Kılıçdaroğlu: Köstebek Beşir Atalay
Kılıçdaroğlu, açıklamada, 14 Ekim 2009 saat 22.19’da İçişleri Bakanlığı Özel Kalemi’nden Bakanlığın koruma müdürünün Kırıkkale Belediye Başkanı Veli Korkmaz’ı aradığını, Korkmaz’ın daha sonra saat 22.22’de davanın asıl faillerinden olarak nitelendirilen Mustafa Çelik’i aradığını, Çelik’in de Deniz Feneri davası dolayısıyla arama kararını İsmail Karahan’a bildirdiğini söyledi.
‘ASLINDA HERKES BİLİYOR’
Deniz Feneri köstebeğini aslında herkesin bildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, sadece “Birisinin çıkıp açıkça söylemesi lazım” dedi. Kılıçdaroğlu, Deniz Feneri davasında geçmişe dönmenin yararlı olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, Deniz Feneri Derneği’ne “kamu yararına çalışan dernek statüsü vermek istediler. Danıştay reddetti. Deniz Feneri’ne izinsiz para toplama yetkisi verdiler. TBMM’de Deniz Feneri’ne üstün hizmet ödülünü verdiler” dedi. Kılıçdaroğlu, “Almanya’da hapiste yatan adam burada vekaletname çıkardı. Bunu ortaya çıkardık kıyamet koptu ama kimse bu nasıl oluyor diye sormadı.” dedi. Beşir Atalay ile Zahid Akman arasında bir ilişki olduğunu açıkladıklarını belirten Kılıçdaroğlu, “2008'de soru önergesi verdik 2011 oldu hala cevaplanmadı. Normalde 15 gün içinde cevaplanması lazımdı. Bugün oldu hala ses yok” dedi. Türkiye’de yürüyen dava sürecine de değinen Kılıçdaroğlu hükümeti eleştirdi.
BİR DAVA DÜŞÜNÜN...
Kılıçdaroğlu, “Bir dava düşünün; Adalet Bakanı’nın görevi savcıları görevden almak, İçişleri Bakanı’nın görevi de arama yapılacağını önceden duyurmak. İnsanda biraz utanma olur. İnsan da biraz ahlak olur. Bu ahlakı sorgulamamız gerekir. Herkesin sorgulaması gerekir” dedi. Beşir Atalay’ı kasteden Kılıçdaroğlu, “Kendisi İçişleri Bakanlığı koltuğunda otururken kendi Dernekler Masası’nın verdiği 34 sayfalık raporun gereğini bugüne kadar niye yapmadı? Kim tuttu elinden? Kim müdahale etti? Bir karanlık dosyayı araladık. Bundan sonra bütün karanlık dosyaları açıklamak için çaba harcayacağız.” dedi. Güçlerini halktan aldıklarını belirten Kılıçdaroğlu, arkalarında büyük güçler olmadığını dile getirdi. Kılıçdaroğlu son olarak “Bir İçişleri Bakanı arama yapılacağını kimden öğrendi? Herhalde Emniyet Genel Müdürlüğünde çalışan polislerden. Kendi özel koruma müdürü bakanlıktan ayrıldı ama koruma müdürü hala yanında, onu ayırmıyor, olur ya başı belaya girerse ya konuşursa. Bütün gerçekleri sizlerle paylaştım” dedi. (ANKARA/EVRENSEL)
ATALAY: KÖSTEBEK DEĞİLİM
Öte yandan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Deniz Feneri soruşturmasıyla ilgili iddialarına yanıt verdi. Beşir Atalay, soruşturmada “köstebek” olduğu yönündeki iddiaları yalanladı. Kılıçdaroğlu’nun açıklamasını “hukuk ihlali” olarak değerlendiren Atalay, “Hiçbir davayla ilgili yönlendirmem olmamıştır” dedi. Kılıçdaroğlu’nun kendisini hafiye gibi konumlandırdığını söyleyen Atalay, “CHP lideri parti içi rahatsızlıkları örtmek istiyor” dedi. Atalay, “CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu köstebek arıyorsa gizli soruşturma dosyasını sızdıranlara baksın” diye konuştu.
ADALET BAKANLIĞI: AÇIKLAMALAR GERÇEĞE AYKIRI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında Deniz Feneri davasına ilişkin yaptığı açıklamalara Adalet Bakanlığı da yanıt verdi. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, "Savcılar bakanlık tarafından görevden alınmamıştır. Savcıları Ankara Başsavcılığı görevden aldı. Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları gerçeğe aykırı" denildi.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın ardından Adalet Bakanlığı da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında yaptığı açıklamalara ilişkin açıklama yaptı. Adalet Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait arama kararının” Cumhuriyet Savcıları tarafından kapatıldığı konusunun daha önce de gündeme geldiği belirtilerek, "Daha önce bununla ilgili bir açıklama yapılmıştı. Söz konusu basın açıklamasında, mahkeme kararında geçen şüphelilere ait isim ve adreslerin, delil karartma durumunun önüne geçilmesi amacıyla sadece Erzincan’a faksla gönderilen metin üzerinde yapıldığı, Erzurum’dan Erzincan’a gidildiğinde kararın aslının ilgililerle paylaşıldığı vurgulanmıştır. Dolayısıyla bu olayda, iddia edildiği gibi mahkeme kararının değiştirilmesi ve mahkemenin iradesine aykırı bir uygulamanın yapılması söz konusu değildir" denildi.
Erzurum Cumhuriyet Savcıları ile Deniz Feneri soruşturmasını yürüten savcıların durumunun tamamen farklı olduğunun ileri sürüldüğü açıklamada, "Deniz Feneri soruşturmasıyla ilgili olarak şüpheli avukatları tarafından savcılar hakkında yapılan şikayet başvuruları üzerine, söz konusu iddialar HSYK müfettişlerince incelenmiş ve mahkeme kararındaki bazı bölümlerin üzerinin kapatılarak, mahkemenin kararına aykırı uygulamaların yapıldığı tespit edilmiştir. Bunun üzerine HSYK tarafından gerekli adli ve idari süreç başlatılmıştır. Müfettişlerce, inceleme yapılıp soruşturma aşamasına geçilmesi üzerine ilgili savcılar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Deniz Feneri soruşturmasından alınmıştır" denildi. Açıklamada, savcıların Adalet Bakanlığı tarafından görevden alındığı iddiasının tümüyle gerçek dışı olduğu belirtilerek, "Hem Erzurum Cumhuriyet savcılarıyla ilgili iddialar, hem de Deniz Feneri soruşturmasını yürüten Cumhuriyet savcılarının durumu defalarca kamuoyuna açıklanmasına ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun da konunun mahiyetini bilmesine rağmen gerçeğe aykırı açıklamalarda bulunmasını kamuoyunun takdirine sunuyoruz" denildi.
Evrensel'i Takip Et