06 Mart 2011 11:30

Polis otobüs taşladı

Meydanlarda iş, ekmek, özgürlük mücadelesi verenlere yönelik gösterdikleri şiddet konusunda aynı azmi, isteği sergilemeseler dahi polisin, futbol taraftarlarına farklı davrandığını söyleyemeyiz. Herhangi bir sebep aramaksızın toplumsal olaylarda eylemcilerin üzerine vahşice saldıran devletin kolluk kuvvetleri, söz konusu tribünler

Polis otobüs taşladı
Paylaş
Faruk Ayyıldız

Meydanlarda iş, ekmek, özgürlük mücadelesi verenlere yönelik gösterdikleri şiddet konusunda aynı azmi, isteği sergilemeseler dahi polisin, futbol taraftarlarına farklı davrandığını söyleyemeyiz. Herhangi bir sebep aramaksızın toplumsal olaylarda eylemcilerin üzerine vahşice saldıran devletin kolluk kuvvetleri, söz konusu tribünler olduğu zaman aynı vahşeti sergileyebiliyor. Yıllardır yaşanan tribün olaylarında suçlu taraf hep kavga eden 3-5 taraftar olmuşken, tüm bu kargaşanın arasında insanları birbirine düşman eden, şiddetin önünü açan provokatör medya, TFF, kulüp yönetimleri, emniyet güçleri hiç gündeme gelmemiştir. Örnek verecek olursak olay çıkma ihtimali yüksek maçlarda haftalar öncesinden tarafları birbirine düşürmek, olay çıkartabilmek için provokasyon içerikli haberler, yayınlar yapmaya başlayan medya olaylar sonrası “futbol teröristleri iş başındaydı” diyerekten olayın içerisinden sıyrılma derdine düşer.

Taraftar gruplarına bedava bilet dağıtan, amigoları maaşa bağlayan, hatta çoğu zaman olay çıkarmaları için teşvikte bulunan, çıkan olaylar sonrasında ise “bunlar bizim taraftarımız olamaz” ile aklanmaya çalışan yönetimlerinin medyadan daha az suçlu olduğunu söylemeye imkân yok. Tabi bu kadar olay oluyorken Türkiye’de toplumun kâbusu haline gelmiş polisi es geçmek mümkün mü? Hak mücadelesi verenlere “terörist, hain, komünist, öldürün fark etmez” gözüyle bakan kolluk kuvvetlerinin taraftara bakış açısı “serseri, bir grup ayyaş, dövsen kim ne der ki” acabadan başkası değil. O yüzden kapalı spor salonunda biber gazı ile taraftara saldıracak kadar gözleri dönebilmektedir. Bunca sorun arasında yıllardır aynı klişe söylemleri, tekrar eden diğer kurum ise Türkiye Futbol Federasyonu. Taraftarlar arasında çıkan olayların ve bu teröristlerin (!)hala yok edilememiş olmasını her defasında yasaların eksikliğine bağlamak acizliğine kapılıyorlar. Tribün olaylarının tüm boyutunu bir kenara bırakarak kavga eden birkaç taraftarı tutuklamanın kökten çözüm getireceğini savunmak ne kadar mantıklı olabilir ki? Tekrardan şiddete dönecek oynanan Turgutluspor – Göztepe, Fenerbahçe – Beşiktaş maçlarında yaşanılanları es geçmek pek mümkün değil. Takımlarının Turgutluspor ile yapacağı maçı için Manisa’ya giden Göztepe taraftarına polisin biber gazı ve cop ile saldırması devamında bununla yetinmeyip taraftar otobüslerini taşlaması gündem oluşturdu. Burjuvazi medyasının olayı ciddiye almayıp, polisin taraftar otobüslerini taşlamasını eğlenceli bir durummuş gibi yansıtması devletin polisi kurşun atıyor, taş atmış çok mu mantığından gelse dahi otobüs camlarını taşlayan polis profili polis terörünün yaftaya ihtiyacı olmadığını gösteriyor.

Bununla birlikte polislerin, Beşiktaş maç bileti alabilmek için gişedeki Fenerbahçe taraftarlarından bazılarını “senin tipini beğenmedim” “Cuma günü burada ne işiniz var” diyerekten sıradan çıkararak coplaması, küfürler etmesi emniyetin, taraftara bakış açısını tekrardan gün yüzüne çıkarıyor. Yani mübarek Cuma günü camide olması gereken insanlar onlara göre bilet kuyruğundaydı ve hakareti hak ediyorlardı. Tipini beğenmediğini sıradan çıkaran, istediğini coplayan, küfürler yağdıran, tepki göstereni ise gözaltına alıp tüm bilet sırasını biber gazına bulayan, otobüs camlarını taşlayan polislere karşı tek çare tribünlerin örgütlenmesi ve ortak hareket etmesidir. Almanya’da bir süre önce gerçekleştirilen ultrAs yürüyüşü Türkiye için önemli bir örnek olmalıdır. Son dönemler Türkiye’de bir hareketlenme olsa dahi henüz yeterli değil.

ÖNCEKİ HABER

Türkiye'de gazeteci olmak!...

SONRAKİ HABER

20 Bin Suudi 11 Mart’ta Sokaklara Dökülecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...