05 Ekim 2009 00:00

BAŞYAZI

1 Ekim’de Gül’ün Meclis konuşmasını, cumartesi günü de Erdoğan’ın AKP Kongresi konuşmasını dinleyenler; hem “duygulanmış”, hem de “Adamlar ülkenin meselelerini iyi anlamışlar ve kararlılıkla da bu sorunları çözmek için uğraşıyorlar. Bravo doğrusu!” demişlerdir.

Paylaş

1 Ekim’de Gül’ün Meclis konuşmasını, cumartesi günü de Erdoğan’ın AKP Kongresi konuşmasını dinleyenler; hem “duygulanmış”, hem de “Adamlar ülkenin meselelerini iyi anlamışlar ve kararlılıkla da bu sorunları çözmek için uğraşıyorlar. Bravo doğrusu!” demişlerdir. Çünkü, konuşmaların genel toplamı ve vurguları böyle denmesi için planlanmış. Ama, söylenelere daha yakından bakıldığında ve AKP ve hükümetinin “açılım”la ilgili yaptıklarına ve yapmak istediklerine bakınca da; konuşmalarda hiçbir yeni şeyin olmadığı, daha da kötüsü boş lafların bir edebi tarza dönüştürüldüğü anlaşılacaktır.
Öyle olunca da ister istemez akla, bu tarzın hazretlerin sıkça gittikleri Beyaz Saray’da öğrenilmiş olabileceği gelmektedir.
Şöyle ki;
ABD başkanlarının konuşmaları ve Beyaz Saray’dan yapılan, “özel gündem” açıklamaları, dünyanın en ustaca yazılmış, hoş ama boş metinleridir! Öyle ki, bir çok araştırmacı, bu metinlerin, son günlerdeki yaygın deyimiyle, “kodlarını çözmek” için hayli uğraşmışlardır. Bugün de bu metinleri çözümlemek herhalde çok kalifiye bir uğraşı gerektirmektedir.
200 yılı aşkın bir zaman içinde Beyaz Saray’ın kültürü haline gelen bu tarz, başkanların adı, partisi değişse de formatı değişmeyen bir tarz olmuş, başkanların kişisel özelliği ve sloganları bu ara formata ustaca monte edilmiştir. Konuşmayı başarılı yapan da bu “ustaca montaj” olmuştur.
En son Obama dünyayı bu üslupla kırdı geçirdi! Ama aradan geçen 10 ay içinde Bush’tan bir adım öne çıktığı önemli bir konu henüz görülmedi.
Bu tarzın omurgasını, toplumda, yönetimden beklentisi olan her kesime beklentisinin Beyaz Saray tarafından anlaşıldığı ve gereğinin yapılması için çalışıldığı “mavi boncuğunu” vermek oluşturmaktadır. Ama gerçek hayatta, bu konuşmanın karşılığı ise, “bildiğini okumak”tır.
Kısacası, ABD’yi yol eden ve Beyaz Saray’da 15 dakikalık da olsa bir konuşma için kendini yerlere atan AKP’nin yüksek yöneticilerinin, sonunda ABD’den “hoş ve boş konuşma” konusunu, takdir toplayacak bir düzeyde öğrendikleri anlaşılmaktadır. Üstelik onlar, özellikle de Başbakan Erdoğan’ın, bu Amerikan tarzına şark politikacılığının ana özelliği hamaset ve dini popülizmi de ustaca monte ettiğini söyleyebiliriz.
Nitekim, ülke gerçeklerinden çok masa başı çözümlere bayılan medyamızın pek çok anlı şanlı kişisi de, bu konuşmalar bakarak Gül’e ve Erdoğan’a alkış tutmaktadır. Hatta bazıları Başbakanın büyük bir şiir meraklısı ve edebiyat konusunda önemli bir birikime sahip kişi olduğunu söyleyecek kadar ölçüyü kaçırmaktadırlar.
Başbakan Erdoğan, son konuşmasında, herkesin eline, kendi tarafından bu konuşmadan hoşnut olacağı, buradan hükümete destek vereceği birer mavi boncuk sıkıştırmıştır. Erdoğan bu mavi boncukları bu sefer Ahmet Kaya, Saidi Nursi, Ahmedi Xani, Nazım, Akif, …. gibi edebiyat, sanat, felsefe, tasavvufun ustalarını malzeme yaparak dağıtmıştır. Ve bu mavi boncukların AKP ve hükümetine hiç bir maliyeti yoktur; ama getirisi yüksek olacağa benzemektedir.
Konuşurken böyle gözü yaşlı, şiirli, hamasi, edebi kalıplar içine oturtulan konuşmalarla gerçeğin bir ilgisi yoktur. Çünkü “Kürt açılımı” diye çıkılan yol CHP, MHP ve Genelkurmay’ın “koyu kırmızı” çizgileriyle hükümetin “açık kırmızı” çizgilerinin uzlaştırılması gayretlerinden ibaret hale gelmiştir. Burada Kürtler ve onların talepleri ise, tasfiye edilmesi gereken çıban başıdır. Ve onlara göre de Kürt direnişi kırılınca, aslında çözüm de gerçekleşmiş olacaktır!
Peki laflar, içine göz yaşlarının, şarkıların, şiirlerin karıştığı romantik konuşmalar mı?
Bu bir, politik sahne sanatıdır; ABD bunu uzun zamandır kullanmaktadır ve iyi oynanırsa, bu iletişim çağında halkın yanıltılmasında çok etkili bir araç olabilir!
Doğrusu AKP Hükümeti de doğrusu bu oyunu iyi oynamaktadır! Ama, Kürtler ve Türkiye’nin demokrasi güçlerini aldatabilecek midir; bunu da yakında göreceğiz!
İHSAN ÇARALAN
ÖNCEKİ HABER

İkamet uygulaması hiçe sayılıyor

SONRAKİ HABER

TZD: Program revize edilmelidir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...