02 Ekim 2009 00:00

A’DAN Z’YE

İsmail Özmen ile Yunus Koçak’ın hazırladıkları, “Hamdullah Çelebi’nin Savunması” adlı kitap, Padişah 2.Mahmut döneminde, Yeniçeri Ocağı’nın lağvedilmesi (1826) ve sonrasındaki olayları konu ediniyor.

Paylaş

İsmail Özmen ile Yunus Koçak’ın hazırladıkları, “Hamdullah Çelebi’nin Savunması” adlı kitap, Padişah 2.Mahmut döneminde, Yeniçeri Ocağı’nın lağvedilmesi (1826) ve sonrasındaki olayları konu ediniyor.
2. Mahmut; Mevlevî, Nakşibendi, Celvetî, Sadî, Kadrî vs. ehli sünnet ve cemaat tarikatların şeyhlerinden oluşan bir kurul kurarak (ki bunların şikayetleri üzerinedir), Alevi-Bektaşileri namaz kılmadıkları, oruç tutmadıkları, dolayısıyla “İslamlıktan uzaklaştıkları” gerekçesiyle; Sancak Beylerine ilçe kaza merkezlerindeki kadılara emirname (Ferman) yollar: Şer’iatı İslam Mahkemeli Kurum. (Günümüzdeki sıkıyönetim-olağanüstü dönem mahkemeleri gibi.) Şeriatın gereği olarak, bütün Bektaşi tekkelerini yıkın, yok edin, postnişin ve Baba Dedeleri, Dervişleri, ayrıca Hacı Bektaş Dergahı Çelebisi Şeyh M. Hamdullah’ı ve Dergahın Mütevelli heyetini oluşturan kişileri idam edin. Asla tereddüt etmeyin. Bütün Bektaşi tekkelerini silin. Bu dinsiz topluluğu yok edin. Dinin de emri budur. Temizleyin, tepeleyin, defterlerini dürün. Mallarını, mülklerini alın Beytül mala (Hazine) katın. (12 Eylül’de DİSK ve diğer kurumların mallarına, binalarına el konulduğu gibi)...
Ferman, Şeyhülislâm Mevlana Muhammed Tahir’den alınan fetvalarla da desteklenmektedir.
- “…şeylik eden ve yaşayanlar zalimlik edip, içki içip günah işleseler, arsızlık etseler, İslam padişahının bunların tümünü başka yerlere göndermesi (sürgün) uygun olur mu?”
- “Elbette olur.”
- “…Tekke, zaviye, dergah mütevellisinin idam edilmesi, dini İslam şeriatımıza göre caiz olur mu?…”
- “Elbette olur.”
- “Rafizi ve Allah tanımaz bu topluluklar için şeriat kanunlarına göre idamla cezalandırılmaları uygun olur mu?”
- “Elbette olur.”
(Kenan Evren’in zamanında Şeyhülislam yoktu ama miting meydanlarında eline alıp salladığı, zaman zaman açıp içinden ayetler okuduğu Kuran-ı Kerim vardı.)
Temel amaç, Yeniçeri Ocağı’nın kapatılmasıdır.
Kışlaları ateşe verilir.
6 bin Yeniçeri öldürülür, Zabin’i sürgün edilir. Belgrad Ormanları’na sığınanları ateş beklemektedir. Orman kuşatılır, dört bir yandan ateşe verilir. Binlercesi yanarak ölür. (Madımak’ta da böyle olmuştu. Kuşatma-ateş-35 can...) Bu katliamda 3 bin 500’den fazla medrese talebesi de görev alır. Cevdet Paşa’nın “Yobazlar” diye nitelediği bu talebeler, “pençeli, yürekli, imanlı gençlerdir; başlarında da hocaları vardır”.
Yeniçerilerin de defteri dürülünce sıra başta İstanbul olmak üzere Anadolu, Trakya, Mısır, Suriye, Arabistan, Bulgaristan, Yunanistan, Girit, Arnavutluk, Romanya, Macaristan ve Yugoslavya’daki Alevi-Bektaşi Dergahı, Tekke, Zaviye ve Hankahlarına gelir. 6679 adet mekan-mekan yakılıp yok edilir. Mütevellileri, mensupları, gönüllüleri ya idam edilir, ya hapse atılır (Köstence, Eğriboz, İstanbul, Hadım, Kütahya hapishaneleri), ya da sürgün edilirler.
Bugün bunların içerisinde Alevilerce ziyaret edilen, kurban kesilen, törenler düzenlenen, dergahlar ve türbeler de vardır. Antalya-Abdal Musa, Hacıbektaş-Balım Sultan, İmranlı-Cöğü Baba, Divriği-Garip Musa, Bursa-Geyikli Baba, Budapeşte-Gülbaba, İzmir-Hamza Baba, Kırıkkale-Hasan Dede, Ankara-Hüseyin Gazi, Antalya-Kafi Baba, Çorum-Karadonlu Can Baba, Tokat-Keçeci Baba, Gümüşhacıköy-Pir Ali Bircivan, Merzifon-Piri Baba, Hacıbektaş-Sersem Ali Baba, Divriği-Seyid Garip Musa, Eskişehir-Seyit Battal Gazi, Seydişehir-Sultan Şucaeddin Veli, Mecitözü-Teslim Abdal, Çamşıhı-Hüseyin Abdal, Tokat-Hubyar Sultan, Sivas-Masumlar Tekkesi gibi...
İstanbul’da ise Rumeli Hisarı’ndaki Şehitlik, Öküz Limanı, Karaağaç (Bugün AKP İstanbul il binası bu tekke arazisi üzerine inşa edilmiştir) Yedikule, Sütlüce, Eyüp, Üsküdar, Merdivenköy, Çamlıca dergahları yerle bir edilir.
Yerle bir edilmeyen dergahlara ise Mevlevi, Nakşibendi, Celveti, Kadri şeyhler atanır.
Kimi dergah yöneticileri ise tövbeye davet edilir. Tövbe edip dönenler Sünni tarikatlardan birine geçerek yerlerini korurlar.
Aradan geçen bunca yıla karşın, sormak gerekmez mi?..
Sahi, değişen nedir?..

* Hamdullah Çelebi’nin Savunması, İsmail Özmen-Yunus Koçak, 2. Baskı, Ekim 2008, Ankara.
ALİ BALKIZ
ÖNCEKİ HABER

Piyasanın emrindeki eğitim 5

SONRAKİ HABER

Tuzla’da bir işçi daha hayatını kaybetti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa