30 Mart 2010 01:00

1980 sonrasi ilk miting


Hatay’ın Erzin ilçesinde yaşanan halk, 1980 darbesi sonrasında ilk mitingini termik santrallere karşı yaptı. Hep bir ağızdan “Santrallere hayır” diyen Erzinliler, mücadeleyi devam ettireceklerini söylediler.
İçmeler Kavşağı’nda önceki gün bir araya gelen yaklaşık 1500 Erzinliye, Antakya, İskenderun, Dörtyol, Osmaniye ve Adana’dan gelen kitle örgütü temsilcileri ile Tüm Köy-Sen Genel Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Satılmış Başkavak, Emek Partisi (EMEP) GYK Üyesi Halil İmrek ve EMEP Hatay, İskenderun, Dörtyol, Osmaniye ve Adana il örgütleri de destek verdi. Sloganlar eşliğinde Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüyen kitlenin içinde gençlerin çoğunluğu dikkat çekti. Mitinge Aşağı Burnaz, Yukarı Burnaz ve Yeşiltepe köylüleri de katıldı.
ERTAÇ: İZİN VERMEYECEĞİZ
Mitingde ilk olarak Çevre Koruma Derneği Başkanı Cemal Ertaç söz aldı. İlçelerine 5 adet santral yapılacağını ifade eden Ertaç, Erzinlilerin, mücadele azmi ile termik santrallerin kurulmasına izin vermeyeceklerini belirtti. Çevre Bakanlığı’nın işinin santralciler için ÇED raporu hazırlamak olmadığına dikkat çeken Ertaç, yaşanabilir bir çevrenin her insanın anayasal hakkı olduğunu söyledi. Erzin Turunçgil Üreticileri Birliği Başkanı Mehmet Bestami Özden ise Erzin ekonomisinin narenciyeye dayandığını hatırlattı. Santral ile narenciye bahçelerinin yok olacağına dikkat çeken Özden, santral kurulmasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
KADINLAR EN ÖNDE OLACAK
Erzin Zeytin Üreticileri Birliği Başkanı Av. Akif Özer de, termik santral istemediklerini dile getirdi. Aşağı Burnaz köyünden Hatice Temel ise kadınlar olarak santrale kesinlikle karşı olduklarını söyledi. Kadınların mücadelede en ön safta olacaklarını ifade eden Temel, termik santralcilerin ilk başta kadınları karşılarında bulacaklarını vurguladı. Aşağı Burnaz Köyü Muhtarı Hasan Armut da santrale karşı olduklarını söyledi.
TARIMA DEĞER VERİLMİYOR
Tüm Üretici Köylüler Sendikası Genel Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Satılmış Başkavak da yapılan eylemin, sadece bir çevre eylemi olmadığına dikkat çekti. Bölgeden gelen üretici köylüleri işaret ederek, mitingin aynı zamanda “tarıma ve geleceğe” sahip çıkma mitingi olduğunu dile getiren Başkavak, tarımın Türkiye’de bilinçli bir şekilde çökertildiğini belirtti. 24 Ocak 1980 Kararları’ndan sonra iktidarlar tarafından tarıma ayrılan desteğin azaldığını vurgulayan Başkavak, bu payın binde beşlerin altına düştüğünü vurguladı. Durumun bugünkü sorumlusunun AKP ve Başbakan Erdoğan olduğunu ifade eden Başkavak, Başbakan’ın önce tarımı bitirdiğini, şimdi de “Tarıma petrol, altın gibi değer veriyoruz” dediğini; ancak buna kimsenin inanmayacağını belirtti. Üreticinin bahçesine termik santrali kurup narenciyesini elinden alanların, üreticiden sessiz kalmasını beklediğini söyleyen Başkavak, üretici köylünün buna sessiz kalmayacağını dile getirdi.
ÜRETİCİ KÖYLÜLER BİRLEŞMELİ
Son günlerdeki yeni anayasa tartışmalarına dikkat çeken Başkavak, “Şimdi, anayasa üretici köylüyü ilgilendiriyor mu, desem; bir kısmınız ‘Hayır’ diyecek. Akarsularımıza HES’ler kurulup tarlamızı, bağımızı, bahçemizi ancak parayla sulamamız istenirken; yaşam hakkı olan su özelleştirilirken, birinci sınıf tarım arazilerimize kurulup doğal çevre, bitki örtüsü ve tarım yapısı yok edilirken, anayasa bizi de ilgilendiriyor. Ülke tarımı uluslararası tekellerin kâr hırsına ve kapitalist tarım tekellerine kurban edilirken, anayasa en çok bizi ilgilendiriyor. Toprağın kirlenmesini önleyecek, tarım arazilerini koruyacak; HES’lerin, termik santrallerin kurulmasını engelleyecek bir anayasa istiyoruz” dedi. İş adamlarının, tüccarların, ihracatçıların örgütlü olduğunu ifade eden Başkavak, bunların karşısına bir bütün olarak çıkmak için üretici köylünün, Tüm Üretici Köylüler Sendikası’nda örgütlenmesi gerektiğinin altını çizdi. (Hatay/EVRENSEL)
Cumali Akkaş

Evrensel'i Takip Et