7 Nisan 2003 21:00

Yine barikat kurarız

Özelleştirme programının yakından ilgilendirdiği, Muğlalı ve Yatağanlı emekçiler, hükümetin kararlarına boyun eğmeyeceklerini dile getirdiler. Savaş, özelleştirme, iş güvencesi, İş Yasası gibi, gündemdeki sorunları gazetemize değerlendiren sendikacılar ve işçiler, Türkiye'nin ABD'nin yürüttüğü emperyalist savaşa ortak olmaktan vazgeçmesini de istediler. Türkiye Maden-İş Sendikası Yatağan Şube Sekreteri Süleyman Girgin, Irak'a açılan savaşın temel nedeninin petrol ve enerji kaynakları olduğunu belirterek, ABD'nin Suudi Arabistan ve Kuveyt'te olduğu gibi işbirlikçi bir yönetim istediğine dikkat çekti. "Saddam'a diktatör diyorlar. Bu diktatör halkına 7 milyon silah dağıtmış durumda, silahların Saddam'a dönmesi gerekmez mi? Amerika'nın teknolojik açıdan bu savaşı kazanması mümkün görünüyor, ancak dünya kamuoyunda savaşı baştan kaybetti, 'özgürlük savaşı' vaazlarına rağmen, ne kadar ilkel ve vahşi olduğunu göstermiş oldu. Onun içindir ki, bu savaşın galibi Irak'tır" diyen Girgin, işyerlerinde savaşı teşhir ettiklerini, televizyon programları yaptıklarını, Yatağan, Milas ve Muğla'da kitle örgütleriyle ortak mitingler düzenlediklerini anlattı.

'Şener sözünü yuttu' 2003 Bütçesi'nin yarısından fazlasının faiz ödemelerine gittiğini, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçlara pay ayrılmadığını belirten Süleyman Girgin, IMF ve Dünya Bankası'na olan borçların faizleriyle birlikte tıkır tıkır ödendiğini, sıra emekçilerin zorunlu tasarruflarına, ertelenen ikramiyelere gelince "para yok" denildiğini ifade etti. Devlet Bakanı Abdüllatif Şener'in 1994'te Yatağan'da Maden-İş'in düzenlediği panele katılarak, "Özelleştirme kesinlikle yapılmamalıdır" dediğini hatırlatan Girgin, "Şimdi ise 'en hızlı özelleştirmeyi biz yapacağız' diyodr" diye tepki gösterdi. Çıkış yolunun, işçi ve emekçiler tarafından hazırlanan alternatif emek programının hayata geçirilmesi olduğunu söyleyen Girgin, "bağımsızlık savaşında vatanı için canını vererek her türlü fedakârlığı yapan Türkiye halkının, IMF aracılığıyla ülkeyi emperyalistlerin hizmetine sunan yönetimler için aynı fedakârlığa katlanacağına inanmadığını" dile getirdi.

'Yine barikat kurarız' Özelleştirmeye karşı mücadelede maden işçilerinin bir simge olduğunu söyleyen Girgin, "Amerika ve İngiliz firmalarıyla devir anlaşmaları imzalanmasına rağmen, barikatlar kurarak işyerlerine sahip çıktılar ve devir gerçekleşmedi. Biz maden işçileri olarak işyerlerimizin yerli ve yabancı şirketlere peşkeş çekilmesine kesinlikle izin vemeyeceğiz. Hükümetin özelleştirme yılı ilanına karşı biz de bu yılın mücadele yılı olacağını ilan ediyoruz" diye konuştu. TÜSİAD ve TOBB'un baskısıyla hükümetin varolan anlaşmayı yok sayarak, İş Güvencesi Yasası'nı tek taraflı değiştirmeye çalıştığını, esnek çalışma ve kıdem tazminatlarının yok edilmesini içeren bir İş Kanunu dayattığını söyleyen Girgin, kazanılmış hakları geri almaya yönelik uygulamalara karşı koyacaklarını kaydetti.

Anlaşmalar iptal edilsin Tes-İş Yatağan Şube Başkanı Erol Soğancı, ABD emperyalizminin kendi imparotorluğu için, dünyaya tamamen egemen olmak istediğini belirterek, herkesin bu savaşa karşı olması gerektiğini söyledi. Soğancı, işyerlerinde savaşı teşhir etmeye, eylem ve etkinliklerde etkili şekilde yer almaya çalıştıklarını belirtti. Bütçe politikasında istihdam alanlarına yer olmadığını, üreticinin geleceğe kaygıyla baktığını söyleyen Soğancı, "AKP; ABD, DB ve IMF'ye verilen sözlerin yerine getirilmesi esasına dayalı politika izliyor, bu politikalar terk edilmelidir. IMF ile yapılan anlaşmalar iptal edilmelidir" dedi.

Özelleştirme siyasi tercih Enerji ve termik santrallerinin özelleştirilmesinin doğru olmadığını kaydeden Soğancı, elektriğin kilowatını 1,5 cent karşılığında üretiklerini belirterek, şunları söyledi: "Biz 25 bin liraya elektrik üretirken, yerli ve yabancı ortakların kurduğu santrallerden 200-250 bin liradan elektrik alınıyor. Bu ihanettir; Yeniköy, Yatağan, Kemerköy'de kapasite düşürülürken, yabancı ve yerli ortakların santrallerinde üretilen elektrik Türkiye'de üretilen elektirik miktarının neredeyse yüzde 30'u olmuştur. Özelleştirme ekonomik değil siyasi bir tercihtir. Bizim işyerlerini savunmamız aynı zamanda politik bir güçle de beslenmelidir." "Bush 'Irak'a demokrasi getireceğim diyor', oysa attığı bombalarla insanlar ölüyor. Özgürlükten bahsediyor başka ülke topraklarına kendi bayrağını dikiyor. Bu mu özgürlük?" diyen Tes-İş üyesi İzzet Vural ise, mücadele edilmeden hiçbir hakkın alınamayacağını vurguladı.


İŞGAL ALTINDAYIZ Nejdet Dolyan (Belediye-İş Sendikası Muğla Şube Başkanı): Kurtuluş Savaşı'ndan önceki durumla, şu anki durum arasında bir fark yok. Türkiye, Amerikan askerinin işgali altında. Trabzon Limanı'nı istemelerinin nedeni Hazar bölgesindeki petrol ve doğalgaz geçiş koridorunu da kontrol altına almaktır. İnsan olan bu savaşa destek olmaz. Biz şube olarak, milletvekillerine tezkerenin geçmemesi için faks gönderdik. Savaş karşıtı eylemlerde yerimizi aldık. AKP Hükümeti de dışa bağımlılığını sürdürüyor. Bize göre IMF ve Dünya Bankası ile olan ilşkiler kesilmeli, borçlar ertelenmelidir. Yeni çıkacak İş Yasası ile 1800'lerdeki kölelik düzenini geri getirmeyi hedefliyorlar. Benim üyemi alıp başka bir belediyede çalıştıracaklar. Bir işçi simsarı piyasası oluşturacaklar. Kıdem tazminatlarını da fonda biriktirmeyi düşünüyorlar. Bu paranın akıbeti de tasarruf fononundaki paralar gibi meçhul olacak. Biz bu yasalarla ilgili işyerlerimizdeki toplantılarla üyelerimizi bilgilendirdik. 2473 üyemizle yeni İş Kanunu ve savaşa karşı tepkimizi ortaya koymaya devam edeceğiz.


BIÇAK KEMİĞE DAYANDI Hamdi Güneş (Tes-İş üyesi): Türkiye, hava sahasını açarak savaşa, Genelkurmay'ın açıklaması da hükümete destek oldu. Biz Irak'ın Türkiye üzerinden kırılmasına destek olunmasını istemiyoruz. Bu hükümet de öncekilerden farksız olduğunu gösterdi. IMF şu an, hükümeti daha da kontrol altına almış görünüyor. Konfederasyonlar hükümete karşı sessiz kalmamalı, Refahyol'u düşüren işçiler oldu. Şubeler, konfederasyonlar miting ve eylem yapmalılar ki, hükümet bu gücü görsün. Eğer bunu yapmazlarsa Yatağan'da olduğu gibi biz yaparız, bıçak kemiğe dayanmasın. Rüstem Aker (Tes-İş üyesi): Savaş, Irak'la sınırlı kalmayacak, ABD Suriye ve İran'a da dayanacak. Ölen çocuklar, yıkılan binalar, parçalanan yuvalar, her taraf viraneye dönüyor. Şahsen ben, Irak'ın petrolünü bir can karşılığı için alacağımı bilsem kabul etmem bunu. Irak petrolü için Bush kendi ailesinden bir kişiyi göndersin de görelim! Göndermez, çünkü canları kıymetlidir. Türkiye bu savaşa alet olmamalıydı. 1475 sayılı İş Kanunu'nda yapılmak istenen değişikliklerle kölelik geri getiriliyor. Sendikalarda gizliden gizliye anlaşma görüntüsü var. Oysa sendikalar, meslek odaları bir araya gelmeli, sonuç alıcı eylemler olmalı.

Evrensel'i Takip Et