MSF’de emek mücadelesi tartışıldı
Panelde ilk olarak konuşan Erkan Aydoğanoğlu, emek sürecinin dönüşümü ve sendikaların örgütlenme tarihi konularında bilgi verdi. Eskiden tek bir büyük fabrikada on binlerce işçinin çalıştığını belirten Aydoğanoğlu, “Şimdi ise üretim bölünmüş durumda. Bu durum örgütlenmenin önünde engel teşkil ediyor. Taşeronlaştırmayı hızlandırıyor”dedi. Türkiye’de ve dünyada sendikalaşma oranın yıllar içinde düştüğüne dikkat çeken Aydoğanoğlu, “Anayasada sendikalaşma hakkı tanınsa da patronlar bu hakkı kullanmak isteyen işçiyi işten atıyor. Hiçbir patron bu yüzden cezalandırılmıyor. Yeni çıkan yasalarla esnek çalışma yaygınlaştırılıyor” diye konuştu. Taşeronlaştırmanın sendikasızlaştırma anlamına geldiğini ifade eden Aydoğanoğlu, “Sendikal örgütlülüğün yeniden arttırılması için birlik ve dayanışma somut olarak geliştirilmeli. Sendikal bürokrasiye karşı mücadele edilmeli. Örgütsüz işçiler örgütlenmeli. Sendikalar ülke sorunlarında taraf olmalı” dedi.
‘SINIF SENDİKACILIĞI HAYATA GEÇİRİLMELİ’
EMEP GYK Üyesi Mehmet Türkmen ise sendikaların sınıf mücadelesinin bir örgütü olması gerektiğini belirterek, “Dünyada ve bölgedeki gelişmelere burjuvazi kendi cephesinden müdahalelerde bulunmaktadır. Sendikaların da emekten yana yaşanan sorunlarda müdahil olması gerekiyor. Emekçilerin sadece ekonomik taleplerini savunan bir sendikacılıktan öte siyasi taleplerin savunulduğu bir sendikacılık geliştirilmelidir” dedi.
EMEP’in bölgede Kürt işçi sınıfının örgütü olarak örgütlendiğini söyleyen Türkmen, Kürt ve Türk işçilerin sınıf olarak örgütlenmesi gerektiğini, ulusal taleplerin sınıfsal taleplerle birleşmesi gerektiğini kaydetti. İşçi sınıfının çıkarının ulusların gönüllü birlikteliğinde olduğunu belirten Türkmen, son dönemde artan operasyonlara ve Kürt siyasetçilerinin tutuklanmasına tepki göstererek, AKP hükümetinin savaş politikalarına karşı sendikaların, emek örgütlerinin karşı çıkması gerektiğini söyledi.
DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün ise, iş güvenliğinden yoksun kesimlerin örgütlenmesinin önemine dikkat çekerek, mevcut sendikaların sınıf sendikacılığıyla ayakta kalabileceğini söyledi. Birçok ülkede insanca bir yaşam talebiyle insanların sokağa çıktığını belirten Görgün, “Biz bu süreçte ısrarla, bölgemizde, yani Anadolu’da, yani Mezopotamya’da, yani Ortadoğu’da Türk, Kürt, Arap halklarının kardeşliği temelinde, en geniş cepheyi örmek durumundayız. Bunu yapacak irade özgürlük ateşi ile barışın meşalesini yakmaktan geçiyor. Bunun yolu emek ve demokrasi mücadelesini kararlı bir biçimde örmekten geçiyor”diye konuştu.
Görgün’ün ardından konuşan Ekrem May da, Kürdistan Federal Bölgesi’nde sivil örgütlenmenin üniversite, sendika ve sivil toplum örgütlenmelerinden mevcut olduğunu belirterek yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi verdi. (Diyarbakır/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et