19 Şubat 2006 23:00
Hükümetin Hasankeyf inadı
Tarihi Hasankeyf, mart ayında Ilısu Barajı'nın temelinin atılmasıyla birlikte sulara gömülecek. Baraj bittiğinde listesi 300 sayfa tutan arkeolojik eserlerin büyük bölümü ile tarihi kültürel doku sular altında kalacak. Bütün bunlar, Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 1'ini karşılamak için. Oysa enerji hatlarındaki kayıplar giderilse, Ilısu'nun kat kat fazlası elektrik elde edilecek.
Hasankeyf'in uzun bir süredir tadı yok. Nedeni, ilçeye yapılması planlanan Ilısu Barajı. Mart ayında temeli atılacak baraj için hazırlıklar sürerken, ilçedeki tüm sağlık merkezleri, askerlik şubesi ve diğer devlet daireleri Gercüş'e taşındı.
Barajın arkasındaki 'Avrupa' Barajla birlikte, ortaçağdan günümüze uzanan ve çok sayıda uygarlığa evsahipliği yapan Hasankeyf, "170 kilometrelik bir göl"ün altında kalacak. Hasankeyf'i sular altında bırakacak barajın arkasında ise Almanya, Avusturya ve İsviçre'ye ait üç şirket bulunuyor. Yani çevre ve doğa deyince dünyada akla ilk gelen ülkeler arasında yer alan üç Avrupa ülkesi, Hasankeyf'in doğasını ve kültürünü yok edecek bir projeden para kazanacak. Bu şirketlere yetki almış birkaç Türk şirketi de eşlik ediyor. Disneyland'a çevireceklermiş! Söz konusu şirketler tepkileri azaltmak için Hasankeyf'i Disneyland'a çevireceklerini, yat limanı, anfi tiyatro, su kayağı ve su sporları gibi projeleri hayata geçireceklerini iddia ediyorlar. Bütün bunlar, yapılması düşünülen barajdan yılda 300 milyon dolar sağlamak için. Oysa enerji hatlarındaki kayıplar giderilse, Ilısu'nun kat kat fazlası elektrik elde edilecek. Türkiye, barajı yapacak şirketlere 2 milyar dolar ödeyecek. Karşılığında, Dicle'nin kıyısında yaşayan canlı türlerini, Hasankeyf'i, daha önemlisi pek çok arkeolojik ve kültürel hazineyi vermiş olacağız. Belki, yılda 300 milyon dolarlık elektrikle fiziksel olarak aydınlanmış olacağız. Tarih ise suların karanlığına gömülecek...
Hasankeyf'i nasıl taşıyacaksınız? Hasankeyf'i Yaşatalım Girişimi, Diyarbakır'da "Hasankeyf'i Yaşatalım" konulu sempozyum düzenledi. Çok sayıda kişinin izlediği sempozyumda katılımcılar, Başbakan Erdoğan'a "Hasankeyfi nasıl taşıyacaksınız?" diye sordu. Sempozyumda konuşan Hasankeyf Belediye Başkanı Abdulvahap Kusen, Hasankeyfliler'in 50 yıldan bu yana kentlerinin yok olma kaygısıyla yaşadıklarını, bu nedenle Hasankeyf'te travmatik sorunların baş gösterdiğini ifade etti. Kusen, Başbakan Erdoğan'ın Hasankeyf'in taşınacağına ilişkin açıklamalarına değinerek "Başbakan Hasankeyf'i taşıyacağını söyledi. Yerin metrelerce altından geçen kanalizasyonu nasıl taşıyacaksın, mağaraları nasıl taşıyacaksın, Zeynel Bey Türbesi'ni nasıl taşıyacaksın, Koç Camisi'ni nasıl taşıyacaksın? Peki köprüyü nasıl taşıyacaksın? Hadi taşıdın diyelim, altından Dicle'nin akmadığı köprünün ne gibi bir anlamı olacak?" diye konuştu.
Hasankeyf ilk değil Sempozyumda "Uluslararası ve Ulusal Düzlemde Hasankeyf Mirası" konulu oturumda kısa bir sunum yapan Prof. Dr. Ahmet Tırpan, Türkiye'de tarih ve doğayı koruma bilincinin, eğitimin hiçbir alanında hayata geçirilmediğini kaydederek, tarihi koruma mantığının da doğru oturtulmadığına dikkat çekti. Sempozyumda ikinci sunumu yapan Tarih Vakfı Başkanı Orhan Silier Türkiye'de yapılan barajlara değinerek, yaklaşık bin 200 barajın bulunduğunu, 300 barajın ise yapımının devam ettiğini aktardı. Silier, sadece Hasankeyf'in bölgenin en büyük tarihi mirası olmadığını, birçok büyük tarihi mirasın yıllar önce sular altında kaldığını ifade etti. "Hasankeyf sadece bir semboldür" diyen Silier, "Aslında Hasankeyf'in yok edilmesi 60'lı yıllarda Cevdet Sunay'ın 'İnsanlar mağaralarda yaşayamaz' diyerek birçok insanı yaşadığı mağaralardan atması ve mağaraları dozerlerle yıkması ile başladı" şeklinde konuştu. Hasankeyf Arkeoloji Kazı Başkanı Abdulselam Uluçam ise, Hasankeyf'te yaptıkları kazı çalışmaları esnasında yaşanan bazı olaylar hakkında bilgi vererek, "Biz tarihi koruma adına hareket edenler de yeterince duyarlı değiliz" dedi.
ŞİRKETLERE VERİLECEK PARA BİZE VERİN İSTİHDAM SORUNUNU ÇÖZELİM Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Ilısu Barajı'nın yapımı için 4 şirkete verilecek 2 milyar doların kendilerine verilmesini isteyerek, bununla bütün bölgenin turizm potansiyelini harekete geçireceklerini söyledi. "Hasankeyf'i Yaşatalım" sempozyumunda konuşan Baydemir, 1996 yılında da tarihi Hasankeyf ilçesini kurtarma konusunda ciddi arayışların bulunduğunu, çalışmalarla Hasankeyf'in boğulmasının birkaç yıl ertelendiğini belirtti. Sempozyum sayesinde, Hasankeyf'in böyle bir riskle karşılaşmayacağı bir sonucun ortaya çıkarmasını dilediklerini anlatan Baydemir, kendilerini bir araya getirenin politik bir saik olmadığını, insan olmanın bir gereği olduğunu bildirdi. Enerji elde etmeye dair Türkiye'deki politikaların tartışma konusu olabileceğini ifade eden Baydemir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bölgede yoksulluğun had safhada olduğunu biliyoruz. Ama istihdam sağlarken tarihi ve kültürel zenginliği yok etmemiz mi gerekiyor ya da başka bir süreci yaşama geçirmemiz mi? Baraj 2010 yılında bitirilecek ve 4 şirketin oluşturduğu konsorsiyuma 2 milyar dolar ödenecek. Barajın yapımı için 4 şirkete verilecek 2 milyar doları bize verin, bütün bölgenin turizm potansiyelini harekete geçirelim. Yılda 300 bin dolar değil, 500 bin dolar getiri sağlayalım. Bölgenin istihdam sorununu bu kültürel mirası harekete geçirerek çözelim. Hiçbir ulvi değer, Hasankeyf'i sular altında bırakacak kadar önemli olamaz."
ÇOCUKLAR HASANKEYF İÇİN İMZA TOPLADI Raman Kültür Merkezi Koma Gulen Avesta Çocuk Tiyatrosu oyuncuları, Hasankeyf'in Ilısu Barajı Projesi'yle suların altında kalmaması için Diyarbakır'ın Ofis Semti'nde açtıkları standlarda imza topladı. İmza toplayan çocuklardan Hejar Maçin, Hasankeyf gibi tarihi bir yerin sular altında kalmasına sessiz kalmanın büyük suç olduğunu belirterek, "Büyüklerimiz geleceğimiz için bizden bir imzayı esirgemesin. Onlara örnek olmak istiyoruz. Hasankeyf'in sular altında kalmasına sessiz kalmasınlar" dedi.
HASANKEYF'TEKİ TARİHİ ESERLER
KALE Dicle nehri kenarında 100 metre yükseklikte bir kaya kütlesi üzerinde yer alıyor. Zamanında Roma İmparatorluğu'nun en görkemli üslerinden biri olan kaleye 2 gizli ve 2 açık yol dışında ulaşmak mümkün değil. Kesin tarihi bilinmiyor.
KALE KAPILARI Aslanlı kapı olarak bilinen birinci kapı 1986 yılında düşen bir kaya kütlesi nedeniyle tahrip oldu. Halk arasında Yılanlı Kapı olarak anılan ikinci kapı ise Hasankeyf'in en önemli eserlerinden biridir.
KÜÇÜK SARAY Eyyubiler tarafından yapılmıştır. Kuzeye bakan pencerenin üzerinde yer alan iki arslan figürü, izolasyon amacıyla tavanda kullanılan küpçükler yapının dikkat çekici özelliklerindendir.
ULU CAMİİ: Eyyubi döneminin en eski eseri olan Ulu Camii, 1325 yılında bir kilise kalıntısı üzerine inşa edilmiştir. Kitabelerin yanı sıra iç mekanda alçı süslemeler vardır. Yakın geçmişte kubbeleri çöken caminin avlusunda yüzlerce ton su kapasiteli sarnıç bulunmaktadır.
Diğer önemli eserler: El-Rızk Camii Büyük Saray Hasankeyf Köprüsü Sultan Süleyman Camii Koç Camii İmam Abdullah Türbesi Zeynel Bey Türbesi
Barajın arkasındaki 'Avrupa' Barajla birlikte, ortaçağdan günümüze uzanan ve çok sayıda uygarlığa evsahipliği yapan Hasankeyf, "170 kilometrelik bir göl"ün altında kalacak. Hasankeyf'i sular altında bırakacak barajın arkasında ise Almanya, Avusturya ve İsviçre'ye ait üç şirket bulunuyor. Yani çevre ve doğa deyince dünyada akla ilk gelen ülkeler arasında yer alan üç Avrupa ülkesi, Hasankeyf'in doğasını ve kültürünü yok edecek bir projeden para kazanacak. Bu şirketlere yetki almış birkaç Türk şirketi de eşlik ediyor. Disneyland'a çevireceklermiş! Söz konusu şirketler tepkileri azaltmak için Hasankeyf'i Disneyland'a çevireceklerini, yat limanı, anfi tiyatro, su kayağı ve su sporları gibi projeleri hayata geçireceklerini iddia ediyorlar. Bütün bunlar, yapılması düşünülen barajdan yılda 300 milyon dolar sağlamak için. Oysa enerji hatlarındaki kayıplar giderilse, Ilısu'nun kat kat fazlası elektrik elde edilecek. Türkiye, barajı yapacak şirketlere 2 milyar dolar ödeyecek. Karşılığında, Dicle'nin kıyısında yaşayan canlı türlerini, Hasankeyf'i, daha önemlisi pek çok arkeolojik ve kültürel hazineyi vermiş olacağız. Belki, yılda 300 milyon dolarlık elektrikle fiziksel olarak aydınlanmış olacağız. Tarih ise suların karanlığına gömülecek...
Hasankeyf'i nasıl taşıyacaksınız? Hasankeyf'i Yaşatalım Girişimi, Diyarbakır'da "Hasankeyf'i Yaşatalım" konulu sempozyum düzenledi. Çok sayıda kişinin izlediği sempozyumda katılımcılar, Başbakan Erdoğan'a "Hasankeyfi nasıl taşıyacaksınız?" diye sordu. Sempozyumda konuşan Hasankeyf Belediye Başkanı Abdulvahap Kusen, Hasankeyfliler'in 50 yıldan bu yana kentlerinin yok olma kaygısıyla yaşadıklarını, bu nedenle Hasankeyf'te travmatik sorunların baş gösterdiğini ifade etti. Kusen, Başbakan Erdoğan'ın Hasankeyf'in taşınacağına ilişkin açıklamalarına değinerek "Başbakan Hasankeyf'i taşıyacağını söyledi. Yerin metrelerce altından geçen kanalizasyonu nasıl taşıyacaksın, mağaraları nasıl taşıyacaksın, Zeynel Bey Türbesi'ni nasıl taşıyacaksın, Koç Camisi'ni nasıl taşıyacaksın? Peki köprüyü nasıl taşıyacaksın? Hadi taşıdın diyelim, altından Dicle'nin akmadığı köprünün ne gibi bir anlamı olacak?" diye konuştu.
Hasankeyf ilk değil Sempozyumda "Uluslararası ve Ulusal Düzlemde Hasankeyf Mirası" konulu oturumda kısa bir sunum yapan Prof. Dr. Ahmet Tırpan, Türkiye'de tarih ve doğayı koruma bilincinin, eğitimin hiçbir alanında hayata geçirilmediğini kaydederek, tarihi koruma mantığının da doğru oturtulmadığına dikkat çekti. Sempozyumda ikinci sunumu yapan Tarih Vakfı Başkanı Orhan Silier Türkiye'de yapılan barajlara değinerek, yaklaşık bin 200 barajın bulunduğunu, 300 barajın ise yapımının devam ettiğini aktardı. Silier, sadece Hasankeyf'in bölgenin en büyük tarihi mirası olmadığını, birçok büyük tarihi mirasın yıllar önce sular altında kaldığını ifade etti. "Hasankeyf sadece bir semboldür" diyen Silier, "Aslında Hasankeyf'in yok edilmesi 60'lı yıllarda Cevdet Sunay'ın 'İnsanlar mağaralarda yaşayamaz' diyerek birçok insanı yaşadığı mağaralardan atması ve mağaraları dozerlerle yıkması ile başladı" şeklinde konuştu. Hasankeyf Arkeoloji Kazı Başkanı Abdulselam Uluçam ise, Hasankeyf'te yaptıkları kazı çalışmaları esnasında yaşanan bazı olaylar hakkında bilgi vererek, "Biz tarihi koruma adına hareket edenler de yeterince duyarlı değiliz" dedi.
ŞİRKETLERE VERİLECEK PARA BİZE VERİN İSTİHDAM SORUNUNU ÇÖZELİM Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Ilısu Barajı'nın yapımı için 4 şirkete verilecek 2 milyar doların kendilerine verilmesini isteyerek, bununla bütün bölgenin turizm potansiyelini harekete geçireceklerini söyledi. "Hasankeyf'i Yaşatalım" sempozyumunda konuşan Baydemir, 1996 yılında da tarihi Hasankeyf ilçesini kurtarma konusunda ciddi arayışların bulunduğunu, çalışmalarla Hasankeyf'in boğulmasının birkaç yıl ertelendiğini belirtti. Sempozyum sayesinde, Hasankeyf'in böyle bir riskle karşılaşmayacağı bir sonucun ortaya çıkarmasını dilediklerini anlatan Baydemir, kendilerini bir araya getirenin politik bir saik olmadığını, insan olmanın bir gereği olduğunu bildirdi. Enerji elde etmeye dair Türkiye'deki politikaların tartışma konusu olabileceğini ifade eden Baydemir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bölgede yoksulluğun had safhada olduğunu biliyoruz. Ama istihdam sağlarken tarihi ve kültürel zenginliği yok etmemiz mi gerekiyor ya da başka bir süreci yaşama geçirmemiz mi? Baraj 2010 yılında bitirilecek ve 4 şirketin oluşturduğu konsorsiyuma 2 milyar dolar ödenecek. Barajın yapımı için 4 şirkete verilecek 2 milyar doları bize verin, bütün bölgenin turizm potansiyelini harekete geçirelim. Yılda 300 bin dolar değil, 500 bin dolar getiri sağlayalım. Bölgenin istihdam sorununu bu kültürel mirası harekete geçirerek çözelim. Hiçbir ulvi değer, Hasankeyf'i sular altında bırakacak kadar önemli olamaz."
ÇOCUKLAR HASANKEYF İÇİN İMZA TOPLADI Raman Kültür Merkezi Koma Gulen Avesta Çocuk Tiyatrosu oyuncuları, Hasankeyf'in Ilısu Barajı Projesi'yle suların altında kalmaması için Diyarbakır'ın Ofis Semti'nde açtıkları standlarda imza topladı. İmza toplayan çocuklardan Hejar Maçin, Hasankeyf gibi tarihi bir yerin sular altında kalmasına sessiz kalmanın büyük suç olduğunu belirterek, "Büyüklerimiz geleceğimiz için bizden bir imzayı esirgemesin. Onlara örnek olmak istiyoruz. Hasankeyf'in sular altında kalmasına sessiz kalmasınlar" dedi.
HASANKEYF'TEKİ TARİHİ ESERLER
KALE Dicle nehri kenarında 100 metre yükseklikte bir kaya kütlesi üzerinde yer alıyor. Zamanında Roma İmparatorluğu'nun en görkemli üslerinden biri olan kaleye 2 gizli ve 2 açık yol dışında ulaşmak mümkün değil. Kesin tarihi bilinmiyor.
KALE KAPILARI Aslanlı kapı olarak bilinen birinci kapı 1986 yılında düşen bir kaya kütlesi nedeniyle tahrip oldu. Halk arasında Yılanlı Kapı olarak anılan ikinci kapı ise Hasankeyf'in en önemli eserlerinden biridir.
KÜÇÜK SARAY Eyyubiler tarafından yapılmıştır. Kuzeye bakan pencerenin üzerinde yer alan iki arslan figürü, izolasyon amacıyla tavanda kullanılan küpçükler yapının dikkat çekici özelliklerindendir.
ULU CAMİİ: Eyyubi döneminin en eski eseri olan Ulu Camii, 1325 yılında bir kilise kalıntısı üzerine inşa edilmiştir. Kitabelerin yanı sıra iç mekanda alçı süslemeler vardır. Yakın geçmişte kubbeleri çöken caminin avlusunda yüzlerce ton su kapasiteli sarnıç bulunmaktadır.
Diğer önemli eserler: El-Rızk Camii Büyük Saray Hasankeyf Köprüsü Sultan Süleyman Camii Koç Camii İmam Abdullah Türbesi Zeynel Bey Türbesi
Evrensel'i Takip Et