10 Nisan 2003 21:00
Türkiye Kürtleriyle BARIŞMALI
Demokratik Halk Partisi (DEHAP), Kürt sorununun bütün boyutlarıyla tartışılması için konferans süreci başlattı. Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna açıklanan deklarasyon çerçevesinde çalışmalarını sürdüren DEHAP, yıl sonunda yapılması düşünülen konferans için tartışmaları şimdiden başlattı.
"Sorunların çözümü askeri müdahalede değil, demokratik dönüşümde aranmalı" başlığıyla yayımlanan deklarasyonu bütün kitle örgütleri, sendikalar, parti, meslek örgütleri, bilim adamları ve aydınlara ulaştırmaya çalışan DEHAP'ın hedefi, toplumun tüm kesimlerinin sahiplendiği bir konferansta, sorunun enine boyuna tartışılarak çözüme kavuşturulması.
Başbakan ve Meclis Başkanı'ndan da randevu talebinde bulunan DEHAP, bütün milletvekilleri, Meclis'teki ve dışındaki tüm siyasi parti başkan ve yöneticileri ile görüşmeyi de önüne hedef olarak koydu.
Irak Savaşı ve sonuçları da göz önüne alınarak, eylül ya da ekim ayında toplanılması düşünülen konferansın çalışmalarına katılan Dr. Naci Kutlay; hazırlıkları, konferansın hedefini ve Irak Kürtleri üzerindeki tartışmaları gazetemize değerlendirdi.
Kuşkular gelişimi engeller Irak olayından dolayı Kürt sorununun daha fazla öne çıktığını belirten Kutlay, "demokratikleşme, yeniden yapılanma, değişim ve dönüşüm" taleplerine dikkat çekerek, "Kürt sorununa, şimdiye kadar söylenmeyen yönleriyle değinmek istediklerini" söyledi. Gelişmelere, "Eğer Irak'taki Kürtlerde bir yapılanma, bir değişim olursa, bu, Türkiye'deki Kürtleri de etkiler. Orada hiç değişiklik olmasın, Kürtler bugünkünden daha ileri bir konuma gelmesin" diye bakıldığını anlatan Kutlay, "Bu korkuları bertaraf etmenin, bu korkulardan arınmanın tek yolunun insanların kendi ülkelerinde demokratik, çok ileri bir konumda olmaları" olduğunu dile getirdi. Kutlay, "Türkiye'deki Kürtler; Türkiye'de mennun, mutlu olurlarsa, kendi coğrafyalarında kültürlerini, dillerini, hukuklarını, bütün olarak kendilerini ifade edebilirlerse yani kelimenin tam anlamıyla mutlu olurlarsa, o zaman dışarıdaki oluşumların Türkiye'deki insanları etkilemesinden korkmaya gerek kalmaz" dedi. Deklerasyonda eşitlik temeline dayalı birliği öne çıkardıklarını, bu birlikten korkmamak gerektiğini söylediklerini ifaden eden Kutlay, "Kendi Kürtlerimizle barışmamız lazım. Türkiye'nin önce kendi Kürtleri ile barışması lazım. Aksi halde devamlı kuşkular taşır. Kuşkular gelişimi engeller." diye konuştu.
Herkes tartışsın Türkiye'de Kürt sorununun önemli olduğunu, ama kimsenin bu sorunu enine boyuna tartışmadığını, üstünkörü, her tarafa çekilebilecek ifadelerle konuşulduğunu anlatan Kutlay,"Tartışılmadığı zaman zannederiz sorun yok. Oysa yine çıkar ortaya" dedi. "Türkiye'de tam anlamıyla demokratik bir ortam yaratılırsa, kültürler üzerindeki baskılar kaldırılırsa, hakkın, hukukun egemen olduğu bir ortam yaratılırsa, o zaman sorunları çözebiliriz. İnsanlar tek kimlikli değildir, çok kimliklidir. Cinsel kimliği var, mesleki kimliği, kültürel kimliği.... Hepsini kapsayan bir kimlik de vatandaşlık kimliği. Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit vatandaşı olmak. En kapsayıcı kimlik budur. Onun altında da alt kimlikleri kabul edeceksiniz" diyen Kutlay, Kürt Konferansı'nda bütün bunların enine boyuna tartışılacağını ifade etti. Böyle bir konferansın kendilerini aştığını, kendilerinin toplumun küçük bir parçası olduklarını belirten Naci Kutlay, "Toplumun bütün katmanlarını etkileyen kurumlarla birlikte yapıldığı zaman ancak sonuç doğurabilir" diyerek konferansın, geniş bir kesim tarafından sahiplenilip, toplanması için çaba harcadıklarını söyledi.
Savaş ve Kürt sorunu Çalışmalarının henüz başında olduklarını, savaş ortamına da dikkat çekerek belirten Kutlay, bu savaşın sonucunun da Kürt sorunuyla doğrudan ilintili olduğunun altını çizdi. "Bu büyük, ciddi bir iş. Türkiye'nin en önemli girişimlerinden biridir" diyen Kutlay, 70 sene boyunca Kürtlerin inkâr edildiğini, şimdi Kürt Konferansı konusunda insanların düşünmesi gerektiğini söyledi. Sorunun kısa süreye sıkıştırılmasının doğru olmadığını, Irak Savaşı'nın da henüz bitmediğini hatırlatan Kutlay, "Irak Savaşı'nın getirecekleri ile Kürt sorunu kendiliğinden ilintili. Sizin ve benim istemime bağlı değildir. Zaman alır." dedi. Dr. Naci Kutlay, Kürt Konferansı'nı şimdiden toplumun gündemine sokmak ve tartışılmasını sağlamak istediklerini de dile getirdi.
Kuşkular gelişimi engeller Irak olayından dolayı Kürt sorununun daha fazla öne çıktığını belirten Kutlay, "demokratikleşme, yeniden yapılanma, değişim ve dönüşüm" taleplerine dikkat çekerek, "Kürt sorununa, şimdiye kadar söylenmeyen yönleriyle değinmek istediklerini" söyledi. Gelişmelere, "Eğer Irak'taki Kürtlerde bir yapılanma, bir değişim olursa, bu, Türkiye'deki Kürtleri de etkiler. Orada hiç değişiklik olmasın, Kürtler bugünkünden daha ileri bir konuma gelmesin" diye bakıldığını anlatan Kutlay, "Bu korkuları bertaraf etmenin, bu korkulardan arınmanın tek yolunun insanların kendi ülkelerinde demokratik, çok ileri bir konumda olmaları" olduğunu dile getirdi. Kutlay, "Türkiye'deki Kürtler; Türkiye'de mennun, mutlu olurlarsa, kendi coğrafyalarında kültürlerini, dillerini, hukuklarını, bütün olarak kendilerini ifade edebilirlerse yani kelimenin tam anlamıyla mutlu olurlarsa, o zaman dışarıdaki oluşumların Türkiye'deki insanları etkilemesinden korkmaya gerek kalmaz" dedi. Deklerasyonda eşitlik temeline dayalı birliği öne çıkardıklarını, bu birlikten korkmamak gerektiğini söylediklerini ifaden eden Kutlay, "Kendi Kürtlerimizle barışmamız lazım. Türkiye'nin önce kendi Kürtleri ile barışması lazım. Aksi halde devamlı kuşkular taşır. Kuşkular gelişimi engeller." diye konuştu.
Herkes tartışsın Türkiye'de Kürt sorununun önemli olduğunu, ama kimsenin bu sorunu enine boyuna tartışmadığını, üstünkörü, her tarafa çekilebilecek ifadelerle konuşulduğunu anlatan Kutlay,"Tartışılmadığı zaman zannederiz sorun yok. Oysa yine çıkar ortaya" dedi. "Türkiye'de tam anlamıyla demokratik bir ortam yaratılırsa, kültürler üzerindeki baskılar kaldırılırsa, hakkın, hukukun egemen olduğu bir ortam yaratılırsa, o zaman sorunları çözebiliriz. İnsanlar tek kimlikli değildir, çok kimliklidir. Cinsel kimliği var, mesleki kimliği, kültürel kimliği.... Hepsini kapsayan bir kimlik de vatandaşlık kimliği. Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit vatandaşı olmak. En kapsayıcı kimlik budur. Onun altında da alt kimlikleri kabul edeceksiniz" diyen Kutlay, Kürt Konferansı'nda bütün bunların enine boyuna tartışılacağını ifade etti. Böyle bir konferansın kendilerini aştığını, kendilerinin toplumun küçük bir parçası olduklarını belirten Naci Kutlay, "Toplumun bütün katmanlarını etkileyen kurumlarla birlikte yapıldığı zaman ancak sonuç doğurabilir" diyerek konferansın, geniş bir kesim tarafından sahiplenilip, toplanması için çaba harcadıklarını söyledi.
Savaş ve Kürt sorunu Çalışmalarının henüz başında olduklarını, savaş ortamına da dikkat çekerek belirten Kutlay, bu savaşın sonucunun da Kürt sorunuyla doğrudan ilintili olduğunun altını çizdi. "Bu büyük, ciddi bir iş. Türkiye'nin en önemli girişimlerinden biridir" diyen Kutlay, 70 sene boyunca Kürtlerin inkâr edildiğini, şimdi Kürt Konferansı konusunda insanların düşünmesi gerektiğini söyledi. Sorunun kısa süreye sıkıştırılmasının doğru olmadığını, Irak Savaşı'nın da henüz bitmediğini hatırlatan Kutlay, "Irak Savaşı'nın getirecekleri ile Kürt sorunu kendiliğinden ilintili. Sizin ve benim istemime bağlı değildir. Zaman alır." dedi. Dr. Naci Kutlay, Kürt Konferansı'nı şimdiden toplumun gündemine sokmak ve tartışılmasını sağlamak istediklerini de dile getirdi.
Evrensel'i Takip Et