4 Nisan 2010 01:00
Yasal rant yasal rüşvet!..
Adı rant ve rüşvet söylentilerine karışan Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aytaç Durak, savcılığa giderek kendisi hakkında suç duyurusunda bulundu ve ekledi:
- Kendimi ihbar ediyorum!
Onurlu bir davranış gibi gözüken bu çıkışın karşılığı, bu ülkede her zaman istenildiği gibi olmuyor! Çoğu zaman adı bu tür söylentilere karışan kişiler, mahkeme kararıyla da aklanmış oluyor ve götürdükleri yanlarına kâr kalıyor! Öykümüzde olduğu gibi:
Rüstem Ağa, köyün en varlıklı insanıydı ama son gördüğü rüyalar onu bir hayli tedirgin etmeye başlamıştı. Daha önceleri de böyle rüyalar görüyordu ama bunlar dayanılır gibi değildi. İlk zamanlar yemesine içmesine bağlamış, yatmadan önce yağlı ya da ağır şeyler yememeye başlamıştı. Oysa işler hiç de sandığı gibi değildi! Köyün en varlıklı insanıydı ve rüyalarının rahatsız edici olmasının başlıca sebebi de buydu. Zira, bu varlığı çalarak çırparak edinmiş, köylüyü ve çevre köyleri kendine borçlandırarak toprak sahibi olmuş, deyim yerindeyse yemediği halt kalmamıştı. Bu günlerde ise rüyalarına giren aksakallı bir dede, sıkı sık bunu yüzüne vurur olmuştu:
- Ulan sütü bozuk ağa bozuntusu! Yeter bu kadar yediğin içtiğin! Yarından tezi yok yetkili mercilere başvur ve yediğin naneleri tek tek anlat!
Sık sık sıçrayarak yatağından kalkan Rüstem Ağa, karısının ilgisiz kalmasını içine sindiremiyordu:
- Ulen kadın, biz kaç gündür ölüp ölüp diriliyoruz, sen fosur fosur uyuyorsun!
Karısı, uykulu gözlerle kocasının ne demek istediğini anlamaya çalışıyor, uykulu uykulu söyleniyordu:
- Yine ne oldu Bey, bu saatte uyumayıp da ne yapayım?!
Oysa Rüstem Ağanın içinde fırtınalar kopuyor, aksakallı dedenin söyledikleri kulağında çınlıyordu:
- Çaldığın çırptığın yeter, en kısa zamanda kendini akla!..
Ter oluk oluk olmuş alnından akıyor, Rüstem Ağa rüyasını karısına tekrar tekrar anlatıyordu:
- Bak hanım, rüyamda sürekli aksakallı bir dede görüyorum! Senden çıkmazsa çocuklarından çıkar, bir an önce kendini akla diyor. Ne yapacağımı şaşırdım, galiba adam doğruyu söylüyor!
Karısı, gecenin bir yarısı kocasını dinliyor, öte taraftan da işin kendisiyle ilgili boyutunu öğrenmeye çalışıyordu:
- Benim için de bir şey söylüyor mu bey?!
Rüstem Ağa, karısının bu anlamsız cevapları karşısında kafasını yastığa koyup uyumaya başlıyor, sabah uyanır uyanmaz kaldığı yerden devam ediyordu:
- Bence aksakallı dede doğruyu söylüyor. Biliyorsun, her şeye rağmen ben inançlı bir insanım! Bunun bir de öteki dünyası var! Ben doğru muhtara gidiyorum. Ne de olsa devleti temsilen burada o var!
Köyün muhtarı, Rüstem Ağayı kapıda karşılamıştı. Rüstem Ağa, durumu Muhtara bir bir anlattı. Kazandığı malın, mülkün, paranın çalma çırpma olduğunu; birçok köylüyü, kasabalıyı, esnafı, hatta devleti dolandırdığını, artık bu işlerden arınmak istediğini ve ne yapılması gerekiyorsa devletin bir temsilcisi olarak yapmasını istediğini söyledi.
Muhtar can kulağıyla anlatılanları dinledi. Rüstem Ağanın konuşması bitince ceketini ilikleyerek ayağa kalktı:
- Ağam, Allah bütün ana ve babalara senin gibi hayırlı evlat versin! Biz senden çok memnunuz! Ama bu işler beni aşar! Sen istersen durumu ilçe emniyet müdürüne anlat!..
Rüstem Ağa, özel arabası ve şoförüyle soluğu ilçe emniyet müdürlüğünde almıştı. Kapıdaki görevliler onu ayakta, ilçe emniyet müdürü kapıda hazır olda karşılamıştı. Rüstem Ağa, içeriye girer girmez neden geldiğini anlatmaya başladı:
- Sayın müdürüm, ben bugünlere helal değil haram para ile geldim! Soydum, saydım, çaldım, çırptım! Artık bu durumdan rahatsız olmaya başladım, bu yüzden bugüne kadar yaptıklarımı size anlatarak, hakkımda yasal işlemlerin başlatılmasını istiyorum!
İlçe emniyet müdürü, Rüstem Ağanın anlattıklarını can kulağıyla dinledi ve saygıda kusur etmeyerek cevapladı:
- Aman efendim, keşke geleceğinizi önceden haber etseydiniz, tören hazırlardık. Diğer meseleye gelince, benim boyumu aşar! Siz en iyisi kaymakam beye gidin!
Kaymakam bey, Rüstem Ağayı kapıda karşılamıştı! Oturup karşılıklı kahve içtiler. Rüstem Ağa kaymakamlıktan ayrılırken, kaymakam bey şükran konuşmasını yapıyordu:
- Her zaman bekleriz Rüstem Ağa! Ama bu konu beni aşar! Sen en iyisi
Rüstem Ağa, vali ile görüşmek için şoförüyle birlikte büyük şehre doğru yola çıkmıştı. Şoför durumu az çok kavramıştı:
- Ağam, yanlış anlamayın ama siz o aksakallı dedeye boşuna yüz veriyorsunuz! Onun rüyasına girmediği kimse yok ki! Sizin işiniz zor ağam, işiniz ta Ankaraya kadar uzanır! Ee oradakileri de al birini vur ötekine! Siz yol yakınken geri dönün ağam, aksakallı dedeye de itibar etmeyin!
Rüstem Ağa, cebinden telefonunu çıkartarak bir süredir aramayı ihmal ettiği avukatını aradı:
- Alo avukat, kimin ne kadar borcu varsa tek tek çıkart! Günü gelenleri hemen tahsil edelim, geçenlere ise faizini ekleyelim!..
Veli Bayrak
Veli Bayrak
Evrensel'i Takip Et