310. Cumartesi
Faili meçhul cinayete kurban giden ve kaybedilen yakınlarının akıbetinin bulunması ve faillerden hesap sorulması için yağmur çamur demeden her hafta adalet arayışlarını sürdüren Cumartesi Anneleri, aynı taleple 310. haftada yine Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. "Failler belli, kayıplar nerede?" pankartı açarak yakınlarının akıbetini soran kayıp yakınlarının ellerinde bu haftada yine yakınlarına ait fotoğraflar ve kırmızı karanfiller vardı. Bu haftaki oturma eyleminde ilk olarak 16 Ocak 1996'da Şırnak'ın Güçlükonak (Basa) İlçesi'nde yaşanan katliamında katledilenler arasında yer alan Ahmet Kaya'nın kızı Leyla Kaya söz aldı.
'YALANLARA KANMIYORUZ'
Kaya, Kürtçe yaptığı konuşmasında Başbakan Erdoğan'a seslendi. "Tayyip Erdoğan bizim acımızı paylaştığını söylemişti, ama buradaki anneleri görmemeye devam ediyor" diyerek Başbakan'a tepki gösteren Kaya, 310. haftasına ulaşan eylemlerinde hala yakınlarının akıbetini bilmemelerine isyan etti. Kaya, isyanını şu sözlerle dışa vurdu: "Artık yeter. Söylenen yalanlara inanmıyoruz. Seçimler yaklaştığı için bize bu şekilde yaklaşıyorsun, ama bizim aklımız başımıza geldi, sana inanmıyoruz."
Kayıp yakınları tarafından yapılan konuşmaların ardından bu haftaki oturma eyleminde 1984 yılında İstanbul'da gözaltına kaybedilen Maksut Tepeli'nin hikâyesi paylaşıldı. Tepeli'nin kaybediliş öyküsü İHD Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon Üyesi Seza Mishoruz tarafından okundu. Evli ve bir çocuk babası bir öğretmen olan 25 yaşında Maksut Tepeli'nin askeri darbe sonrası onbinlerce insan aranmaya başladığını aktaran Mishoruz, 2 Şubat 1984 günü evine baskın yaparak karakol kuran polislerin tam evine gireceği esnada Tepeli'yi sırtından vurduklarını belirtti. Vurulan Tepeli'nin yaralı halde ev sahibi Ali Yürümez ve Şükrü Bal ile gözaltına alınarak hastaneye götürülmeden direk gözaltı merkezine götürüldüğünü kaydeden Mishoroz, dönemin koşulları içerisinde ailesinin 45 gün boyunca Tepeli'den haber alamadığını söyledi. Mishoroz, tanıkların Tepeli'nin gözaltına alındığı karakolda ağır kan kaybetmesine rağmen işkenceden geçirilerek öldürüldüğünü söylediklerini" ifade etti.
'SORUMLULAR YARGILANSIN'
Eşi Şehriban Tepeli'nin de hakkında arama kararı olduğu için Maksut Tepeli'nin akıbetini soramadığını belirten Mishoroz, "Maksut'un annesini ise her hafta karakola çağırarak 'çocuklarımdan haber alamadım' diye imza attıranlar, Maksut'un ölümünün ardından 'artık gelmede gerek yok, oğlun öldü' dediler. Cenazesini isteyen anne, hırpalanarak dışarı çıkarıldı" sözleriyle anlattı kaybediliş sürecini. Nüfus kaydına bugün "ölü" kaydı düşürülen Tepeli'nin annesine verilmeyen cenazesinin, yapılan tüm eşi ve kızı tarafından yapılan tüm başvurulara rağmen hala kayıp olduğunu dile getiren Mishoroz, "Tepeli kaybedildiğinde Genelkyrmay Başkanı M. Necdet Uruğ, Emniyet Genel Müdürü Fahri Görgülü, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Yiğit'ti. Tepeli'nin kaybedilmesinden, katledilmesinden bu isimlerin sorumlu olduğunu bir kez daha söylüyor ve yargılanarak cezalandırılması istiyoruz" diye konuştu.
Mishoroz'un ardından söz alan Tepeli'nin eşi Şehriban Tepeli ise, uzun yıllardır Hollanda'da yaşamak zorunda kalması nedeniyle eylemlere katılamadığını, ama her hafta eşinin akıbetini soran annelere teşekkür ettiğini söyledi. Maksut'un öldürüldüğünü bilmeme rağmen ben de halen diğer bütün anneler gibi bir gün çıkıp geleceğini umduğunu ifade eden Şehriban Tepeli, "Bende Leyla Kaya gibi 'Êdi besi' diyorum. Ölülerimizi bizlere teslim edilmesini istiyoruz" dedi. (İSTANBUL/DİHA)
Evrensel'i Takip Et