02 Eylül 2009 00:00

DOKUZ ONBEŞ

Pazar gecesi futbol programları, benzer konuları ele aldıkları sıradan sohbetlerle zamanı doldurdular. Hemen hemen her programda, Fenerbahçeli Emre için geniş zaman ayrıldı. Bu futbolcunun ruh sağlığından tutun da aslında...

Paylaş

Pazar gecesi futbol programları, benzer konuları ele aldıkları sıradan sohbetlerle zamanı doldurdular. Hemen hemen her programda, Fenerbahçeli Emre için geniş zaman ayrıldı. Bu futbolcunun ruh sağlığından tutun da aslında iyi bir insan olduğuna dair yorumlar yer aldı. Emre’yi eleştirenler kadar, yaptıklarına haklı gerekçeler uydurarak onu korumaya çalışanlar da vardı. Bazı yorumcular işi iyice abartarak Emre’nin hakemlere istemeden vurduğunu(!) bile söylediler. Emre gibi bir değeri kaybetmememiz gerektiğini, bunun milletimiz adına çok daha hayırlı olduğunu(!) düşündüklerini dile getirdiler. Ayrıca Fenerbahçe’nin 30 Ağustos sarhoşluğu da yorumcuların pek hoşuna gitmişti. Christoph Daum’un Türk bayraklı tişörtünü görüp, “Helal olsun adama. Alman ama bizden biri bu Daum” edalarıyla kendilerinden geçtiler. Daum’u 2 sezon önceki Denizli maçından sonra gönderecek uçak bileti arayanlar, Daum’un bizden biriliğine(!) kucak açmış gibiydiler. Tabii bir de Daum ve oyuncuların, Manisa karşısında aldıkları galibiyeti şehitlere armağan ettiklerini unutmamak lazım. Futbol yorumcuları, bu anlamlı(!) tutumun ardından, “Gördünüz mü Fenerbahçe şehitleri unutmadı. İşte spor, kardeşlik, ülke, vatan sevgisi(!) böyle olur” gibi övgülerle Fenerbahçe’yi yüceltme gayretine giriştiler. “Bu galibiyet şehit annelerine gitsin, belki de acıları biraz hafifler” gibi ucuz söylemlere dört elle sarıldı yorumcu takımı. Fenerbahçe’nin galibiyeti kaç şehit annesini ilgilendirmiş bilinmez ama pazar akşamı bu konularla sabahı sabah eden futbol programları sahur falan olmasa pek de niyetli değillerdi ekrandan kalkmaya.
***
Bu hafta bir kez daha şahit olduk ki Telegol artık miladını doldurmak üzere. Gökmen Özdenak’ın yapacağı yorumları 10 dakika öncesinden tahmin edebiliyoruz artık. Ahmet Çakar’ın agresiflikleri bile artık programa renk katamıyor(!). Telegol bu sene, hemen hemen her yapımın başvurduğu yeni konuklarla yola devam etme düşüncesini gündemine almalı.
***
Star’da yayınlanan Futbolig’i artık elimde ansiklopedi ve sözlükle izlemeye karar verdim. Çünkü Bilgin Gökberk’in anlayamadığımız yorumları için biraz daha donanımlı olmak şart. Emre’nin hakemi itip kakmasını, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Fatih Terim’in Emre’nin nikah şahidi olmasından tutun da aslında Emre’nin çok şirin bir çocuk olduğuna kadar türlü gerekçelerle normalleştirmeye çalıştı. Gökberk kendine özgü(!) yorumlarıyla, -yüzünün girdiği şekillerden anlaşıldığı üzere- en başta programın sunucusu Ertem Şener’i, sonra da ekran karşısındakileri gecenin bir yarısında şaşırttı. Unutmadan değinelim… Ekranın en objektif(!) yorumcusu Selçuk Yula da ilginç yorumlarıyla Futbolig’e yine renk kattı.
***
NTV`de yayınlanan “Yüzde 100 Futbol”a artık eleştiri yapmak olanaksız. Hele ki rakipleri ekranda kılıktan kılığa girerken… Rıdvan Dilmen ve Güntekin Onay, tüm bu tuhaflıklar silsilesi içinde oldukça üst düzey bir program sunuyorlar. Yıllardır sürdürdükleri çizgileriyle onların hakkını teslim etmek lazım.
REFİK SILA GÜVENÇ
ÖNCEKİ HABER

zama zingo

SONRAKİ HABER

Muhalif gazeteciye 20 yıl hapis

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...