Yalnız İlkay Akkaya...

İlkay Akkaya'nın "ikna eden" bir sesi var. Yapılacak pek çok tanımdan bahsedilebilir bu ses için elbette ama "istiridyenin içindeki inci" bu özellik gibi gözüküyor... Gerçekten de bundan 20 yıl önce siyasal şarkıların en slogan dizelerini bile kulağa fısıldarcasına duru, sakin ve bir o kadar kendinden emin bir şekilde söylemesi o dönem bu sesin herhalde en gizemli tarafıydı. Evet, dinleyenin anlattıklarından şüphe duymayacağı bir karaktere sahiptir o ses. Bu bakıma olgundur, bilgedir, anaçtır... Uyuşturmayan ama dinlendiren, uyutmayan ama düş kurduran, kahrettirmeyen ama yürek sızlatan bir sestir İlkay Akkaya...



Türküler Bu sesin yeni bir serüveniyle beraberiz şimdi. Beşinci solo albümüyle dinleyenleri ile buluştu İlkay Akkaya... Bahsi geçen tüm özelliklerin doruğundayken Anadolu halk müziği söylüyor sanatçı. Bu bir zaaf mı? Artık üretemeyenler kervanına katılıp türkülere mi sarıldı yeniden? Her iki soruya da "Hayır"... Olgunlaşma madalyonunun diğer yüzü sadeleşme, berraklaşmadır. Bu bakımdan sanat hayatının bu dönemecinde İlkay Akkaya'nın önemli bir karar verdiği fikri akla daha yatkın... Sesinin bütün yalınlığı, sadeliği Anadolu halk mirası türkülerin doğallığıyla birleşmiş İlkay Akkaya'nın... Sanatçı için bu aşamanın herhangi bir albüm olmadığını daha ziyade bir "rota" olduğunu ifade etmek gerekir. Bir önceki albümde belirlenmişti aslında bu rota. O dönem bir şarkıcı, ses sanatçısı olarak anılmaktan ziyade bir "anlatıcı" olarak anılmak istediğini belirtmiş ve şu sözlerle kendini anlatmıştı: "Benim istediğim de bu. Sahne özellikle bir şarkıyı söylemek yerine bir öyküyü anlatmak paylaşmak kaygısı güdüyorum." Anadolu halk kültürünün bu denli önemli bir argümanını; anlatıcıyı, yaşatmak için yine o kültürün türkülerini söylemek birebir tercih değil mi?



Yalnız İlkay Akkaya İlkay Akkaya tüm bu tespitleri bilip damıtarak en sade haline getirmeyi başarmış ve türküler kadar samimi, sıcak mütevazı bir albüm yapmış. Sesinin türkülerle birleştiği o damıtılmış sadeliğe de yaptığı gönderme ile "Yalnız" demiş albüm ismine... Şöyle tarif etmek daha doğru: Beyaz albüm kapağında beliren silüetinin altında şöyle yazıyor çünkü: Yalnız İlkay Akkaya... Albümün adı böylece belirginleşiyor. Hatta İlkay Akkaya'nın ithaf cümlesiyle daha da anlaşılır hale geliyor. "Kızarmış ekmek, çay ve radyoda 'beraber ve solo türküler'. Bütün okul hayatım boyunca her sabah beni bu güzellikle uyandıran babama ve anneme sevgiyle..." Evet; İlkay Akkaya Beyoğlu Metropol Müzik'ten çıkan bu albümünde tam da bu duyguyu veriyor insana... Kendi cümlesindeki sıcak samimi aile ortamına davet edip soba başında dinleyenleri ile çay içip sohbet ediyor albüm boyunca...

---

Albümdeki şarkılar İlkay Akkaya'nın "Yalnız" adlı albümü 14 parçadan oluşuyor. Beyoğlu Metropol Müzik tarafından çıkarılan albümde, İbrahim Karaca, Derviş Ali, Aşık Veysel, Ali Yüce gibi sanatçıların eserleri seslendiriliyor. Sanatçının albümünde "Ekin İdim Oldum Harman", "Yara Bende", "Yarim", "Sabahtan Uğradım", "Bekle Buğday Tanesi", "Elde Düğün Bayram", "Bebeği Nazlı Büyüttüm", "Bir Ulu Ağaçtan Bir Yaprak Düşse", "Ulu Dağlar", "Gönül Gel Seninle", "Mayın", "Yarim" gibi parçalar öne çıkıyor. Ayrıca birçok sanatçı tarafından okunan "Ordu'nun Dereleri" ile "Mevlam Birçok Dert Vermiş" isimli parçalar da Akkaya'nın son albümünde yer alıyor. Albümün düzenlemelerini İsmail İlknur, İlhan Yabantaş, Şeyhmus Fidan , İlkay Akkaya'yla birlikte gerçekleştirmişler. Sanatçıyı takip edenlere bir de haber: İlkay Akkaya yeni albümünün repertuarı ile 7 Mart akşamı Babylon Performans Merkezi'nde konser verecek.