9 Aralık 2010 00:00
Torbaya kimler girecek?
GÜNÜN YAZILARI
Geçtiğimiz hafta başında gündeme getirilen ve tarihin en kapsamlı saldırı yasası olarak tanımlayabileceğimiz Torba Yasa tasarısıyla ilgili tartışmalar sürüyor. Hükümet tasarıya ilgili ilgisiz yeni maddeler ekleyerek yasa tasarısını resmen yamalı bohça haline getirdi.
Torba Yasa tasarısı devlete olan borçların yeniden yapılandırılması ve bir kısmının affedilmesi şeklinde gündeme geldi. Ancak içine işçileri, kamu emekçilerini, öğrencileri, işsizleri, kısacası bütün toplum kesimlerini olumsuz etkileyecek düzenlemeler eklendi. Örneğin asgari ücret hesaplamasında belirlenen 16 yaş sınırı 18e çıkarılıyor. Bunun anlamı 16-18 yaş arasındaki 200 binin üzerindeki gencin bugünkü asgari ücret üzerinden 80 TL daha az ücret alması demek.
Tasarıda öngörülen bir diğer düzenleme kısmi süreli istihdam nedeniyle sigortası eksik yatanlarla ilgili. Bilindiği gibi son yıllarda Türkiyede kısmi süreli (part time) çalışma hızla yaygınlaştı. Sadece özel sektörde değil; eğitimden, sağlığa çok sayıda kamu hizmetinde kısmi süreli çalışma uygulaması var. Torba Yasa tasarısı ile kısmi süreli çalıştığı için sigorta primi (1 Ocak 2012den itibaren adı GSS primi olacak) eksik yatanlar, eksik süreyi 30 güne tamamlamak için cebinden ödeme yapmak zorunda. Bunu yapmadığı zaman hastaneye gittiğinde muayene olmayı bırakın, bir bardak su bile vermezler. Üstelik zorunlu GSS sistemi 1 Ocak 2012den itibaren her birey için kişilerin bildirimine göre değil, otomatik olarak devreye girecek. Yani toplumun önemli bir bölümü başlarına nasıl bir bela geldiğini yine yaşayarak öğrenecek.
Patronlara verilmesi düşünülen istihdam teşviki ise, önemli bir bölümü işçilerin ödediği primlerle oluşan işsizlik sigortası fonundan sadece 18 yaş üstü kadınlar ile 18-29 yaş arası erkekleri istihdam edenleri kapsayacak. Bu durumda 30 yaş üstü olan işsizlerin iş bulması zorlaşacağı gibi, halen çalışma şansına sahip olan 30 yaş üstü işçiler de her an işten atılmak korkusuyla karşı karşıya kalacaklar.
Torba Yasa içinde dikkat çeken en ilginç düzenlemeler 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa ilişkin olanlar. 657 sayılı DMK ile ilgili değişikliklerin hedefi, öncelikle kamuya yeni esnek çalışma biçimleri ile kamu emekçileri açısından daha esnek, kuralsız ve güvencesiz bir istihdam yapısı getirmek. Kamu emekçilerinin yürüttükleri hizmetin gereği olarak çalışma süreleri ve koşullarının ilgili kuruma bırakılması başlı başına bir felaket. Her kamu kurumunun kendi çalışma koşullarını ve sürelerini kendisinin düzenlediğini bir düşünsenize. Bugüne kadar yaptıkları uygulamaları yapacaklarının teminatı olarak görürsek, böyle bir zihniyetin getireceği personel rejiminin kamu emekçilerinin aldığı nefesi bile saymak üzerine kurulacağını tahmin etmek zor değil.
657 Sayılı DMK ile ilgili değişikliklerde asıl gözden kaçan nokta, geçmişte Hükümet temsilcileri tarafından da gündeme getirilen Hükümet memurluğu sisteminin yasal hale getirilmesi. ABDde kamu yönetimi alanında uzunca bir süredir uygulanan ve Seçim kazanılınca gerçekleşen memuriyet anlamına gelen Spoil sistemi, Türkiye gibi kamu yönetimi yapısı ABDden çok farklı bir ülkede uygulanmak isteniyor. Bu arada ABDde uygulanan sisteme adını veren spoil kelimesinin İngilizcede Bozmak, batırmak, heba etmek, çürümek, ganimet, yağma vb gibi anlamları da olduğunu hatırlatalım.
Hükümetle gelip, hükümetle giden bir idari sistemin Türkiye gibi bir ülkede nasıl sonuçlar ortaya çıkaracağını tahmin etmeye gerek yok. Bugüne kadar yaşanan soruşturma, sürgün ve görevden almaların temelini oluşturan siyasi kadrolaşmanın bu değişiklikle hangi boyutlara ulaşacağını ve nasıl hayata geçirileceğini varın siz düşünün artık
ERKAN AYDOĞANOĞLU
Evrensel'i Takip Et