28 Şubat 2005 23:00
Yaşadığın kent keyif vermeli
Bursa'nın Nilüfer ilçesi 1980'li yıllarda toplu konut bölgesi olarak dikkatleri çekti. Batı kısmından Bursa'ya kucak açan belde, sanayinin gelişmesiyle birlikte ilçe kimliği kazandı. Nilüfer Belediyesi son dönemlerde ise kültür sanat faaliyetleriyle dikkat çekiyor. İki dönemdir belediye başkanlığı yapan Mustafa Bozbey, "İnsana dair önemli uygulamalarımızla AKP rüzgarının estiği dönemde ipi göğüsledik" diyor. Bozbey ile kültür sanat etkinlikleri ile doğa ve çevre koruma faaliyetleri hakkında görüştük.
-Belediyenizde kültür sanat faaliyetleri öne çıkıyor. Halkın düşüncesi de olumlu yönde. Bunun nedenini açıklar mısınız? Ülkemizde belediyeler yol, köprü, park yapan kurumlar olarak görülüyor. Elbette ki yol, köprü, park yapmak gereklidir. Belediye yönetimi bir kent yönetimidir. Yani kentli insanın değişimine dönüşümüne öncülük eden bir kurumdur belediye. Bizim hedefimiz, ilçemizin eğitim, bilim, kültür sanat ve spor kenti olmasıdır. Bu konuda projeler üretiyoruz. Vatandaşın yolu çamurdur. Vatandaş yolun yapılmasını talep etmiştir. Üç-dört ay sonra yapsak neyi kaybederiz? Sadece vatandaşın oyunu kaybederiz. Ama kültür ve sanatı üç ay önce hayata geçirip uygularsak vatandaşın beynini kazanırız. Üç-dört ay sonra yolu yaptığınızda vatandaş zaten o yolun yapıldığı tarihi bile unutacaktır. Çünkü farklı bir şey istemeye başlayacaktır. Ama siz kültür sanatı onun ayağına getirdiğinizde hiç unutmayacaktır. Örneğin; üç okulumuzda müzik kurslarına başladık. Bu okullarda müzik odaları yaptık. Binlerce öğrencimiz buralarda dersler alıyor. Amacımız müzisyen yetiştirmek değil; bu kentte iyi bir müzik dinleyicisi yetiştirmek. Bir süre sonra insanlar müzikten zevk almaya başlayacaklar.
-Uzmanlar, on yıl sonra çevre kirliliği geri dönülmez boyutlara ulaşacak diyor. Sanayi kenti olan Bursa'da belediyenizin bu konuda herhangi bir projesi var mı?
Eğitim bilim kenti olmanın alt başlığında çevre çok önemli bir yere sahip. İlköğretim kurumlarında ve ayrıca vatandaşlarımıza çevre konulu eğitimler vermekteyiz. Ambalaj dediğimiz her atığın mutlaka dönüşebilir olduğu ve onların da doğaya son derece zararlı olduğunu biliyoruz ve evlerden ambalaj atıklarının tümünü toplamaya çalışıyoruz. Çevre kirliliği sadece katı atıkların toplanmasıyla sınırlı değil. Derelerin kirlendiği bir ortamda onların temizlenmesine ve onların kirletilmemesine yönelik uygulamalarımız da var. Örneğin kentimizde boyahanelere kesinlikle izin vermiyoruz. Organize Sanayii Bölgesi'nde şartları yerine getirirse izin veriyoruz. Ayrıca çok önemli birkaç sorun daha var; Bursa'da bazı fabrikalar tarafından yeraltına kirli su atıkları basılıyor. Bursa'da önemli derecede su kaynağı sahibiyiz ve bu kaynakları kullanıyoruz da. Eğer bu gidişle BUSKİ ve ya DSİ bu fabrikaların yaptığı yeraltına basılan kirli sulara engel olamazlarsa çok yakında ilde bir facia olabilir. Özellikle suyu yeraltından beslenen mahallelerimizde çok dikkatli olmak lazım. İnsan sağlığına zarar verici yönde herhangi bir şey olabilir.
-Bu konuda önlem alınıyor mu? Bu konuda zaman zaman düşüncelerimizi, görüşlerimizi iletiyoruz. Ama müdahalenin olmadığını da biliyoruz. Bu konuda BUSKİ ve DSİ yetkililerinin çok fazla duyarlı olduklarını söylemek mümkün değil. Yeraltı suları her geçen gün kirletilmektedir. Derhal müdahale edilsin yoksa sağlık anlamında bir faciaya sebep olabiliriz. Fabrikaların çevreye bırakmış oldukları gazlarda önemli derecede çevre kirliliğine yol açmaktadır. Bu konuda da hem Büyükşehir Çevre Dairesi'yle hem de Çevre İl Müdürlüğü ile çok sıkı çalışıyoruz. Çünkü bizim öyle bir birimimiz yok. Ancak bu konuda da ilgili yerlerin yetersizliğini görüyoruz ve kendi içimizde bir çevre birimi oluşturmayı düşünüyoruz. Hem çevreye yayılan gazlarla ilgili hem derelere verilen kirli atıklarla ilgi kesin müdahaleyi yapmayı planlıyoruz. Çünkü onlardan bazı şeyleri beklemenin zaman zaman çok fayda sağlamadığını gördük.
-Halkın üniversiteden yararlanması için projeleriniz vardı. Bundan söz eder misiniz? Uludağ Üniversitesi ile yürüttüğümüz Spor Okulları Projemiz var. Bu projede atletizm ağırlıklı spor faaliyetlerinin yürütülmesini hedefliyoruz. Atletizmde başarılı olan ülkeler diğer sporlarda da başarılı olmuşlardır. Bunun için atletizme önem veriyoruz. Eğitim ve sağlık projelerimiz de var. Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı ile ortak ürettiğimiz Halk Sağlığı Projelerimiz var. Birinci basamak sağlık hizmetinin doğru verilmesi durumunda hastanelere giden insan sayısının çok daha azalacağını düşünüyoruz. Bunun için halk sağlığının son derece önemli olduğunu düşünüyoruz ve bu yönde çalışma yürütüyoruz. Nilüfer'de yaklaşık 25 bin kişi proje kapsamında. Her üç ayda bir de veriler elde ediyor ve kamuoyu ile paylaşıyoruz.
- Bursa'nın bütün ilçelerinde AKP'li belediye başkanları seçildi. Siz, Nilüfer'de ikinci kez seçildiniz? CHP'li kimliğinizden çok yaptığınız çalışmalardan dolayı seçildiğiniz söyleniyor. Siz neye bağlıyorsunuz? Bizim amacımız kentliyi değiştirmek, dönüştürmek ve kentten keyif almasını sağlamak. Birinci dönemde bunların altyapısını ve uygulamalarını yaptık. Birçok insan sosyal belediyeciliği anlatırken şu kadar aşevim var, şu kadar insana yemek verdik, şu kadar insana burs verdik ve onlarla sürekli birlikte olup medyaya poz verirler. Biz tam tersini yaptık. Önce insan diyoruz ve insan onurunu ayaklar altına alacak hiçbir şeye girmedik. İnsanın mutluluğu bizim için son derece önemlidir. İnsanın zor anının kullanılmasına kesinlikle karşıyız. Biz de burs veriyoruz ama hiçbir öğrenciyi tanımayız. Veya vatandaşa biz ihtiyacı olduğu için odun kömür yardımı yapıyoruz, ilaç yardımı yapıyoruz, çocuğuna katkıda bulunuyoruz. Ama gidip onu malzeme yapmayız. Ama o vatandaşın düğünü varsa gider orada çifte telliyi beraber oynarız, o zaman fotoğraf çektiririz o ayrı bir şey, o mutlu andır. Genel olarak hizmet anlayışımız bu. İnsana dair önemli uygulamalarımızla AKP rüzgarının estiği dönemde ipi göğüsledik.
Mustafa Bozbey kimdir? 1962 yılında Nilüfer ilçesinde dünyaya geldi. İlkokulu Özlüce İlkokulu'nda, orta ve lise öğrenimini Bursa Cumhuriyet Lisesi'nde tamamladı. Yüksek öğrenimini 1980 yılında girdiği Anadolu Üniversitesi'nde gördü. Mühendislik Mimarlık Fakültesi-İnşaat Mühendisliği Bölümü'nü okudu. Aynı okulda yüksek lisans öğrenimini tamamlayıp İnşaat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. 1986 yılında projecilik ile başladığı meslek hayatına, daha sonra mesleğiyle ilgili taahhüt işleri yaparak devam etti. 18 Nisan 1999 seçimlerinde DSP'nin Nilüfer Belediye Başkan adayı olarak girdiği seçimde Nilüfer'in üçüncü belediye başkanı oldu. Yeni yapılanan Nilüfer'e çağdaş bir kentleşme vizyonu kazandıran Bozbey, 28 Mart 2004 seçimlerinde bir kez daha Nilüfer Belediye Başkanlığı'na aday oldu. Seçimlere bu kez CHP'den giren ve başarılı çalışmalarıyla halkın takdirini kazanan Bozbey, bu takdirin sandığa yansıması sonucu yeniden belediye başkanlığına seçildi.
-Belediyenizde kültür sanat faaliyetleri öne çıkıyor. Halkın düşüncesi de olumlu yönde. Bunun nedenini açıklar mısınız? Ülkemizde belediyeler yol, köprü, park yapan kurumlar olarak görülüyor. Elbette ki yol, köprü, park yapmak gereklidir. Belediye yönetimi bir kent yönetimidir. Yani kentli insanın değişimine dönüşümüne öncülük eden bir kurumdur belediye. Bizim hedefimiz, ilçemizin eğitim, bilim, kültür sanat ve spor kenti olmasıdır. Bu konuda projeler üretiyoruz. Vatandaşın yolu çamurdur. Vatandaş yolun yapılmasını talep etmiştir. Üç-dört ay sonra yapsak neyi kaybederiz? Sadece vatandaşın oyunu kaybederiz. Ama kültür ve sanatı üç ay önce hayata geçirip uygularsak vatandaşın beynini kazanırız. Üç-dört ay sonra yolu yaptığınızda vatandaş zaten o yolun yapıldığı tarihi bile unutacaktır. Çünkü farklı bir şey istemeye başlayacaktır. Ama siz kültür sanatı onun ayağına getirdiğinizde hiç unutmayacaktır. Örneğin; üç okulumuzda müzik kurslarına başladık. Bu okullarda müzik odaları yaptık. Binlerce öğrencimiz buralarda dersler alıyor. Amacımız müzisyen yetiştirmek değil; bu kentte iyi bir müzik dinleyicisi yetiştirmek. Bir süre sonra insanlar müzikten zevk almaya başlayacaklar.
-Uzmanlar, on yıl sonra çevre kirliliği geri dönülmez boyutlara ulaşacak diyor. Sanayi kenti olan Bursa'da belediyenizin bu konuda herhangi bir projesi var mı?
Eğitim bilim kenti olmanın alt başlığında çevre çok önemli bir yere sahip. İlköğretim kurumlarında ve ayrıca vatandaşlarımıza çevre konulu eğitimler vermekteyiz. Ambalaj dediğimiz her atığın mutlaka dönüşebilir olduğu ve onların da doğaya son derece zararlı olduğunu biliyoruz ve evlerden ambalaj atıklarının tümünü toplamaya çalışıyoruz. Çevre kirliliği sadece katı atıkların toplanmasıyla sınırlı değil. Derelerin kirlendiği bir ortamda onların temizlenmesine ve onların kirletilmemesine yönelik uygulamalarımız da var. Örneğin kentimizde boyahanelere kesinlikle izin vermiyoruz. Organize Sanayii Bölgesi'nde şartları yerine getirirse izin veriyoruz. Ayrıca çok önemli birkaç sorun daha var; Bursa'da bazı fabrikalar tarafından yeraltına kirli su atıkları basılıyor. Bursa'da önemli derecede su kaynağı sahibiyiz ve bu kaynakları kullanıyoruz da. Eğer bu gidişle BUSKİ ve ya DSİ bu fabrikaların yaptığı yeraltına basılan kirli sulara engel olamazlarsa çok yakında ilde bir facia olabilir. Özellikle suyu yeraltından beslenen mahallelerimizde çok dikkatli olmak lazım. İnsan sağlığına zarar verici yönde herhangi bir şey olabilir.
-Bu konuda önlem alınıyor mu? Bu konuda zaman zaman düşüncelerimizi, görüşlerimizi iletiyoruz. Ama müdahalenin olmadığını da biliyoruz. Bu konuda BUSKİ ve DSİ yetkililerinin çok fazla duyarlı olduklarını söylemek mümkün değil. Yeraltı suları her geçen gün kirletilmektedir. Derhal müdahale edilsin yoksa sağlık anlamında bir faciaya sebep olabiliriz. Fabrikaların çevreye bırakmış oldukları gazlarda önemli derecede çevre kirliliğine yol açmaktadır. Bu konuda da hem Büyükşehir Çevre Dairesi'yle hem de Çevre İl Müdürlüğü ile çok sıkı çalışıyoruz. Çünkü bizim öyle bir birimimiz yok. Ancak bu konuda da ilgili yerlerin yetersizliğini görüyoruz ve kendi içimizde bir çevre birimi oluşturmayı düşünüyoruz. Hem çevreye yayılan gazlarla ilgili hem derelere verilen kirli atıklarla ilgi kesin müdahaleyi yapmayı planlıyoruz. Çünkü onlardan bazı şeyleri beklemenin zaman zaman çok fayda sağlamadığını gördük.
-Halkın üniversiteden yararlanması için projeleriniz vardı. Bundan söz eder misiniz? Uludağ Üniversitesi ile yürüttüğümüz Spor Okulları Projemiz var. Bu projede atletizm ağırlıklı spor faaliyetlerinin yürütülmesini hedefliyoruz. Atletizmde başarılı olan ülkeler diğer sporlarda da başarılı olmuşlardır. Bunun için atletizme önem veriyoruz. Eğitim ve sağlık projelerimiz de var. Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı ile ortak ürettiğimiz Halk Sağlığı Projelerimiz var. Birinci basamak sağlık hizmetinin doğru verilmesi durumunda hastanelere giden insan sayısının çok daha azalacağını düşünüyoruz. Bunun için halk sağlığının son derece önemli olduğunu düşünüyoruz ve bu yönde çalışma yürütüyoruz. Nilüfer'de yaklaşık 25 bin kişi proje kapsamında. Her üç ayda bir de veriler elde ediyor ve kamuoyu ile paylaşıyoruz.
- Bursa'nın bütün ilçelerinde AKP'li belediye başkanları seçildi. Siz, Nilüfer'de ikinci kez seçildiniz? CHP'li kimliğinizden çok yaptığınız çalışmalardan dolayı seçildiğiniz söyleniyor. Siz neye bağlıyorsunuz? Bizim amacımız kentliyi değiştirmek, dönüştürmek ve kentten keyif almasını sağlamak. Birinci dönemde bunların altyapısını ve uygulamalarını yaptık. Birçok insan sosyal belediyeciliği anlatırken şu kadar aşevim var, şu kadar insana yemek verdik, şu kadar insana burs verdik ve onlarla sürekli birlikte olup medyaya poz verirler. Biz tam tersini yaptık. Önce insan diyoruz ve insan onurunu ayaklar altına alacak hiçbir şeye girmedik. İnsanın mutluluğu bizim için son derece önemlidir. İnsanın zor anının kullanılmasına kesinlikle karşıyız. Biz de burs veriyoruz ama hiçbir öğrenciyi tanımayız. Veya vatandaşa biz ihtiyacı olduğu için odun kömür yardımı yapıyoruz, ilaç yardımı yapıyoruz, çocuğuna katkıda bulunuyoruz. Ama gidip onu malzeme yapmayız. Ama o vatandaşın düğünü varsa gider orada çifte telliyi beraber oynarız, o zaman fotoğraf çektiririz o ayrı bir şey, o mutlu andır. Genel olarak hizmet anlayışımız bu. İnsana dair önemli uygulamalarımızla AKP rüzgarının estiği dönemde ipi göğüsledik.
Mustafa Bozbey kimdir? 1962 yılında Nilüfer ilçesinde dünyaya geldi. İlkokulu Özlüce İlkokulu'nda, orta ve lise öğrenimini Bursa Cumhuriyet Lisesi'nde tamamladı. Yüksek öğrenimini 1980 yılında girdiği Anadolu Üniversitesi'nde gördü. Mühendislik Mimarlık Fakültesi-İnşaat Mühendisliği Bölümü'nü okudu. Aynı okulda yüksek lisans öğrenimini tamamlayıp İnşaat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. 1986 yılında projecilik ile başladığı meslek hayatına, daha sonra mesleğiyle ilgili taahhüt işleri yaparak devam etti. 18 Nisan 1999 seçimlerinde DSP'nin Nilüfer Belediye Başkan adayı olarak girdiği seçimde Nilüfer'in üçüncü belediye başkanı oldu. Yeni yapılanan Nilüfer'e çağdaş bir kentleşme vizyonu kazandıran Bozbey, 28 Mart 2004 seçimlerinde bir kez daha Nilüfer Belediye Başkanlığı'na aday oldu. Seçimlere bu kez CHP'den giren ve başarılı çalışmalarıyla halkın takdirini kazanan Bozbey, bu takdirin sandığa yansıması sonucu yeniden belediye başkanlığına seçildi.
Evrensel'i Takip Et