15 Şubat 2004 23:00
Temir Beg ile Hemîd Beg
Seçim Meydanı'nda...
Belediye bünyesinde ilk resmi Kürtçe oyun olarak sahneledikleri Jan a Zırav ile dikkatleri çeken Sur Belediyesi Şehir Tiyatrosu "Hılbıjartın/Seçim" adlı Kürtçe komedi oyunu ile ikinci kez seyircisi karşısına çıkıyor.
Önceki gün Diyarbakır Büyükşehir Tiyatro Salonunda sahnelenen oyun, çok sayıda kişi izledi.
Seçim...
İki aşiret ağası olan Temir Beg ile Hemıd Beg'in muhtarlık için birbirlerine karşı sürdürdükleri kıyasıya mücadeleyi konu alan komedi oyunu, dikkate değer bir çok yönü ile öne çıktı. Bu izlenime sonuç olabilecek temel başlığın da seyircilerin oyunun başından bitimine kadar " katıla katıla " gülmelerinden somutlandığını söylersek yanlış olmaz. Birincisi, oyun her şeyden önce tuhaf ve şaşırtıcı karışıt görüntüleri birleştirerek güldürmeye yöneliyor. Ama buna karşın "iktidar için her yol mubahtır" anlayışıyla sürdürülen iki yüzlü siyasete de gözler önüne serdiği için de başka bir "gülünçlük" olarak seyirciyle paslaşıyor.
Bugünün siyaset kurumunun sistemle olan uyumlu bağlarını birçok yanıyla betimleyen oyunun sahnedeki asıl ateşleyici yanı ise, seçim meydanlarında sahne alanlar ve üst perdede eşlik eden planlar, stratejiler ve kulislerde geçen dialoglar oluşturuyor.
Propaganda aynı Mesela gerek Temir Beg, gerekse Hemid Beg, köylülerin oylarını almak için kurmaylarıyla bir takım planlar yaparlar. Bu planların keşistiği nokta rüşvet, yalan yolu ile oy satın alma oluştururken, yapılan propaganda yer alan popüler kültür kavramlarının siyaset kültüründeki yansıyışı izleyicilerin gülüşmlelerine (kendi aralarında yorumlamalar olmadı değil elbette) doğrudan cerayan etmesine yol açıyordu. Burda kendisini hissettiren en önemli vurgu, 'Begler'in propagandalarını sürdürürken; bir taraftan kullandıkları araçlarla hem ait oldukları sınıfın genel çıkarına korumak, hem de sahip oldukları veya çıkarlarıyşla ortak oldukları tekellerin güçlenmesi için kendi aralarında sürdürdükleri haksız rekabeti artırmak. Bir çok temel ideolojik olgulara da gönderminin yapıldığı bu sahneler oyunda biri biriye yarışırken, bu sürtüşmenin en canlı bölümü ise, son dönemlerde epey tartışılan Coca Cola ile Cola Turka arasındaki rant-ideoloji savaşında oluşan tablonun, seçim arenasında Begler arasında süren kavgaların bir parçası olması. Amblemi ampul olan parti ısrarla köylülere "Cola Turka" dağıtırken, diğer parti "Coca Cola" dağıtıyor. Ama her ikisinin de üzerinde anlaştığı noktalar yok değil. Yapacakları mitinglere kimleri çağıracakları konusunda hem fikirler; her iki tarafta kurmayları arasında "dansöz", "sanatçı", "dengbej" getirelim diyorlar; bir de İbo mu olsun Asen'a mı olsun tarşımsı yapılıyor. Tabi bunu yaparken de lokanta ve yemekhaneye dönüştürülen seçim meydanlarının "Uzanvari propaganda"ları da yerini alıyor. Ama sorun da burada ya; Begler züğürtleşene kadar elinde ne varsa vermelerine karşın, bunların hiçbiri tutmuyor köylüler arasında. (Doğrusu günümüz açısından pek de iyimser bir gerçeklik olmasa da!) Bu, 'Begler'e yeni yöntemler, yeni arayışları dayatır; bu defa iktidarları için dini motifleri devreye sokmak düşüyor. Onu da yapıyorlar. Ama nafile, yine etkisiz kalıyorlar. Muhtar Ayşen Hanım! Bu noktadan sonra oyunda pek ağırlğı olmayan kadınlar öne çıkıyor. Yönetmen, oyunun başından beri kadınların 'Begler' tarafından ikinci planda tutulduğu hatta yok sayılmaları söz konusu olduğu olgusunun boyutlarını sezdiriyor. Ve kadınların kendi aralarında örgütlenmesine yol veriyor. En son 'Begler' için hiç de hoş olmayan bir sonuç ortaya çıkıyor; muhtarlığı adaylığını koyan Ayşen Hanım kazanıyor. İzleyicilerin arada bir alkışlarıyla dikkat çeken tek perdelik oyun, genel çerçeve içinde çok yönlü bir sorgu/eleştiri. Oyunun itici gücü olan dialoglarda yerleştirilen Kürtçe deyimlerin sık sık kulanılması oyunun özgünlüğünün yakalanmasında önemli bir etmen olurken, oluşan sıcak atmosferde hem izleyiciler hem de oyuncular tiyatro salonundan keyifle ayrıldılar.
Tesadüf değil Oyun yönetmeni M. Emin Yalçınkaya, oyunun bir tesadüfü olmadığını belirterek, repertuarlarında, toplumsal yapıyı irdeleyen, insanların yaşamında olumsuzluklar yaratacak konuları tiyatro dili mesaja dönüştürmek olduğunu dile getiriyor. "Özellikle medya tarafından magazinleştirilen kimi olayları gerçekçi bir temelde vermeye ve buna işaret etmeye yönelik oyunlar yapmaya dikkat ediyoruz" diyen Yalçınkaya, 90 yılından bu yana bir ekip olarak tiyatro çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti. Bu arada, oyunun en enterasan olduğu kadar düşündürücü olan yanı ise, oyunda adı geçmese de -oyun yazarına buna dikkat çekiyor- oyunun geçtiği yer; 3 Kasım seçiminden sonra yapılan ara seçimle Erdoğan'ı Başbakanlık yolu açan Siirt köyüdür. Bunun yanında bir başka dikkat çekici nokta ise, seçimleri simgelemek adına dekorda kullanılan serbest çağrışımlı nesneler. Bir tanesi partiler adına seçim meydanına çıkan muhtar adayı Beg'in elindeki megafon yerine, dibi kesilerek çıkarılmış, aliminyum sürahi.... Bir diğer diğeri;-DGM'lik olan sineklik meselesini hatırlatıyor - moruyla, yeşiliyle ve kırmızıya çalan renkleriyle up uzun ipeksi kumaşlar....
Propaganda aynı Mesela gerek Temir Beg, gerekse Hemid Beg, köylülerin oylarını almak için kurmaylarıyla bir takım planlar yaparlar. Bu planların keşistiği nokta rüşvet, yalan yolu ile oy satın alma oluştururken, yapılan propaganda yer alan popüler kültür kavramlarının siyaset kültüründeki yansıyışı izleyicilerin gülüşmlelerine (kendi aralarında yorumlamalar olmadı değil elbette) doğrudan cerayan etmesine yol açıyordu. Burda kendisini hissettiren en önemli vurgu, 'Begler'in propagandalarını sürdürürken; bir taraftan kullandıkları araçlarla hem ait oldukları sınıfın genel çıkarına korumak, hem de sahip oldukları veya çıkarlarıyşla ortak oldukları tekellerin güçlenmesi için kendi aralarında sürdürdükleri haksız rekabeti artırmak. Bir çok temel ideolojik olgulara da gönderminin yapıldığı bu sahneler oyunda biri biriye yarışırken, bu sürtüşmenin en canlı bölümü ise, son dönemlerde epey tartışılan Coca Cola ile Cola Turka arasındaki rant-ideoloji savaşında oluşan tablonun, seçim arenasında Begler arasında süren kavgaların bir parçası olması. Amblemi ampul olan parti ısrarla köylülere "Cola Turka" dağıtırken, diğer parti "Coca Cola" dağıtıyor. Ama her ikisinin de üzerinde anlaştığı noktalar yok değil. Yapacakları mitinglere kimleri çağıracakları konusunda hem fikirler; her iki tarafta kurmayları arasında "dansöz", "sanatçı", "dengbej" getirelim diyorlar; bir de İbo mu olsun Asen'a mı olsun tarşımsı yapılıyor. Tabi bunu yaparken de lokanta ve yemekhaneye dönüştürülen seçim meydanlarının "Uzanvari propaganda"ları da yerini alıyor. Ama sorun da burada ya; Begler züğürtleşene kadar elinde ne varsa vermelerine karşın, bunların hiçbiri tutmuyor köylüler arasında. (Doğrusu günümüz açısından pek de iyimser bir gerçeklik olmasa da!) Bu, 'Begler'e yeni yöntemler, yeni arayışları dayatır; bu defa iktidarları için dini motifleri devreye sokmak düşüyor. Onu da yapıyorlar. Ama nafile, yine etkisiz kalıyorlar. Muhtar Ayşen Hanım! Bu noktadan sonra oyunda pek ağırlğı olmayan kadınlar öne çıkıyor. Yönetmen, oyunun başından beri kadınların 'Begler' tarafından ikinci planda tutulduğu hatta yok sayılmaları söz konusu olduğu olgusunun boyutlarını sezdiriyor. Ve kadınların kendi aralarında örgütlenmesine yol veriyor. En son 'Begler' için hiç de hoş olmayan bir sonuç ortaya çıkıyor; muhtarlığı adaylığını koyan Ayşen Hanım kazanıyor. İzleyicilerin arada bir alkışlarıyla dikkat çeken tek perdelik oyun, genel çerçeve içinde çok yönlü bir sorgu/eleştiri. Oyunun itici gücü olan dialoglarda yerleştirilen Kürtçe deyimlerin sık sık kulanılması oyunun özgünlüğünün yakalanmasında önemli bir etmen olurken, oluşan sıcak atmosferde hem izleyiciler hem de oyuncular tiyatro salonundan keyifle ayrıldılar.
Tesadüf değil Oyun yönetmeni M. Emin Yalçınkaya, oyunun bir tesadüfü olmadığını belirterek, repertuarlarında, toplumsal yapıyı irdeleyen, insanların yaşamında olumsuzluklar yaratacak konuları tiyatro dili mesaja dönüştürmek olduğunu dile getiriyor. "Özellikle medya tarafından magazinleştirilen kimi olayları gerçekçi bir temelde vermeye ve buna işaret etmeye yönelik oyunlar yapmaya dikkat ediyoruz" diyen Yalçınkaya, 90 yılından bu yana bir ekip olarak tiyatro çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti. Bu arada, oyunun en enterasan olduğu kadar düşündürücü olan yanı ise, oyunda adı geçmese de -oyun yazarına buna dikkat çekiyor- oyunun geçtiği yer; 3 Kasım seçiminden sonra yapılan ara seçimle Erdoğan'ı Başbakanlık yolu açan Siirt köyüdür. Bunun yanında bir başka dikkat çekici nokta ise, seçimleri simgelemek adına dekorda kullanılan serbest çağrışımlı nesneler. Bir tanesi partiler adına seçim meydanına çıkan muhtar adayı Beg'in elindeki megafon yerine, dibi kesilerek çıkarılmış, aliminyum sürahi.... Bir diğer diğeri;-DGM'lik olan sineklik meselesini hatırlatıyor - moruyla, yeşiliyle ve kırmızıya çalan renkleriyle up uzun ipeksi kumaşlar....
Evrensel'i Takip Et