Sosyal linç yaşanıyor

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi, Barbaros Çocuk Köyü'ndeki "taciz" iddiaları ile ilgili soruşturmanın yürütülüş ve kamuoyuna yansıtılış biçiminin "bir sosyal linçe dönüştürüldüğü" eleştirisinde bulundu. SES İzmir Şube Başkanı Ergün Demir; Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) çalışanları, olayla ilgili olarak gözaltına alınıp bırakılan SES üyesi Çocuk Köyü çalışanları ve sendika avukatının da katılımıyla dün bir basın toplantısı düzenledi. Demir, aralarında kuruluş müdürü, doktor, psikolog, sosyal hizmet uzmanlarının da bulunduğu tüm köy çalışanlarının topluma suçlu olarak gösterildiğini belirterek, soruşturmaya dahil edilen tüm iddiaların küçükler arası ilişkilere yönelik olduğuna dikkat çekti.

Ders alınmadı "İddiaların bir kısmı taciz ve birbirleri ile cinsel ilişki içerse de, zorla cinsel ilişki anlamına gelen tecavüz suçlaması bulunmamaktadır" diyen Demir, basında yer aldığı gibi bakıcı annelerin küçük çocuklarla ilişkiye girdiği iddiasının da doğru olmadığını söyledi. Soruşturma kapsamında bu yönde bir şikâyet ya da bilgi bulunmadığını kaydeden Demir, "Sekiz yıldır bakıcı annelik görevi yapan ve çocuklarını bebeklikten itibaren büyütüp bugünlere getiren insanlara bu tarz yaklaşımlarda bulunmak ve kanıt da ileri sürmemek iddiaların kasıtlı olduğunu kanıtlamaktadır" dedi. Demir, SSK Okmeydanı Hastanesi'nde yaşanan "tecavüz" olayından ders alınmadığının da görüldüğünü ifade etti.

İnfial yaratıldı Sendika Avukatı Olgun Soydan da, soruşturmanın gizli yürütülmesi gerekirken, yetkili makamlar tarafından kamuoyuna infial yaratacak şekilde yansıtıldığını kaydetti. Soydan olayın başlangıcının, 13 yaşında ve zeka düzeyi geri olan bir çocuğun, 4 yaşındaki başka bir çocuğun yanağına vurması ve kasığını çimdiklemesine dayandığını, bu olayın da sosyal hizmet çalışanları tarafından çocuklarla görüşülerek raporlaştırıldığı ve üst makamlara bildirildiğini anlattı. Haklarında hiçbir suçlama bulunmadığı halde 16 çocuğun, başlarında bir sorumlu olmadan bekaret kontrolüne gönderildiğini aktaran Soydan, çocukların ve köy çalışanlarının haklarının ihlal edildiğini vurguladı. Soydan, "Bu operasyon sosyal hizmetleri yeni formatla yeni sistemle yapılandırmanın bir ayağıdır" dedi. SES Yönetim Kurulu üyesi ve SHÇEK çalışanı Turan Başkaya ise köyde çalışan personel ve çocukların haklarına sonuna kadar sahip çıkacaklarını vurguladı.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Gökçek'e inat örgütlendiler Mehmet Özer Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı EGO'ya ait otobüslerde, taşeron şirket Başkent Ulaşım ve Doğalgaz Hizmetleri Proje Taahhüt Ticaret AŞ (BUGSAŞ) bünyesinde çalıştırılan işçilerin iki aydır devam eden sendikalılaşma mücadelesi sonuç verdi. 1328 işçinin çalıştığı BUGSAŞ'ta, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in engellemelerine ve 136 şoförün işine son verilmesine rağmen 844 işçi Belediye İş'e üye oldu. İşçiler tarafından kurulan "Sendikalılaşma Komitesi", önceki gün 694 adet üye kayıt formunu Belediye İş EGO Şubesi'ne teslim etti. 150 işçinin üye kayıt formunun da önümüzdeki günlerde sendikaya teslim edileceği öğrenildi. Belediye İş EGO Şubesi'yle görüşerek üye olma isteklerini ilettiklerini ancak şube yönetiminden gereken desteği alamadıklarını anlatan işçiler kendi çabaları sonucunda çalışanların tamamına yakınını sendikaya üye olmaya ikna ettiklerini dile getirdiler. Üye formlarını Belediye İş EGO Şube Başkanı Ömer Aydoğan'a teslim eden şoförler, BUGSAŞ'ta çalışan bütün işçileri sendikaya üye yapmak için çalışmaya devam edeceklerini vurguladılar. Şoförler, bugüne kadar 136 şoförün işten atıldığına ve işten atmaların en çok sendikalılaşma hareketinin başladığı 1'inci ve 3'üncü bölgelerde yaşandığına dikkat çektiler.

Sendikacının ilginç sözleri Belediye İş EGO Şube Başkanı Ömer Aydoğan ise formları genel merkeze ileteceklerini ve genel merkezin vereceği karara göre işlem yapacaklarını söyledi. Aydoğan, BUGSAŞ'ta işten atmaların başlamasının ardından işçilerin dava açma süreciyle oyalandıklarını ve bu durumun işten atılan şoför sayısını artırdığını savundu. İşten atılan şoförlerin haklarının ancak hukuki süreçlerle aranabileceğini dile getiren Aydoğan, sendika olarak bu konuda yapabilecekleri bir şey olmadığını belirtti. Aydoğan, Türkiye'de var olan gerçekleri kabul etmek zorunda olduklarını vurgulayarak, "İşverenden olur almadan örgütlenirim diyen sendika yalan söyler" dedi. Bir işçinin "Siz bize destek mi olacaksınız köstek mi?" şeklindeki sorusuna Aydoğan, "Belli değil. Benden sokağa çıkıp eylem yapmamı beklemeyin. Geleceğinden emin olmadığım bir işte kimseyi ateşe atamam" diyerek cevap verdi.