sayın Bakan’ın daha çok serzenişte bulunmak, muhalefeti eleştirmek için bu basın toplantısını yaptığı anlaşılıyor” diyerek, “Anayasa değişikliği düşünmüyorsanız bazı açılımları nasıl yapacaksınız?” şeklinde konuştu. Vatandaşta bölünme kuşkusunun arttığını iddia eden Özyürek, “Kimse ‘ben Türkiye’yi böleceğim’ diye yola çıkmaz. Ama siz, attığınız adımlarla Türkiye’nin bölünmesine yol açarsanız, sonuç değişmez” diye konuştu. Özyürek şöyle konuştu: “Sayın Bakan’ın açıklamalarında eksik olan şudur; Daha dün 4 askerimizi şehit verdik. Bu akan kanı nasıl durduracaksınız? Başbakan’ın çok sık söylediği anaların gözyaşını nasıl durduracaksınız? Bunlarla ilgili somut hiç bir şey söylemiyor. ‘Af bizim gündemimizde yok’ diyor. Af yoksa, bu işi çözmek için neler var? Silahları nasıl susturacaksınız? Bunları net olarak ortaya koyması gerekirdi. CHP’nin görüşünün net olduğunu söyleyen Özyürek, “Biz, Türkiye’nin ulusal bütünlüğünün, üniter devlet yapısının asla zarar görmesini istemeyiz. Türkçe’nin resmi dil olduğu, bütün eğitimin ana dilde değil, resmi dilde yapılmasını isteriz. Ama herkes ana dilini özgürce öğrenebilir, yayın yapabilir, özel televizyonlar kurabilir” şeklinde konuştu.


‘ÜRKEK BİR AÇIKLAMA’
Bakan bir ay önce yaptığı açıklamada olduğu gibi nelerin yapılacağı ile ilgili bir şey söylemedi diyen Türkiye Barış Meclisi Üyesi Hakan Tahmaz Atalay’ın nelerin olmayacağı ile ilgili açıklamalarını kaygı verici bulduğunu söyledi.
Tahmaz Bakan Atalay’ın anadilde eğitimi ve af gündemimizde yok açıklamasını şöyle değerlendirdi: “Genel af ve anayasa değişikliği düşünmediklerini söylemesi açılımla ilgili beklentilerin karşılanmayacağını gösterdi. Bakan Atalay, konuşmasında sorunu PKK ve terör sorununa indirgedi. Sayın Atalay’ın açıklamasını biraz ürkek ve AKP’nin kafası karışık diye değerlendiriyorum.”


‘BU ÇÖZÜMSÜZLÜK SİYASETİDİR’
Bakan Atalay’ın açıklamasını değerlendiren DTP Diyarbakır Milletvekili Gülten Kışanak, “Sayın Bakan’ın bugün neden böyle bir açıklama yaptığını düşünüyoruz. Açılım adına konuşmada bir tek cümle yoktu. Kürtlere hitap eden hiçbir tarafı yoktu bu açıklamanın” şeklinde konuştu. Bakanın açıklamasında açılıma karşı olanlar kesimlerin kaygılarını giderme ve onlarla aynı hassasiyetleri vurgulama çabasının hakim olduğunu dile geriren Kışanak, “Hükümet çözüm anlayışını Bakan’ın yaptığı bu açıklamanın çerçevesine oturtuyorsa bu bir çözüm değil, çözümsüzlük siyasetidir, bu zaten devam eden siyasettir. Anayasa değişmeyecek, af gündemimizde yok, resmi dil Türkçedir diyerek her hangi bir çözüm mümkün olamaz” diye konuştu. (Ankara/EVRENSEL)


TTB’den hükümete çağrı
Türk Tabipleri Birliği(TTB) Merkez Konseyi Kürt sorununun demokratik çözümüne ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamayı okuyan TTB Merkez Konseyi üyesi Prof.Dr. Gençay Gürsoy geçmiş deneyimlere dayanarak Kürt sorununun silahla çözülemeyeceğinin anlaşıldığını vurguladı.
Hükümetin şu ana kadar TTB ile görüşmediğini belirten Gürsoy, “Kararlılık ve cesaret gösterildiği takdirde bu süreç olumlu işleyecektir” dedi. Gürsoy, çözüm için gereken adımları şöyle sıraladı: “Taş attıkları gerekçesiyle tutuklanan çocuklar serbest bırakılmalı. Etnik kimliğe dayanmayan, insan hakları ve eşitlik temeline dayalı yeni bir anayasa hazırlanmalı. Siyasi partilerin seçim ve çalışma yasaları ile ilgili düzenlemeler yapılmalı. Çatışma ve operasyonlar durdurulmalı. PKK dağdan indirilerek yeniden topluma kazandırılmalı. Kürtçe yer isimlerinin yeniden iade edilmeli. Seçmeli ders olarak Kürtçe eğitim verilmeli ve üniversitelerde Kürdoloji Enstitüleri kurulmalı. Kürtçe gazete ve televizyonların önü açılmalı.”
(İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et