12 Şubat 2006 23:00
Okul önünde bıçak tezgahı
Okullarda ve mahallelerde yaşanan şiddet olaylarında başrolü oynayan "kama", "sustalı", "kelebek" ve "rambo" tipi bıçaklar, okul önlerinde ve sokak ortasındaki tezgahlarda satılıyor. Öğrenciler ve gençler arasında yaygın olarak kullanılan bu bıçakların satıldığı tezgahlar her geçen gün artıyor. Okullarda ve mahallelerde oluşturulan çetelerin arasında yaşanan kavgalarda kullanılan bıçakların, birçok çeşidi bulunuyor. Uzakdoğu ve Balkan ülkelerinden getirilen, çoğu Çin malı olduğu söylenen bıçaklar, çevrelerinde kurulan kitap tezgahlarından daha çok ilgi görüyor.
Okullarda ise bu tür olayların artması eğitimcileri endişelendiriyor. Güvenlik aramalarında hemen hemen her öğrenci de bu tür bıçakların bulunduğunu söyleyen eğitimciler, bu tür bıçakların silahlar gibi ruhsatla satılması gerektiğini dile getirirken, tezgahlarda satılmasının önüne geçilmesi gerektiğini vurguluyorlar.
Şiddet tek çözüm olarak sunuluyor "Sustalı", "kelebek" tarzı bıçakların tezgahlarda satılır duruma gelmesini, her olayı şiddetle çözme anlayışının getirdiği bir sonuç olarak gösteren Çukurova Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sosyolog Doç. Dr. Adnan Gümüş, "Uluslararası, ulusal, yerel, ailesel her türlü şekilde şiddetten vazgeçilmesi gerekiyor" diyor. Yaptığı çalışmalarda okullarda yaşanan şiddet olaylarının başını bıçağın çektiğini dile getiren Gümüş'ün anlattığına göre, "Artık okullarda her gün kavgalara rastlamak rutin şeyler haline gelmiş durumda." Bütün bu olayların sebebi olarak sosyal dengesizliği gösteren Gümüş şöyle konuşuyor: "Bu yaşananların en temel ayağını sosyal güvence uçurumu oluşturuyor. Geçim derdi, işsizlik ve insanlardaki kimlik arayışları, yaşanılan alanları paylaşamamak tek çözüm noktası olarak şiddeti gösteriyor..." Televizyon dizilerinin, haberlerdeki şiddet öğelerinin ve "televole" kültürünün şiddeti tetikleyici bir rol oynadığından bahseden Gümüş şunları da sözlerine ekliyor: "Bir araca kolay erişilebiliniyorsa, bu onun satışına ve kullanılmasına da yansıyacaktır. Bu bıçak için de böyledir, silah için de. Dünyadaki savaşlar ve şiddet yoluyla yapılmaya çalışılan çözümler bireylerin çözüm anlayışının şiddet yönelmesine de neden oluyor. Artık şiddetin bir çözüm yolu olmadığının vurgulanması gerekiyor..."
'Bıçak satışına son verilmeli' Yerleşim yerlerinin merkezinde ve okul önlerinde bu tür bıçakların teşhir edilerek satılmasını, "Şiddete davetiye çıkarmak" olarak yorumlayan Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Güven Boğa ise, televizyon dizilerinde bıçağın saldırı ve savunma aracı olarak kullanılmasının gençlik içerisinde bıçağa olan ilgiyi artırdığını kaydediyor. Okullarda idareci ve öğretmenlerin yaptığı aramalarda azımsanmayacak sayıda bu türden bıçağın çıktığını aktaran Boğa, 2005-2006 öğretim yılının ilk yarısında hem Adana'da hem de Türkiye'nin diğer illerinde birçok öğrencinin bıçakla yaralandığının ve öldüğünün altını çiziyor. Geçmişte av malzemesi satılan yerlerde satılan ve yetişkinlerin satın aldığı bıçakların şimdi tezgahlarda herkes tarafından alınabildiğine dikkat çeken Boğa şöyle diyor: "Silah için nasıl ruhsat talep ediliyorsa, bu tarz bıçakların taşınmasını da yasal çerçeveler altında sınırlandırılmalıdır. Bu şekilde bıçak satışına son verilmeli, dizi ve filmlerde bıçağın bir kudret aracı olarak gösterilmesinden vazgeçilmelidir..."
KİTAPTAN ÇOK BIÇAK SATIYORUM Bıçak satılan tezgahların başında duranlardan biri olan Mehmet Yeter, bıçakları toptancılardan aldıklarını belirtiyor. "Burada en çok bıçağı öğrenciler alıyor" diyen Yeter, "Onlar da meyve soymak için almıyor. Meyve soymak için başka bıçaklar var, bunlar 'ince işler' için kullanılıyor" diye ekliyor. İşlerinin her geçen gün "daha iyiye gittiğini" anlatan Yeter, diğer iki kardeşinin başka yerlerde bıçak tezgahları olduğunu söylüyor. Çevresindeki korsan kitapçılardan daha iyi iş yaptığını söyleyen Yeter'in şu sözleri, bıçak kültürünü özetliyor: "Millet kitapla uğraşmıyor. Ortalık kötü, ne olacağı belli değil. Her ihtimale karşılık yanında bıçak olması iyidir!"
Şiddet tek çözüm olarak sunuluyor "Sustalı", "kelebek" tarzı bıçakların tezgahlarda satılır duruma gelmesini, her olayı şiddetle çözme anlayışının getirdiği bir sonuç olarak gösteren Çukurova Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sosyolog Doç. Dr. Adnan Gümüş, "Uluslararası, ulusal, yerel, ailesel her türlü şekilde şiddetten vazgeçilmesi gerekiyor" diyor. Yaptığı çalışmalarda okullarda yaşanan şiddet olaylarının başını bıçağın çektiğini dile getiren Gümüş'ün anlattığına göre, "Artık okullarda her gün kavgalara rastlamak rutin şeyler haline gelmiş durumda." Bütün bu olayların sebebi olarak sosyal dengesizliği gösteren Gümüş şöyle konuşuyor: "Bu yaşananların en temel ayağını sosyal güvence uçurumu oluşturuyor. Geçim derdi, işsizlik ve insanlardaki kimlik arayışları, yaşanılan alanları paylaşamamak tek çözüm noktası olarak şiddeti gösteriyor..." Televizyon dizilerinin, haberlerdeki şiddet öğelerinin ve "televole" kültürünün şiddeti tetikleyici bir rol oynadığından bahseden Gümüş şunları da sözlerine ekliyor: "Bir araca kolay erişilebiliniyorsa, bu onun satışına ve kullanılmasına da yansıyacaktır. Bu bıçak için de böyledir, silah için de. Dünyadaki savaşlar ve şiddet yoluyla yapılmaya çalışılan çözümler bireylerin çözüm anlayışının şiddet yönelmesine de neden oluyor. Artık şiddetin bir çözüm yolu olmadığının vurgulanması gerekiyor..."
'Bıçak satışına son verilmeli' Yerleşim yerlerinin merkezinde ve okul önlerinde bu tür bıçakların teşhir edilerek satılmasını, "Şiddete davetiye çıkarmak" olarak yorumlayan Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Güven Boğa ise, televizyon dizilerinde bıçağın saldırı ve savunma aracı olarak kullanılmasının gençlik içerisinde bıçağa olan ilgiyi artırdığını kaydediyor. Okullarda idareci ve öğretmenlerin yaptığı aramalarda azımsanmayacak sayıda bu türden bıçağın çıktığını aktaran Boğa, 2005-2006 öğretim yılının ilk yarısında hem Adana'da hem de Türkiye'nin diğer illerinde birçok öğrencinin bıçakla yaralandığının ve öldüğünün altını çiziyor. Geçmişte av malzemesi satılan yerlerde satılan ve yetişkinlerin satın aldığı bıçakların şimdi tezgahlarda herkes tarafından alınabildiğine dikkat çeken Boğa şöyle diyor: "Silah için nasıl ruhsat talep ediliyorsa, bu tarz bıçakların taşınmasını da yasal çerçeveler altında sınırlandırılmalıdır. Bu şekilde bıçak satışına son verilmeli, dizi ve filmlerde bıçağın bir kudret aracı olarak gösterilmesinden vazgeçilmelidir..."
KİTAPTAN ÇOK BIÇAK SATIYORUM Bıçak satılan tezgahların başında duranlardan biri olan Mehmet Yeter, bıçakları toptancılardan aldıklarını belirtiyor. "Burada en çok bıçağı öğrenciler alıyor" diyen Yeter, "Onlar da meyve soymak için almıyor. Meyve soymak için başka bıçaklar var, bunlar 'ince işler' için kullanılıyor" diye ekliyor. İşlerinin her geçen gün "daha iyiye gittiğini" anlatan Yeter, diğer iki kardeşinin başka yerlerde bıçak tezgahları olduğunu söylüyor. Çevresindeki korsan kitapçılardan daha iyi iş yaptığını söyleyen Yeter'in şu sözleri, bıçak kültürünü özetliyor: "Millet kitapla uğraşmıyor. Ortalık kötü, ne olacağı belli değil. Her ihtimale karşılık yanında bıçak olması iyidir!"
Evrensel'i Takip Et