24 Ocak 2006 23:00
Çiğli Organize işçileri
esnek çalışmayı tartıştı
GÜNÜN YAZILARI
Çiğli Organize Sanayi Sitesi işçileri, esnek çalışma ve taşeronlaştırmaya karşı komiteler kurarak mücadele etme kararı aldı. İşçiler sosyal güvenlik ve sağlık hakkı için de bir araya gelecek.
Emek Partisi (EMEP) Çiğli İlçe Örgütü'nün çağrısıyla geçtiğimiz ay bir araya gelen 70 kadar işçi "esnek çalışma ve taşeronlaştırma konulu daha geniş katılımlı bir toplantı düzenleme" kararı almıştı. Bu karar doğrultusunda pazar günü yapılan toplantıya, Çiğli Organize Sanayi Sitesi'ndeki 23 fabrikadan 100 işçinin yanı sıra, EMEP İl Başkanı Avukat Hasan Hüseyin Evin ve Genel-İş İzmir 3 No'lu Şube Sekreteri Can Bahadır katıldı.
EMEP İl Başkanı Evin, 4857 sayılı İş Kanunu'nda düzenlenen esnek çalışmanın, çalışma hayatını patronların ihtiyaçlarına göre düzenlediğini ve insanlıkla bağdaşmayan vahşi bir sistem olduğunu söyledi. Organize sanayi bölgelerinde çalışan işçilerin en önemli sorunlarından birinin "alt işveren", yani "taşeronlaştırma" olduğunu vurgulayan Evin, Çiğli Organize'de ve diğer birçok işyerinde hayata geçirilen bu iki uygulama konusunda örnekler verdi.
Örgütlenmede ısrar Genel-İş İzmir 3 No'lu Şube Sekreteri Bahadır da, taşeronlaştırmanın olumsuzluğuna genel hizmetler sektöründen örnekler vererek, İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde çalışan toplam 13 bin işçinin 3 bininin kadrolu, diğerlerinin taşeronda çalıştığı ve sadece 6 bininin sendikalı olduğu bilgisini verdi. Bahadır, taşeronlaştırmanın, esnek çalışmanın ve diğer birçok sorunun çözümünün işyeri komitelerinde, sendikalarda örgütlenmede ısrar etmekten geçtiğini ifade etti.
'Her hafta eylem yapıyorduk' Toplantıda söz alan bir Lara Tekstil işçisi, her gece saat ona kadar mesaiye kaldıklarını belirterek, "Buna rağmen maaşlarımız geç yatırılıyor, mesailerimiz ödenmiyordu. Hatta mesaiyeye kalmamak için her hafta bir eylem yapmak zorunda kalıyorduk. Ancak eylem yaptığımızda patron işyerinden gitmemize izin veriyordu, ama servisleri elimizden alıyordu. Eve yürüyerek gitmek zorunda kalıyorduk" diye konuştu. Kendilerinin olmadığı bir akşam, patronun fabrikadan makineleri kaçırmaya çalıştığını, bunu engellediklerini ve aileleriyle birlikte üç gün işyerinin önünde yatıp kalktıklarını anlatan Lara işçisi, "Biz direnmemize rağmen işyeri kapandı. Ama bundan rahatsız değiliz. İşçiler olarak birleşince bir şeyler yapabileceğimizi anladık" dedi. Belgü Tekstil'den bir işçi de esnek çalışmaya yaşadıkları bir olayı örnek gösterdi. Geçtiğimiz aylarda İzmir'de yaşanan depremde dışarı çıktıklarını aktaran tekstil işçisi, "Bir süre sonra bizden içeri girip çalışmamızı istediler. Biz çıkmadık ama yarım yevmiyemizi kestiler. Şimdi bu sorunlardan yakınan herkesi birleştirmemiz gerekiyor. Bizim gibi düşünmeyenler de var. Onları da cezbedecek bir çağrı yapmamız gerekiyor" önerisinde bulundu.
Dört şekerden fazlası yasak İki aydır Özgün Boya'da çalışan başka bir işçi ise, iki hafta önce beş gün izin aldığını, bugünlerin hem yevmiyesinden hem de fazla mesailerinden kesildiğini aktardı "O kadar cimrilik yapıyorlar ki işçilerin çay içerken dört şekerden fazlasını kullanmasını yasakladılar" diyen işçi, daha önce de bu tür toplantılara çağırıldığını ancak gitmediğini belirterek, artık yasaları ve haklarını öğrenmeleri gerektiğini düşündüğünü ifade etti: "Ben böyle bir toplantıya ilk kez geldim. Burdan öğrendiklerimi işyerinde arkadaşlarıma anlatacağım."
'Biz örgütlendik' Ayboy'da çalışan bir işçi ise nasıl örgütlendiklerinişöyle anlattı: "Önceleri iki üç kişi bir araya geliyorduk, ancak bunun göze battığını anlayınca fabrika dışında mahallelerde işçi arkadaşlarımızla görüşmeye başladık. Her hafta başka bir mahallede toplantı yaptık. Sendika için çoğunluğu sağladık ama yasal süreç devam ediyor." Bu süre içerisinde işten atılan 12 arkadaşlarının işe iadeleri ile ilgili davanın devam ettiğini ifade eden işçi, toplantıya katılan diğer organize işçilerinden destek istedi.
ALINAN KARARLAR İşyerlerinde mücadele komiteleri kurmak için daha çok çaba sarf edilmesi.
Organize'de yaşanan direnişlerin ve sendikalaşma mücadelelerinin başarısı için işçiler arasında dayanışma ve birlikteliğin geliştirilmesi. Bunun için de işyeri mücadele komitelerini birleştirecek bir Organize İşçileri Komitesi kurulması.
İşçilerinin oturduğu mahallelerde işçi toplantıları yapılması ve semt çalışmalarının yoğunlaştırılması.
Taşeronlaştırmanın önüne geçmek için aydınlatma çalışmalarına hız verilmesi, işçileri taşeronlaştırmaya karşı mücadele etrafında birleştirmek için bir kampanya başlatılması.
Sendikalar Yasası'nda yapılacak değişikliklere müdahale etmek ve bunun için tasarıya "Sendikasız işçi çalıştırmanın yasaklanması ve sendikalaşma nedeniyle işten atmaların daha zorlayıcı koşullara bağlanarak işverenlere para cezası değil hapis cezasının uygulanması" maddelerinin ekletilmesi için çalışmak.
12 Şubat'ta sosyal güvenlik sisteminde yapılmak istenen değişiklikler ile Genel Sağlık Sigortası konusunda sendikaların ve meslek odalarının katılımı ile kitlesel bir işçi toplantısı yapılması.
Örgütlenmede ısrar Genel-İş İzmir 3 No'lu Şube Sekreteri Bahadır da, taşeronlaştırmanın olumsuzluğuna genel hizmetler sektöründen örnekler vererek, İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde çalışan toplam 13 bin işçinin 3 bininin kadrolu, diğerlerinin taşeronda çalıştığı ve sadece 6 bininin sendikalı olduğu bilgisini verdi. Bahadır, taşeronlaştırmanın, esnek çalışmanın ve diğer birçok sorunun çözümünün işyeri komitelerinde, sendikalarda örgütlenmede ısrar etmekten geçtiğini ifade etti.
'Her hafta eylem yapıyorduk' Toplantıda söz alan bir Lara Tekstil işçisi, her gece saat ona kadar mesaiye kaldıklarını belirterek, "Buna rağmen maaşlarımız geç yatırılıyor, mesailerimiz ödenmiyordu. Hatta mesaiyeye kalmamak için her hafta bir eylem yapmak zorunda kalıyorduk. Ancak eylem yaptığımızda patron işyerinden gitmemize izin veriyordu, ama servisleri elimizden alıyordu. Eve yürüyerek gitmek zorunda kalıyorduk" diye konuştu. Kendilerinin olmadığı bir akşam, patronun fabrikadan makineleri kaçırmaya çalıştığını, bunu engellediklerini ve aileleriyle birlikte üç gün işyerinin önünde yatıp kalktıklarını anlatan Lara işçisi, "Biz direnmemize rağmen işyeri kapandı. Ama bundan rahatsız değiliz. İşçiler olarak birleşince bir şeyler yapabileceğimizi anladık" dedi. Belgü Tekstil'den bir işçi de esnek çalışmaya yaşadıkları bir olayı örnek gösterdi. Geçtiğimiz aylarda İzmir'de yaşanan depremde dışarı çıktıklarını aktaran tekstil işçisi, "Bir süre sonra bizden içeri girip çalışmamızı istediler. Biz çıkmadık ama yarım yevmiyemizi kestiler. Şimdi bu sorunlardan yakınan herkesi birleştirmemiz gerekiyor. Bizim gibi düşünmeyenler de var. Onları da cezbedecek bir çağrı yapmamız gerekiyor" önerisinde bulundu.
Dört şekerden fazlası yasak İki aydır Özgün Boya'da çalışan başka bir işçi ise, iki hafta önce beş gün izin aldığını, bugünlerin hem yevmiyesinden hem de fazla mesailerinden kesildiğini aktardı "O kadar cimrilik yapıyorlar ki işçilerin çay içerken dört şekerden fazlasını kullanmasını yasakladılar" diyen işçi, daha önce de bu tür toplantılara çağırıldığını ancak gitmediğini belirterek, artık yasaları ve haklarını öğrenmeleri gerektiğini düşündüğünü ifade etti: "Ben böyle bir toplantıya ilk kez geldim. Burdan öğrendiklerimi işyerinde arkadaşlarıma anlatacağım."
'Biz örgütlendik' Ayboy'da çalışan bir işçi ise nasıl örgütlendiklerinişöyle anlattı: "Önceleri iki üç kişi bir araya geliyorduk, ancak bunun göze battığını anlayınca fabrika dışında mahallelerde işçi arkadaşlarımızla görüşmeye başladık. Her hafta başka bir mahallede toplantı yaptık. Sendika için çoğunluğu sağladık ama yasal süreç devam ediyor." Bu süre içerisinde işten atılan 12 arkadaşlarının işe iadeleri ile ilgili davanın devam ettiğini ifade eden işçi, toplantıya katılan diğer organize işçilerinden destek istedi.
ALINAN KARARLAR
Evrensel'i Takip Et