27 Kasım 2005 22:00

Tarladan sahneye...

2000 yılında bir ilke imza atarak "Arslanköy Çadır Tiyatrosu Kadınlar Topluluğu"nu kuran Mersinli köylü kadınlar, yeni sezona, Aziz Nesin'in "Sizin Memlekette Eşek Yok mu?" oyunundan uyarlanan "Uzun Eşek" isimli oyunla girmeye hazırlanıyor.

Paylaş
2000 yılında bir ilke imza atarak "Arslanköy Çadır Tiyatrosu Kadınlar Topluluğu"nu kuran Mersinli köylü kadınlar, yeni sezona, Aziz Nesin'in "Sizin Memlekette Eşek Yok mu?" oyunundan uyarlanan "Uzun Eşek" isimli oyunla girmeye hazırlanıyor. Tarlada, bahçede, inşaatta ve ormanda bir yanda günlük işlerini yaparken bir yandan da oyuna hazırlanan kadınlar, ilk defa eşleri ve çocukları ile birlikte sahne alacak. Mersin'in Arslan köyünde Öğretmen Hüseyin Arslanköylü'nün girişimi sonucu 7 köylü kadın tarafından kurulan topluluk, 2000 yılında içki içen eşi tarafından ezilen ve erkeğin birçok baskısına maruz kalan bir kadının yaşamının anlatıldığı "Kadının Feryadı" oyunuyla ilk kez sahneye çıkmıştı. Yeni oyunun, öncekilerden farkı, kadınların eşleri ve çocuklarının da tiyatro sahnesinde yerlerini alacak oluşu. Arslan köyü kadınları, tiyatroyu ve hayatlarını anlattı. Esma Çınar (45): "Köyde, kilim dokuyarak, ekmek yaparak, çapa yaparak ve ormana giderek geçimimizi sürdürüyoruz. Evliyim 2 çocuğum var. İlk başta biz düşündük, oynayabilir miyiz? Toplandık, oynamaya karar verdik. Hiç zor olmadı. Tiyatro çalışması varsa, yorgunluğu, yoksulluğu, her şeyi unutuyorum. Gündelik işlerde değişen bir şey yok. Dışarı iş, evde iş, sonra tiyatroya gidiyorum". Ümmü Kurt, (44): "Bağ bahçe ile uğraşıyorum. İlk önce olur mu, diye düşündüm. Şimdi memnunum. Salonumuz yok. Okulda çalışıyoruz. Evde, tarlada çalışırken ve çocuklara bakarken birden sahneye çıktık. İlk oyunda 'Yapabilir miyim?' diye düşündüm. Ancak hep kendi yaşantımızı ele alıyoruz, o yüzden zorluk çekemiyoruz. Okulda hizmetli olarak çalışıyorum. Eve gelince ev işleriyle uğraşıyorum, yemek yapıyorum. Sonra tiyatro çalışmasına gidiyorum. Kadınların başaracağı bir şeyler olduğunu gösterdik. 5 çocuğum var onlarla ilgilenmek, iş ve ev, ardından tiyatro zor oluyor, ama idare ediyorum". Saniye Cengiz (37 ): "Yevmiye ile inşaatta çalışıyorum. 19 yıldır inşaat ustalığı yapıyorum. Duvar örüyorum. Toplumda erkeklere mal edilen işler var. Geçim sıkıntısı her işi yaptırıyor. Maddi sıkıntı çekeceğime çalışırım, diye düşündüm. İnşaata başladım. Tiyatro dendiği zaman önce düşündüm, yapamam diye korktum. Çocuğum var, insanlar nasıl bakar diye düşündüm. Kararsızdım, sonra tiyatroya başladım. Şimdi eşim ile birlikte sahneye çıkacağız. Tiyatroda en büyük desteği eşimden görüyorum." Cennet Güneş, (35): "Bahçe'ye, ormana gidiyorum. Çocuklara bakıyordum. Tiyatroyu hiç yapamam diye düşünüyordum. İlkokul mezunuyum. Sonra düşündüm, tarlada çalışırken kafamı veriyorum ve becerebiliyorsam bunu da yaparım dedim. Eşim destek verdi. Yorgun gelip çalışmalara girmek zor oluyor. Gidebileceği yere kadar gideceğiz. Destekler devam ettiği sürece biz bu işe devam edeceğiz." Zeynep Fatih (35): "Evliyim 2 çocuğum var. Köyde herkes nasıl yaşıyorsa öyle geçiyordu benim de yaşamım. Tarla, bağ, bahçe işine gidiyordum. Şimdi işlerimizin içine tiyatro da eklendi. Biraz daha da yorulmaya başladık. Ama istek var. Köyde önceleri alay ediyorlardı. Şimdi 'Oyun yok mu?' diye sormaya başladılar. İlk oyunda kalbim duracak gibiydi. İlk oyunu bizim köyde sahneledik. Sahneye çıktım ve baktım ki istersem yapabilirim".

Fatma Kahraman (44): "Elma topluyorum, şeftali topluyorum, bu işlere alıştık. Köy yerinde nasıl böyle bir şey olur diye düşündüm ilk etapta. Ancak daha sonra kadınlar tarlada, bahçede çalışıyor kimse kötü bakmıyorsa bunu da kabullendiririz diye düşündüm".

ÖNCEKİ HABER

Picasso'ya ilgi yoğun

SONRAKİ HABER

Emek Partisi ile yola devam

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...