19 Kasım 2010 00:00

ÖRGÜTLÜ BASIN


Anayasa halkoylamasından sonra konuşmayı kestik, sustuk…
Artık siz haklısınız…
Siz zirvedesiniz, en güçlüsünüz…
Tüm pürüzleri, dağları, uçurumları aştınız…
Zafer edasıyla düz ovada rahat rahat ilerliyorsunuz…
Onun için daha hızlı hareket edebiliyorsunuz, her adımınızı daha uzun atabiliyorsunuz…
***
Avrupa Komisyonu’nun Türkiye hakkındaki 2010 yılı İlerleme Raporu’nda basın ve ifade özgürlüğüyle ilgili eleştirilerini fazla abartmaya gerek yok. Çünkü genel olarak rapor, devlet ağzıyla yazılmış. Hemen her satırı, hükümete övgüyle başlayıp, kısmi eleştirilerle sürüyor.
Bu rahatlık içerisinde, Sayın Başmüzakereci, “Avrupa Birliği üyeliği kokusu” aldığını söylüyor.
Düz ovada bu koku hızla yayılıyor.
Rapor, cezaevlerinde, meslek örgütlerinin tespitlerine göre 50, Sayın Adalet Bakanının resmi açıklamasına göre 26 gazetecinin bulunduğunu görmezden gelince; devleti idare edenlerin, kendilerini AB üyeliği hedefine doğru hızla yaklaştıklarını hissetmeleri doğal.
***
Rapor, yine, gazetecilerin yayımladıkları haber ya da röportajların, “terör örgütü propagandası” olarak yorumlanmasına elverişli Terörle Mücadele Kanunu hükümlerini görmezden geldiği için, devleti yönetenlerin burnuna güzel kokular geliyor, rahatlıyorlar.
Üstelik gazetecilere yönelik yargılamaların sadece “gizliliğin ihlali” ve “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüsten” ibaret olduğu yanılgısı raporda kendisine yer bulunca, Türk kamuoyuna hitap eden haberlerde rastlayamadığım şu çok güçlü tehdidi bu kez devleti idare edenler gözden kaçırıyor:
“Türkiye’deki yasalar; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları doğrultusunda ifade özgürlüğünü yeterince teminat altına almıyor.”
***
Gözcülük yapan öncüler, düz ovada hızla ve olanca rahatlıkla ilerlenebilmesi için yolların apaçık olduğunu söylediği için; gazeteciler hakkında açılan davaları eleştiren AB İlerleme Raporu’nun bu bölümleriyle ilgili olarak Sayın Başmüzakereci, şu ifadeleri kullanmaktan kendini alamıyor:
“Bu konudaki eleştirilerin önemli kısmının yargı süreci ile ilgili olduğunu söylemek isterim. Yargı sürecinde olan ve devam eden davalara ilişkin Hükümetimizin hedef alınması, bu davalar konusunda yürütme olarak herhangi bir adım atmadığımız konusunda yöneltilen eleştiriler ise çok ciddi bir çelişkinin izahından başka bir şey değildir. (…) Bununla birlikte, eleştiri sınırlarını aşmakla kalmayıp, hakaret, iftira ve küfür boyutlarına varan yorum ve haberlere de elbette tepkimizi gösteriyor, bunlarla mücadelemizi sürdürüyoruz.”
***
Bu rahatlık içinde, Sayın Cumhurbaşkanı da İngiltere’de verdiği demeçte, meseleyi tam kavramak istemeyişlerinin mesajını veriyor:
“Bahsettiğiniz gazetecilerle ilgili konu, bugünlerde devam eden bazı mahkemelerin safahatında gizli kalması gereken bazı dokümanların açıklanmasıyla ilgili… O dokümanlar açıklanacak ama mahkeme safahatının belirli bir sürecinde o dokümanların mahkemede kalması gerekiyor. Onlara erken ulaşılıp, erken açıklanmasıyla ilgili karşılaşılan problem var. (…) Bu konuyla ilgili bazı yasal düzenlemeleri yakında yapacağız.”
***
Sayın Başbakan geri kalır mı? Gücün verdiği rahatlıkla yanıtlıyor gazetecilerin sorularını:
“Öncelikle basın özgürlüğüyle ilgili somut adımlar atılmadığını ifade ettiniz. Tabii bu somut adımlar nedir sorusunu sormak benim hakkımdır. Hükümet olarak, biz atılması gereken bütün adımları basın özgürlüğü noktasında göreve daha ilk geldiğimizde yaptığımız Basın Şûrası ile en güzel şekilde ortaya koyduk. Şu andaki süreç Hükümetimizle alakalı bir süreç değil, tamamen yargıyla alakalı bir süreçtir. Burada basın özgürlüğü dediğimiz olay sınırsız mıdır? Onun da bir sınırı var. Eğer basın mensupları bu sınırı çiğniyorsa, bu konuda da yargı devreye girmektedir.”
***
Halk ağzında bir deyişimiz vardır, “çok böbürlenme padişahım, senden büyük Allah var”…
Yani iç benliğimiz, insanlığın ürettiği evrensel değerlerimiz, ideallerimiz var…
Her zaman var olan, yok edilemeyen değerlerimiz var…
Sizin önünüz açık, siz güçlüsünüz…
Önünüz dümdüz ova…
Rahat rahat koşun, ürkmeden koşun…
Biz suskun, izliyoruz!
ERCAN İPEKÇİ

Evrensel'i Takip Et